Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Maria
Birkaç yıl önce, geçmişe doğru yaptığım zaman yolculuğunun birinde Maria adında genç bir kadınla tanıştım ve ona âşık oldum. O da benim gibi bir zaman yolcusuydu. Zamanlar arasında dolaşarak güzelliğiyle, zekasıyla, parıltısıyla her dönemin sanatçılarına ilham verebilecek özel bir kadındı. Şimdi bulunduğum zamandan, geçmişte çizilmiş en güzel
Hayatın İçinde Sevmek Sevilmek .
🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹 Hayatı Üç Kelime İle Anlatım . Geldim Gördüm Gidiyorum 🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
Reklam
Parasız Yatılı
Parasız Yatılı
Füruzan, Sevgi Soysal, Tezer Özlü ve Latife Tekin okurken çok zorlanıyorum. (Adalet Ağaoğlu'nu da bu yazarlar arasında sayabilirdim ama en azından onu okurken anlayabiliyorum ve keyif alabiliyorum.) Nasıl oluyorsa anlatım biçimleri aynı geliyor bana. Bu anlatım biçiminin en güzel ifadesi Füruzan'ın Parasız Yatılı kitabının arka kapağında yazısı olan Fransız bir okur tarafından yapılmış. Şöyle demiş okur " Çok sesli muhteşem bir iç anlatım... sözü birbirlerine veren iç sesler. Çok zor bir şey bunu yapabilmek. Hem yer hem zaman atlıyoruz, bir sesten bir sese. Sürekli bir hareket, seslerde ve anlatılarda" Okurun bahsettiği bu anlatım biçimi benim için çok yorucu, neyin niye anlatıldığını anlamaya çalışmak okuma keyfimi bozuyor.
BİR KÜRT TÜRKÇEYİ NASIL KONUŞMALI? Evet, nasıl konuşmalı? Aksanlı, şivesini koruyarak, kendi kimlik ve kültüründen tını, zenginlik ve bahisler katarak mı konuşmalı yoksa “İstanbul Türkçesi” adıyla standardize edilen gramatik bakımdan doğru, kelime dağarcığı açısından zengin ve ifade gücü bağlamında kuvvetli bir biçimde mi? Dicle’nin bir köyünde
ÖNSÖZ, 1977
Elinizdeki bu kitap, sevgili hocam Suut Kemal Yetkin'in kılavuzluğunda, Mayıs 1974'te Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde ikinci doktora tezi olarak hazırlanmış bir araştırmanın, kimi değişikliklerle genel niteliğe büründürülmüş biçimidir. Aradan üç yıl geçti. Yine de çalışmamın yapısında önemli değişiklikler yapmadım. Üç yıl
Kur’ân-ı Kerîm’in tercüme edilemeyeceği yönündeki genel kabul, çeviri yandaşı olan âlimleri “tercüme” ifadesinden de uzak durmaya sevk etmiştir. Nitekim hâdisenin tarihsel sürecini incelediğimizde Cumhuriyete dek Kur’ân çevirilerine “tercüme” ifadesinin ıtlak edildiğini görüyoruz. Meal ifadesini ilk kez kullanan kişinin Elmalılı Hamdi Yazır olduğu
Reklam
Kızılderili Şef Seatle'ın Beyaz Saray'a Yazdığı Mektup, 1854
(Bu konuşma 1854’de Kızılderili Şef Seattle tarafından halkının topraklarını satması istenmesi üzerine bir yanıt olarak yazılmış ; bu konuşma daha sonradan Washington’da muhafaza edilmiş ve Amerikan Expo 74’de sunulmuştur.Son zamanlarda UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) tarafından yayınlanıp, çevre üzerine şimdiye dek yapılmış en güzel ve
Büyük Sır Üstadı serisi
Doğrusunu isterseniz Büyük Sır Üstadı – 137’yi okuduktan sonra serinin diğer 2 kitabı Işık Bakiresi’nin Yolu ve Kali’yi hemen okuyup buraya hemen bir inceleme yazabileceğimi düşünmüştüm. Kitapları içercesine okudum ama inceleme yazmam mümkün olmadı çünkü ikinci kere okuyup hazmetmem gerekti. Hala da hazmetmiş sayılmam. Belki de bu 3 muhteşem
Atasözü, Deyim, Söz Sanatları
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan _Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri _Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız _Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran _Yılan
Diyalektik *
_Spinoza: Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Leonardo da Vinci: Anlamadığın bir şeyi, ne sever ne de nefret edersin. _Marki de Sade: İnsanın anlamadığı ve bilmediği bir şeyden hoşlanmaması kadar doğal bir şey olamaz. _Gazali: Bir şeyi sevecek ya da düşman olacaksan, onu bilmen gerekir. _Freud: Sevmek için anlamaya gerek yok çünkü insan duygusal
Reklam
Oğuz Atay
“Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda, bana, bunu da yaptınız.” (Günlük) Oğuz Atay, 25 Nisan 1970 tarihinde günlüğüne bu cümleleri not düşmüştü. Hayatı boyunca anlaşılmayı beklemiş bir insanın çaresizliği içinde sitem etmişti insanlara ama hiç anlaşılamamıştı ve
IV.YIL 1985 Tomurcuğa Durmayan Ağaç Odundur
Uzun yıllardır bu duyguları hissetmemiştim. Nasıl güzel bir anlatım ,nasıl güzel bir dil ..Meğer neler kaçırmışım.
RUHSUZ
RUHSUZ
İki Darbe Arasında
İki Darbe Arasında
İskender Pala
İskender Pala
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.