Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Selam. Yatağımda uzanmış, dün geceyi düşünü- yorum. Daha sadece yirmi dört saat önce benim ya- nımda oluşunu ve kollarının arasında uyumanın bana kendimi çok daha iyi, sıcak ve güvende hissettirişini. Tekrar buraya gelmeni ne kadar çok arzu ettiğimi. Ama bunun olmayacağını biliyorum ve anlıyorum. Gerçekten çok iyi anlıyorum. Senin yerinde olsaydım ben de benden nefret ederdim. Senin yerinde olsay- dim. ben de benden şüphelenir ve büyük ihtimalle ben de bana güvenmezdim. Yani aklından neler geçtiği- ni yüzde yüz anlayabiliyorum. Keşke başka bir yol olsaydı, çünkü senin hayatımda olmanı o kadar çok istiyorum ki, yokluğun canımı yakıyor. Ama sana sa- hip olamayacağımı biliyorum ve şu anda sana karşı daha açık olamadığım için üzgünüm. Sen bundan çok daha fazlasını hak ediyorsun. Benden çok daha faz- lasını. Tek söyleyebileceğim bunun çok kötü olduğu. Eğer zamanı geri çevirebilecek olsaydım, inan ki bazı şeyleri çok daha farklı yapmak isterdim. Ama seninle geçirdiğim zamanın, tek bir saniyesini bile değiştir- mezdim elbette. Vay be. Şimdi yazdıklarımı yeniden okudum da, sanırım bugüne kadar birine yazdığım en duygusal şey oldu bu. Beni nasıl da etkilemişsin böyle! Sana fena tutulmuşum ben. Her ne kadar sonradan pişman olacağımı bilsem de cesaretim varken gönder tuşuna basıyorum şimdi, çünkü bunların hepsi doğru. Öpücükler, Julia...'
Sayfa 36
Bunu izleyen hafta yapayalnız ve gerçeküstüydü, Yaprakların rengi değişiyordu, çok yağmur yağıyor, hava erkenden kararıyordu. Monmouth Yurdu'ndakiler alt kattaki şöminenin başında bir araya gelip fakülte binasından yürüttükleri ağaç kütüklerini yakıyor ve ayaklarında uzun çoraplarıyla sıcak elma şarabı içiyorlardı. Bense doğruca derse gidip
Reklam
Turgut'un vedası... "Bitmiyoruz, ürkme sevgilim. İçimde tam da tanımına uygun bir acı var. Belki de bir türlü ne kendime ne de sana yaşatamadığım baharların sitemi bu hastalık. Cezamı çekiyorum. Var oluşuma yeteri kadar hizmet edemediğim, bizim için yaratılan dünya nimetlerinden olması gerektiği kadar faydalanmadığım için her biri
Sayfa 329Kitabı okudu
Dünya ile fiziksel ilişki kurmayarak araya imaj teknolojilerini sokmak bizi "insansızlaşma", insandan tamamen uzaklaşma noktasına götürür. Bu nokta, üzerine bomba atarak öldürdüğü insanları kameradan seyrederken, kurbandan "optik olarak ayrı" olmanın psikolojik izolasyon sağladığı bir noktadır. Çünkü "gördüklerimizle
Bir Yitişten Sonra
I Hangi adalardan topladıktı bu taşları Bir öğleüstü, girip de Pan kılığına. Hani İçimizde o baş dönmesi. Güney bulantısı Parmaklarımız bir balık sürüsü kıvraklığında Ve ayaklarımız kokulu otlar arasında Başımızda Minos Kralının büyülü tacı Deyin bana, ey zümrüdüanka, ishak kuşu, ebabil Ey kayalar okyanusu, kartal yuvaları Deyin bana, hangi
Sayfa 64 - Yapı Kredi Yayınları, 1. baskıKitabı okudu
"bu hayvanların bedenimden haz aldıklarını hissetmek korkunç."
Te c a v ü z Boş sahnenin ortasında tek bir sandalye vardır. Kadın gelir, sandalyeye oturur. Radyo çalıyor. Ama onu biraz sonra duyuyorum. Biraz sonra fark ediyorum birinin şarkı söylediğini. Evet, rad­yo. Hafif müzik: Aşk, tatlı aşk, yıldızlı gökyüzü. Bir diz, arkamda duran birisi, bir ayağını sırtıma diğerini yere dayamış duruyor sanki.
açılım yayınları
Reklam
O tek ve besbelli duygu dışında, içim bomboş. Bu duygu iyice oturdu yerine, kurtulamıyorum ondan. Karnımı yakıyor, mengene gibi şakaklarımı sıkıyor, her gün biraz daha fazla. Terapistim bunu da normal buldu. Diyor ki, olayları ele alabilmek, önce bir düzene sokmak ve sonra artık gerçekten bittiğini kavramak zaman alırmış. Sanırım yanılıyor. Ama onun karşısında bu duyguyu açık edecek cesaretim yok. Polis de habersiz bundan. Hastaneden taburcu edilmek için o kadar çaba harcadım, o kadar tiyatro oynadım ki! Korkuyorum, beni deli sanıp tekrar kapatacaklar diye.
Sayfa 124Kitabı okudu
Sandığı kadar akıllı değil. Sanırım o zaman anlamalıydım. Özel olduğuma, üstün olduğuma inanırdım hep. Her gün neredeyse üç cenaze konvoyu görüyorum, hafta sonları da iki üç katını. Uzanıp pencereden dışarı bakarken ya da balkonda otururken. Başlarda beni etkilerdi, halbuki sıradışı bir yanı yoktu. Bu benimle ilgili değil, oturduğum yerle
Sayfa 80 - Notas KitapKitabı okudu
Ey kalabalığın kara yalnızlığı Tanrı kirpiklerinden yürüyordu canıma. Geceyi hırka gibi giyinmiş uykusuzluğun acısı adına Yolların cezaya döndüğü uzaklıklar adına Hayal evim, arzu çanım, kirpik boncuğum
Bir cumhurbaşkanı “Anayasayı bir defa delsem ne çıkar” diyebiliyor. Bir başka cumhurbaşkanımız, idam cezalarının dünyadan kalktığı bir dönemde “asmayalım da besleyelim mi” diyebiliyor. Bir belediye başkanı “baleyi belden aşağı”görüyor; öteki “sanatın içine tükürüyor”. İrtica baş kaldırmış, Sivas'ta 37 aydını diri diri yakıyor, Cumhuriyet Başsavcısı bu yakılmadan kurtulan dünyaca ünlü yazarımızın, olayları tahrik ettiği gerekçesiyle, idamını isteyebiliyor. Böyle insanların başa geçebilmeleri, halkı yönetmeye girişmeleri de politikanın bizde ne derecede bozuk olduğunu göstermeye yeter sanırım.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.