Basta aylaktan cok serseri Adam olarak tasvir ediyorsunuz kahramanı.Yazarin sayfaların arasına sıkıştırmasından olsa gerek bir sure sonra aylakmış diyiveriyorsunuz.Kitabin Kahramaninin tuhaflığını bir sure kendi üzerinizde hissediyor ne yapmaya çalışıyor diye sorduğunuz oluyor.Hem aylak hem anlamsız gibi geliyor daha sonra .Bu seferde Yazarin olayları açıklamaya geçmesinden sonra yaptığı karşı çıkışlar,alışkanlıklar ,olaylar anlam kazanıyor."C"diye tanımlanan Aylak Ada'mı okumasak,etrafımızda görmüş olsak çoğunlukla imrenmez hayatını gereksiz yasayan yaşamını çarçur eden bir insan der hatta sapık olarak( kızları kastedereksoyluyorym) görüp uzak dururduk.Kitaplarin sihrinden olsa gerek en gereksiz insanı bile anlamaya ,yaptıklarında mantıklı taraflar bulmaya başlarız.Halbuki insanlarda kitap gibi baksak...Aylak adamdaki hiçbir şeyi alışkanlıklastirmama hali kitapta en sevdiğim özellikti.Paragraflarda hayata uygulana bilecek alıntılar çıkardığım icin memnunum.Ki buda kitaba değer katan bir yandı."Ertesi gün sıkıcı bir sabahla başlayacaktı.Kimbilir,can sıkıntısı olmasa,belki insanlar ise gitmeyi unuturlardı."is avutur"derdi babası.O böyle avuntu istemiyordu.Bir örnek yazılar yazmak,bir örnek dersler vermek,bir örnek çekiç sallamaktı onların is dedikleri.Kornasini ötekilerden başka öttüren bir şoför ,çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu.Yasamanin amacı alışkanlıktı,rahatlıktı...Baska seyler gerekti."