Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HAKSIZ YERE BİTEN HAYATLAR
Yasin Bey’in sağ kolundan tutan bir asker, sol kolundan tutan diğer askerle birlikte rutubet dolu, dar, karanlık koridorda ilerliyorlardı. Yasin Bey etrafı detaylıca inceliyordu. Nasıl olsa ömrünün geri kalanını burada geçirecekti. Dar uzun koridordan bir süre daha ilerledikten sonra sağ koluna girili olan asker Yasin Bey’in kolunu bırakıp
...okuyucular, daha kapıdan içeri girer girmez sonsuz bir hürriyet havası duymalıdırlar. Kitapları serbestçe koklayarak başıboş dolaşabilmelidirler. Oysa, bu cahil kitapçılar hemen yanına yaklaşır, tüyler ürpertici kitap adları sayarlar. Kendi akıllarınca müşteriye yararlı olmak isterler. Ne gibi bir kitap istediğinizi sorarlar size: polisiye bir şey mi olsun, yoksa bir aşk romanı mı? Bazı kitapları insanın burnuna sokarak, bunların çok tutulduğunu, herkesin satın aldığını söyleyerek baskı yaparlar. Oysa bu okuyucular, kaçmak için küçük bir bahaneye bakarlar: uçup giderler hemen. Bu az bulunur kuşların çekingenliğini hep yanlış yorumlarlar aptal kitapçılar. İşte, derler, ne istediğini bilmeyen bir müşteri daha. “Aşkın Günahları”nı sattım gitti. Olmazsa, Gece Kokan Cinayet’i yuttururum. Bu “iyi” kitapları uzatmakla, zavallılara nasıl hakaret ettiklerini bilmezler. İnsan bazı kitapçıları kapıda görünce, onların bekleyişinden korkar da içeri adımını atamaz.
Sayfa 46 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Reklam
Suç,Suçlunun Nazariyesi ve Fırsat
Tüm cinayetlerin mukaddimesi, yapacağını kendine makul hâle getirmedir. Cinayetler, savaşlar,kırmaklar, üzmekler;insanı zedeleyecek neler varsa bunlar önce kafalarda işleniyor. Bir kere makul geldikten sonra bir cinayet,onu işlemekte ne var ki? Bir insanın ölmesi gerektiğine gerçekten inanan biri niçin vicdan azabı çeksin ki? Bir adamın malında
158 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
1920 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Norveçli yazar Knut Hamsun'un Açlık eseri yaşamakta olduğumuz şu zor günlerle ve şahit olduklarımızla birlikte düşündürücü bir kitap oldu. Ekmeğin ve genel bir ifadeyle toprağın gücünü anlamamak elde değil kitapta. Barınmak ve yemek. Ruhsal ve fiziksel yaşamın ön koşulları. Bu kitapla bunu çok iyi anlayabilirsiniz. Şöyle ifade edilecek olursa açlığın bir insanı ruhen ve bedenen ne ölçüde etkilediğini gözler önüne seriyor. Kitap genç bir yazarın açlıkla,parasızlıkla birlikte yavaş yavaş nasıl tükendiğini, açlıkla baş edebilmenin türlü yollarını denemesini anlatıyor. Aynı zamanda kitapta, bu çaresizlik içinde insani değerlerinden ödün vermeden,insan olma onurunu koruyarak kendisine acıyarak ve yardımda bulunmak için ona yaklaşanları kendisine bir hakaret görerek zorlu yaşamını devam ettirmeye çalışan bir adamın hikayesini okuyacaksınız. Duygusal olduğu kadar düşündürücü konusu olan bir kitap.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,8bin okunma
Ulus Baker'le ilgili şimdilik son yazıdır. Keyifli okumalar... KES KULAKLARI, GEÇİR SİCİME… Ulus Baker’in babası Sedat Baker ruh bilimci bir doktordur. Kıbrıs savaşı zamanında çalıştığı hastaneye yaralı askerler tedavi edilmesi için getirilir. O sırada Ulus ise babasının yanında oturup, çocuk haliyle getirilen yaralıları ve tedavi sürecini
Aylardır hatta ne ayı yıllardır süren savaşa sesini çıkarmayan güruh İran israil saldırısı için"savaşın kazananı olmaz olan sivillere, çocuklara oluyor böyle yapmayın bu savaşa son verin" diye ciyaklıyor. Nasıl bir yüzsüzlüktür bu Allah aşkına. Kendinizden de mi utanmıyorsunuz? Çocuk her yerde çocuk sivil her yerde sivil değil mi? Arap diyordunuz cart curt ediyordunuz aklınız neredeydi de ölen yaralanan parçalanan onca çocuktan sonra mi aklınıza geldi savaşın kazananı olmayacağı çocukların bi yerlerde öldüğü! Size söylenecek bir sıfat bir ad bir hakaret bile yok hepsinden alçaksınız!
Reklam
232 syf.
9/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Erkekler kadınlara âşık olmaktan vazgeçeli beri böyle şarkılar yazılmadı.
Swastika geceleri… Kütüphanede kitaplıkların arasında gezinirken gözüme çarpmıştı bu eser. Hem ismi hem de kapağıyla dikkatimi çekmişti. Bir zaman Holokost ilgi alanlarımdan biriydi ve tarihin karanlık dönemlerinden biri olan bu dönemle ilgili filmler izlemiş, kitaplar okumuştum. Hayli zaman olmuştu bu konuda bir eser okumayalı. Her kitabın insana
Swastika Geceleri
Swastika GeceleriKatharine Burdekin · Encore Yayınları · 2014759 okunma
“Yanlış üslup doğru sözün katilidir.” diyor Şirazlı Sadi. Bu böyledir. Ne söylediğimizden çok, nasıl söylediğimiz önemli. Kötü bir üslupla güzel şeyler söyleyip, insanları rahatsız edebilir. Güzel bir üslupla hakaret edip, insanların hoşuna gidebiliriz. Üslup, kimliğidir insanın.
6 )Sözel judo: eleştiri ateşi altında olduğunuzda karşılık vermeyi öğrenin değersizlik hissinizin nedeninin süregiden de öz eleştirileriniz olduğunu öğreniyorsunuz Bu durum sürekli kendinize nutuk çektiğiniz ve sertt gerçekçi olmayan bir şekilde zulmettiğiniz üzücü bir iç konuşma şeklini alır Genellikle öz eleştiriniz başka birinin sert bir
Sayfa 143
Böyle bir toplum(!)Nasıl bu hale geldi Ülkemiz?!..
~•~ Böyle bir toplumda kahramanları da hain sayan bir şarlatanlık ve dalkavukluk edebiyatı olmuştur. Böyle bir toplumda felsefe, inkâr hezeyanlarının, mantık yoksunluğunun zavallı hırıltılarıdır. Böyle bir toplumda bilim, ezber ve taklitçilikle hafızaya yüklenmiş kör bir yığın aktarma bilgilerdir. Böyle bir toplumda basın, ahlâksızlık propagandası, cehalet reklamcılığı, kendi ülkesinin öz değerine hakaret, yabancı ve düşman kültürlerin salgıladığı kalitesizliğin ifrazat bataklığına saplarıp kalmaktadır. ~•~
Reklam
416 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
You f*ck with the wrong girl... ;)
Herkese selam. Beni çok keyiflendiren, okurken içimin yağlarını eriten intikam temalı bir kitapla geldim. Kitap Poppy'nin günlüğü ve günümüz şeklinde ilerliyor. Böylelikle bu dört bitches'ın iğrençlikleri hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. O malum dörtlü karakterin pişkinlikleri bir ara saçımı başımı yolduracak olsa da okuduğuma asla
O Başlattı
O BaşlattıSian Gilbert · Artemis · 202422 okunma
(...) özellikle Tanrı’da olduğunu kabul ettiğimiz hakkaniyet üzerinde düşünelim. Bu Tanrı’nın adaletinin günahkârların ve inançsızların sonsuzca cezalandırılmasını gerektirdiğini söylemek saçmalamak olmaz mı? Günahla orantısız bir ciddiyetle cezalandırma eylemi, daha ziyade intikama ve adaletin acımasızlığına bağlı değil midir? Örneğin, Tanrı’nın bu şekilde cezalandırdığını varsaymak, elbette ki ona hakaret etmektir. Bu kadar iyi tasvir ettiğiniz bu Tanrı nasıl olur da kendi elinin zayıf mahsullerini cezalandırarak şanını zedeler? Tanrı’nın şanının bunu gerektirdiğini ileri sürenler, bu doktrinin bağışlanamaz hatasını elbette hissedemezler. Tanrı’nın şanından söz ediyorlar ama buna dair bir fikirleri yok. Bu şanın doğasını yargılayabilecek durumda olsalar, buna dair akla yatkın kavramlar oluştursalar, bu varlık varsa eğer, o zaman onun şanını ancak iyiliği, bilgeliği ve insanlara iyiliği aktarma sınırsız gücü sayesinde oluşturabileceğini hissederlerdi.
Sayfa 60 - Fol, 2.Basım, Kasım 2022
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.