Ey Gölgelerin Savaşçısı Kimsin Sen... ?
Kızım Tala'dan Gelen Mektup Kalplerimizde çok değerli bir yeri olan babamıza... Bu mektubu tutuklandığın günün yıldönümü münasebetiyle yazıyoruz. Tutuklanmanın üzerinden tam 10 yıl geçti ve sen hala tek kişilik hücrende, karanlıklar içinde, duvarların arka sındasın. Hiç kimseyi görmeden ve hiç kimseyle konuşmadan... Sevgili babamız,
"Rüya görmedim değil mi? Kainatla birlik olduğumu hissettim! İnanmıyorum! Sence yüksek irtifadan aklımı kaçırmış olabilir miyim?" "Hayır, gerçek bu; sen "bütünün" bir parçasısın. Kaynağa, içinde yaşadığın sevgiye ulaşmış bulunuyorsun." "Yapma, beni korkutuyorsun. Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum." "Çünkü yine mantığınla açıklamaya çalışıyorsun, oysa yapacağın hiçbir açıklama yeterli olmayacaktır. İçinde bulunduğun bütünlük hâlini hissetmekle yetin. Kötü mü hissediyordun?" "Hayır! Tam tersine, hissettiğim tek şey tarifi mümkün olmayan bir güçtü!" "Sonsuz büyüklüğü tatmış bulunuyorsun. Yani zihnini susturmayı başardığın her sefer erişebileceğin, yaratılış ânındaki hâlini." "Tanrı'dan bahsediyorsun, değil mi?" "Sen nasıl istersen öyle adlandır." "Ben inanmıyorum." "Bir şeye inanma ya da inanmama meselesi değil ki bu. Yaşa! Hayatı deneyimle! Adlandırmak kısıtlamaktır; oysa ben sana çok daha yüce, sınırsız ve sonsuz bir şeyden bahsediyorum."
Reklam
Lenin:
“Ne dediğinizin farkında mısınız siz? Bakın açıklıyorum: 'Nasıl Yapmalı?’ya ilkel, yavan, zayıf demeye kimsenin hakkı yoktur! Yüzlerce insan bu kitabın etkisiyle ilerici olmuştur. Çernişevskiy ilkel ve yavan şeyler yazmış olsaydı bu hiç mümkün olabilir miydi? Örneğin benim ağabeyim bu kitaba vurgundu; ben de vurgunum 'Nasıl Yapmalı?’ya. Beni derin bir biçimde ikinci bir kez sürmüş, çapalamıştır bu kitap. Sorabilir miyim, ne zaman okudunuz siz 'Nasıl Yapmalı?’yı? Ağzı süt kokarken okuyanlara bu kitabın vereceği bir şey yoktur. Genç yaşlarda okunduğunda anlaşılamayacak denli derin düşüncelerle dolu ve çetrefildir Çernişevskiy’in kitabı. Sanırım ilk kez 14 yaşındayken okumaya çalışmıştım 'Nasıl Yapmalı?’yı. Hiçbir yarar sağlamayan, üstünkörü bir okumaydı bu. Ağabeyimin idam edilmesinden sonra Çernişevskiy’in romanının onun en sevdiği kitap olduğunu bilerek yeniden elime aldım 'Nasıl Yapmalı?’yı ve bu kez birkaç gün değil, birkaç hafta sürecek bir okumaya giriştim. Ancak o zaman anlayabildim derinliğini. Öyle bir iki atımlık değil, insana yaşam boyu yetecek bir baruttur bu kitap. Hiç zayıf bir kitabın böylesine güçlü etkisi olabilir mi?..”
Zavallı olduğumu söylüyordum değil mi? Bütün açıkgözlülüğümün budalalıktan başka bir şey olmadığını açıkça görüyorum; ama bazen, büyük bir adama yakışır düşüncelerle hareket ettiğim oluyor, eğer içerideki Zorba'nın emrettiğini yapabilirsem, dünyayı şaşkın bırakıyorum. Hayatımda vadeli anlaşmam olmadığı için, en tehlikeli uçuruma vardığım zaman freni laçka ederim. Her insanın hayatı inişli yokuşlu bir çizgidir ve her akıllı adam kendini frenle idare eder; fakat ben patron, değerim buradadır, frenimi çoktan attım, çünkü karamboller, beni korkutmuyor; biz işçiler yoldan çıkmaya karambol deriz. Yaptığım karambollere dikkat ediyorum Allah belamı versin! Gece gündüz koşuyor, keyfimi yaşıyorum ve isterse, kırılıp paramparça olayım. Yitirecek neyim var? Hiç! Sanki kendimi uslu idare etsem kırılmayacak mıyım? Kırılacağım; öyle ise toplara ateş!.. Şimdi sen bana gülüyorsun patron, ama ben sana budalalıklarımı, -ya da haydi düşüncelerimi yada zaaflarımı diyelim- vallaha, bu üçü arasında ne fark var, bilmem; yazıyorum, işin yoksa gül sen. Ben de, senin güldüğüne gülüyorum, böylece de dünyada gülmenin sonu gelmiyor. Her insanın kendi deliliği vardır, bana öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır.
Sayfa 175 - Can YayınlarıKitabı okudu
1 Hayatı bir gömlek gibi sıyırsam mı üstümden? Yüreğimde, kuyruğunu bırakıp giden bir kertenkelenin tedirginliği Ya da yollar, yollar, yollar boyunca Bastırıp dursam mı yarama ellerimi? O kadar kolay değil unutmak Ölüm bile istemez olur adamı gün gelir Son anda göze ilişen bir çiçek, Uzaktan duyulan bir çocuk sesi... Kan mı tutuyorum
Sayfa 76 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
kafama saksı düşmüş gibiyim...
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü
Reklam
942 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.