Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Başdiyakoz devasa binayı bir süre sessizce seyretti; sonra, bir iç geçirişle sağ elini masanın üzerinde açık duran basılı kitaba, sol elini Notre-Dame’a doğru uzatarak ve kederli bakışlarından birini diğerine çevirerek şöyle dedi: ‘Heyhat! Bu onu öldürecek.’” Klasikleri seven herkes için Notre-Dame’in Kamburu okunmazsa olmayacak eserlerin
...şiiri hiçbir zaman bir düşuncenin kanıtlanması, bir davanın savunulması, bir felsefe sisteminin sunulması olarak düşünmedim. Şiirin yapısının gerektirdiği bu bağımsızlık, şairlerin özgürlük aşkıyla da açıklanabilir. Bunun için, baskı rejimlerinde ilk isyan bayrağını açanların daima şairler olduğuna şaşırmamak, bunu doğal karşılamak, buna sevinmek gerekir.
Sayfa 14 - Şiir Üstüne - KonuşmaKitabı okudu
Reklam
Öğle güneşi keskin, beyaz ışınlarını yayıyordu. Havada tek bulut yoktu, yaprak kımıldamıyordu. Her şey böyle dinlenirken, sadece gökyüzünde kızışan yuvarlağın ışığı yükseliyordu. Mail ıssızdı, yere karaağaçların ağır ve kımıltısız gölgesi inmişti. Duvarların kenarında bulunan çukurun dibinde yol bekçisi uyukluyordu. Kuşlar susmuştu. Dörtte üçü
Macera (cinayet, tecavüz, gasp ve türlü suçlar) dolu AMERİKA!
Yeri gelmişken, 2008 itibarıyla ABD’nin nüfusuna oranla en büyük mahkum sayısına sahip olduğunu bilir miydin? Her 140 Amerikalıdan birisi içeride; toplam 2,1 milyon adam. Rusya, Amerika’nın gerisinde her 195 kişiden biri hapis. Onların ardından Güney Amerika, Polonya, İngiltere, Çin öyle gidiyor. Sammy Sorrell diye bir adam var, istatistikler ondan. 1990’da kurulan United Citizens for Legal Reform örgütünün başkanı, aynı zamanda yazar ve radyocu, Sorrell. 11 eylül 2001-2006 arasında ABD’de işlenen cinayet sayısının aynı dönemde Irak’ta ölen askerlerin 10 katı olduğuna dikkat çekiyor; dahası, cinayetlerin ekonomiye yükü 3 trilyon dolarmış ki, bu da Irak Savaşı için harcananın (1 Trilyon) üç katı oluyor! Sorrell, hiç bir başkan adayının Amerika’nın bu niteliğinden bahsetmediğinden yakınıyor. Oysa bu ülkede homegrown terrorism’in verdiği zayiat, terrorism domino from offshore’dan katbekat fazla, zira, yerli, terörün bir bileşeni de ‘’milyonlarca genç dimağı ve aile birimini tehdit eden pornografi.’’ Sorrell’e göre, Özgürlük anıtının kaidesindeki o şiiri de değiştirmişler, ‘’Bana tecavüzcülerinizi, katillerinizi, sübyancılarınızı ve aranızdaki şeritleri verin ki, avukatlarımız sizin için bir sorumsuzluk ağı örsünler.’’
Sayfa 245Kitabı okudu
CEVHER DUDAYEV SAGUSU VEYA YÜREĞİM, EN ACILI TÜRKÜNÜ SÖYLE
Dün çocuk bayramı vardı ülkemde Kan gölünün ortasında boğulurken Çeçenistan Gökyüzünün ağladığını hissediyorum Bir hüzün ölçeğidir bugün 24 Nisan Hava yarı kapalı yarı açık Benimse içim daralıyor sıkıntıdan Güneş yüzünü saklıyor gözleri ıslak Belli ki onun da bir sıkıntısı var Kendi kendine konuşuyor ulu bir kavak Dağların dorukları duman
Sayfa 60 - Nar Yayınları / AY IŞIĞINDA SERENATLARKitabı okudu
Schelling sanatı doğadaki yaratıcı etkinliğin karşılığı olarak görür. Öyle ki aynı zamanda yaratıcı tinin bilinçsiz bir şiiri olmak bakımından bir sanat eseri de olan doğa objelerin reel dünyasını oluştururken sanat da ideal dünyayı yaratmaktadır. Fakat bu ikisi arasında aşılmaz bir karşıtlık yoktur. Çünkü her ikisi de yaratan tinin kendini
Sayfa 327Kitabı okudu
Reklam
Mutluluğun bir anlamının olması için, mutsuzlu ğun da olması gerek. Cesur Yeni Dünya'da Aldous Hux ley her şeyin kolaydan tatmin edildiği bir dünya resmi çizer. Bu dünyada evrensel mutluluk, dikkatin hakikat ve güzellikten rahatlığa kaydırılmasıyla elde edilmiş tir. Sanat ve bilim artık mümkün değildir, zira onlar beceri, gayret ve hayal kırıklığı içermektedir. "Ben rahat istemiyorum. Ben Tanrı'yı istiyorum, şiiri istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum, günah istiyorum!" der isyancı. "Aslında sen mutsuz olma hakkını geri istiyorsun," der kontrol eden. Mutsuz olma hakkıdır ki, bize gerçek mânâda mutluluğu verir. Bir yol daha var. O da bu fare yarışından çekilmek. Daha az tüketmek, daha az istemek, küçük şeylerle ye tinmeyi bilmek. Otların daha yeşil bittiği bir yer varsa eğer, gözünü oralara çevirmemek. Kendi içini büyüte bilmek. İnsanı aziz bilmek, hayatı aziz bilmek. İnsanı aziz bilmek, bu dünyanın cennetidir. Sokak takinden, "göbeğini kaşıyan adamdan" hikâyelerini dinleyebilirsek eğer, onların da sımsıcak bir iç dünya ya sahip olduklarını, bazı şeylere üzülüp bazı şeylere sevindiklerini fark edeceğiz. Alışveriş ettiğimiz esnafla hoşbeş edebilmek, mesai arkadaşlarımızla dost olmak, komşuların evine girebilmek, sokağa çıktığımızda se lamlaşabilmek... İnsana değer vermeyi bilirsek, mutlu luk kelebeği sessizce omuzlarımıza konuverecek.
87 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.