Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet evet burası kitap uygulaması..
Uygulamada epeydir gördüğüm bir durum var: "Burası kitap uygulaması böyle şeyler paylaşamazsınız." şeklindeki parmak sallamalar. Neden herkes her konuda çok bilgili, yetkili, erdemli, söz söyleme sahibi hissediyor kendini? Sürekli insanlara ne yapıp ne yapmamalarını söyleyecek, onlara sınır çizecek gücü size veren ne ki? Fotoğraf
1000Kitap
1000Kitap
uygulaması nedir? Öncelikle 1000K ismini açıklıyayım; Yılda 25 kitap okunması ile 40 yılda 1000 kitap olacak şeklinde düşünülmüş bir marka. Kitap ana fikrinin yanında anlık ileti paylaşımları, hastangler ile sosyal ekileşim oluşturma, yeni arkadaşlarla tanışma sohbet etme, satış (kitap şimdilik) ve reklamlarında yer aldığı web sitesi
Reklam
Issızkılık V
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
1K Okurunun Evrimleşme Süreci
1.GÜN Siteye üye olur. Hemen okuduğu kitapları eklemeye başlar.Genellikle " Kürk Mantolu Madonna" ilk eklediği kitaptır. Ardından rastgele kişileri takip etmeye başlar. Erkek ise takibe dönen sayı üçü beşi geçmez.Kadınsa bu sayının onu bulduğu görülmüştür. Takip ettikleri: 55 Takipçileri: 5 2.GÜN Artık kitap incelemeye hazır
"Mutluluk nedir?" sorusuna gelen anlamlı ve en beğenilen yanıtlar:
Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun diyor Coelho.
Mehmet Bahoz Öztürk
Mehmet Bahoz Öztürk
Makul durumdaki istek, arzu, beklentileri aslında gücünün yetebildiğince karşılayabilme tatminkarlığıdır. Mahatma Gandhi'nin dediği gibi: "Mutluluk, düşündüğünüz, söylediğiniz ve yaptığınız şeylerin uyum içinde olmasıdır."
Emre Bulut
Emre Bulut
SAKAT TAKAS
Başlangıçta takas vardı. Tek hücreli canlılar birlikte yaşamayı, yalnız yaşamaya tercih etmişlerdir. Dolayısıyla çok hücreli canlılar ortaya çıkmıştır ve bu çok hücreli canlılar birlikte üremeyi, yalnız üremeye tercih etmişlerdir. Dolayısıyla, cinsellik ortaya çıkmıştır. Daha sonra cinselliği keşfeden bu canlılar karada yaşamayı, suda yaşamaya
Reklam
Sahte Alıntıları Hep Birlikte Bitirelim
Arkadaşlar sahte alıntıları, sağ üstteki 3 noktaya tıklayarak gönderiyi bildir yapıp, sonrasında sahte alıntıdır, kitapta böyle bir cümle bulunmamakta diyerek sizde sitenin steril olmasına destek vererek bildirebilirsiniz.Hem belli bir seviyeden sonra kimse artık emin olmadığı, hemde okumadığı alıntıları paylaşmayacaktır.Ayrıca iyi niyetli okurların yanlış öğrenmesinin de önüne geçilecektir bu şekilde ve kitabın yazarının emeğine de saygısızlık yapılmamış olacaktır.10 tane şikayet edebilme hakkınız var aynı anda.En popülerlerini bildirirseniz daha hızlı azalır ve yeni paylaşımlarda artık olmaz.Emin olduğunuz ve okuduğunuz kitaplardaki sahte alıntıları bu şekilde hızlı bir biçimde şikayet edebilirsiniz sevgili arkadaşlarım.Teşekkürler bu arada
1000Kitap
1000Kitap
😇👍🏽
İşkenceci bir abinin Kız Kardeşine Mektubu (28 Şubat)
Sevgili kardeşim Doğam,evimizin dördüncü kardeşten sonuncusu ve İzmir’de doğan tek kardeşimiz (Ablam ve erkek kardeşim biz Hakkari’de doğduk). Sana küçükken yaptığım her şey için o kadar mutluyum ki 😌örnek( yatak altından şeytan maskesiyle çıkıp korkutmak, yüzünü boyamak,kışın ıslatmak,yatak yorgan içine kapamak vs ) bana sorsalar “pişman mısın” diye bende “Pişman değilim yine olsa yine yapardım” derdim. Sende benim pokemon kartımı ısırmıştın hem de newton en zor çıkan. Demem o ki şimdi 25 yaşındasın ve artık öğretmensin. Sana bugün çocukken ablamla Hakkari’de birbirimize çizimler yaparak özel günleri kutladığımız ufak bir hediye hazırladım. Gerçi bizim monami pastel boyalarımız vardı renk renk ama olsun fosforluda iş gördü bunu çizdim.Birde yanlarını yaktım 2 boyutlu olsun dedim. Umarım beğenirsin.Bu arada tek özür dileyeceğimiz kişi ablamla birlikte annem olacaktır. Bu özel günlerde bazen anneme şiir yazmayı bırak, kendi rujunu paketleyip ona hediye olarak geri veriyorduk o da şaşırıyordu “AAAA NE GÜZELL HEDİYE BAYILDIM” bizde 5-6 yaşın verdiği beyinle birbirimize bakıp hafif kurnazlı bakışmarla kıkırdaşıp gülüyorduk.Neyse konu yine dağılmasın. Seni çok seviyorum. SENİN KADAR GÜZEL BİR YIL SENİNLE OLSUN DOĞAM 🎂 Sen evin son mirası ,prensesi ve eve doğduğunda dik saçla gelen gergin ve ağlayan tek bebesi iyi ki varsın🎂😎
Doğum günüm..
Yarın benim doğum günüm ve yine yalnızım. Hayatım boyunca pek çok şey yaşadım ama nadiren birileriyle bunları paylaşma fırsatım oldu. Ailemle ilişkim iyiydi ancak arada mesafeler oluşturan yurtlarda kaldım. Dostlarımı saymak için parmaklarım yeterli. Genellikle hislerimi ve düşüncelerimi kendime sakladım, insanlarla pek içli dışlı olamadım. Yalnızlık benim için bir sığınak gibi; güvende hissetmemi sağlıyor ama aynı zamanda bir hapishane gibi, dış dünyadan izole ediyor. Doğum günlerim genellikle sıradan günler gibi geçiyor, ailem ve yakınlarım dışında kimse hatırlamıyor, belki de kimse bilmiyor. Ama bu sefer bir şeyler farklı hissediyorum. Belki de artık bu yalnızlıktan sıkıldım ve bir değişiklik yapma, insanlarla gerçekten bağ kurma zamanı geldi. Belki de yarınki doğum günüm, hayatımda yeni bir sayfa açma fırsatı olacak.
"İSİMSİZ KADINLAR 2."
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir! Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
Reklam
Atatürk'ün size verdiği hakla gidip haklarınızdan vaz geçmek için oy verdiniz. Ve bunu şarkılarla oyunlarla kutladınız. Bu son oyunlarınız ve son oyunuzdu. Keyfini çıkarın. Ha bu arada, boşuna kpss falan da çalışmayın artık kız kardeşlerim. Çünkü; "Kadın narindir, çalışmaya zorlanmamalıdır."
arkadaşlar sizin beğeni , takipçi sevdanıza başlayacağım artık yeter. senin youtubedeki videon da umurumda değil, seslendirdiğin şiir de. ulan zaten böyle bir merakım olsa direkt gelir takiplerim manyak mısınız siz zorla insanlara dikta ettiğiniz şeylere bak ya. az çok tanıyan bilir ne takipçi önemserim ne de yanlışa doğru derim. beğeni almak gibi hiç bir çabam olmadı bu yaşıma kadar, kendi sayfamda kitaplarla konuşup arada kafayı kırdığım olur başka kimseye de zararım dokunmaz. lütfen popülarite kasmak isteyen , kendini geliştirememiş zımbırtılar engellesinler bir zahmet. ben kitap alıntıları paylaşıp arada makara yaptığım ve bunları okuyup anlayan insanlarla mutluyum. hadi eyvallahhh.
Okumak
Okumak Ve Tüketmek-1 Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Ben Geldim...
Birazdan akşam çökecek, sessizlik okyanus gibi dolduracak dinlenme tesisini. Adına tesis dedikleri bu yerin ortasında yaşlı bir beton yığını, onun karşısında beton yığınının yaşı kadar sefer yapmış; emeklilik bekleyen otobüs. Beyaz saçlı şoför otobüsün hemen yanında sigarasını bitirmeye çalışıyor, yorgun gözleriyle yolu izliyor. Yol izlemek,
ÖFKELENİNCE NEDEN BAĞIRIRIZ? Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş. Öğrencilerden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş “ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız? ” diye tekrar sormuş. Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: “İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.” “Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.” Daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: “ Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.