Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
534 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bir solukta okudum bitti diyebileceğim bir kitap oldu öncelikle.Elinize aldığınızda kalınlığını görünce biter mi diye bir algı oluşuyor zihninizde fakat sayfalar sayfaları bir dizi gibi takip ediyor ve duru diliyle akışkan Akhenaton’un öyküsü okuyuveriyorsunuz.Öykümüz Sami ırkından istemeyen kraliçe Tiye’ın ikinci oğlununda rahipler tarafından öldürülmek istemesiyle başlıyor.Tiye zekası ile oğlunu bu hain plana kurban vermeyip yaşamasını sağlıyor.Yekutiel ismini Aton a tapmasıyla Akhenaton olarak değiştiriyor ve sonrasında sürgünde başlayıp sürgünde son bulacak hayatı başlıyor.Öykü bana taht entrikaları,Akhenaton’un içsel intikam ateşi,tek tanrıya inanma sancıları,bol bol ölümler,taht kavgalarının haneden üyeleri arasından komutanların arasına sıçraması,savaşlar,ihanetler,acımasız ölümler … gibi bir çok konunun ve duygunun içine girip çıktırıyor ve Mısır kültüründe ve coğrafyasında size seyahat ettiriyor. Sonuç Akhaneton’un ve tek tanrılı inancın mağlubiyeti ile sonlanıyor.Kişisel yorumum böyle güzel bir öykünün sonucunun hafif muğlakta bırakılmaması yönünde olmakla birlikle okunulmasını tavsiye edebileceğim emek verilmiş bir öykü.keyifli okumalar :)
Akhenaton
AkhenatonTuna Kahraman · Dorlion Yayınları · 202385 okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Uzun yıllar önce okuduğum bu eser, senelerde geçse aklımdan çıkmamış olay sürgüsünü unutmuş olsam da hissiyatını kaybetmemiştim. Bende sordum kendime Neden tekrar okumayayım ki? Bu kitap Hay Bin Yakzan, Absal ve Salaman’ım öyküsümden çok bizlerin gerçeklerle yüzleşmek üzere yazılmış bir öyküsü olduğunu düşünüyorum. Öyle ki ; bu eser Hristiyan mezhebinden Kuakerler bir ahlak kitabı olarak kabul etmiştir. Kitapla ilgili son en önemli ayrıntı ise 1700 yılında Oxford’da yayımlanmasıdır ki bu çok önemli. Bu ilk felsefi roman ve ilk Robinsonad Tanpınar’ın deyişiyle “ Müslüman aleminin tek romanı” imiş. Kitabı ikinci kez okuyuşunda daha da iyi anladım ki şüphesiz çok sorgulayacagınız bir eser olacak. * Hay’ın sandığın içinde adaya gelmesi ve doğuşu aslında öykünün bir çok motifinin Kuran’dan alınmış olmasını gösteriyor. Sandık içinde suya bırakılan Hay , Musa’nın suya bırakılmasını hatırlatmaktadır. * Aynı şekilde adada hayvanlar doğal olarak örtülüydüler. Gizlenmesi gereken yerleri kuyrukla, kürkle ve benzerleriyle gizleniyordu. Kendisi bunlardan da yoksundu ve bu durumda ortaya çıkan ilk duygusu da “ Utanç” olmuştu. Bu durum yine bizlere direk “ Ağacın meyvesini yedikleri zaman kendilerine ayıp yerlere göründü , cennet yapraklarından oralarını örtmeye koyuldular (7/22) ayetini hatırlattı. Adem ve Havva cennette yasak meyveyi yer yemez bir bakıma meleksi saflıktan insani yapıya geçer geçmez , ilk olarak utanma duygusunu kendini göstermekte Kitabı okuyacaklar özellikle alt metinleri muhakkak okusun. Detaylı ve düşündürecek harika bir eser.
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina · Yapı Kredi Yayınları · 20214,714 okunma
Reklam
Kahire'deki Abbasilerden son halifenin, hilafeti Osmanlı Sultanı I. Selim'e devretmesi öyküsü ilk kez 1788de İsveç sefaretinde görevli Türk Ermeni'si ünlü bir yazarın Fransızca yazdığı meşhur kitabında zikredilmektedir. Ignatius Mouradgea adındaki bu yazaron İsveç'teki ado Baron d'Ohsson'du. Öykünün o sıralar ortaya
168 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın orijinal adı 三王 (pinyin San Wang) klasik çincede yazı yukarıdan aşağıya doğru yazılıyor, kapak tasarımı bu ve kitaptaki öykülere göndermeleriyle çok güzel olmuş. Kitap içeriğine gelecek olursak Satranç Kralı, Ağaç Kralı ve Çocuk Kralı adlı üç öyküden oluşuyor ve üç öykünün temelini de aynı konu oluşturuyor. Mao devrimi sonrası mektepten millete akımıyla lise seviyesine kadar eğitim görmüş "Eğitimli Gençler" çağdaş Çin'i inşa etmek için kırsal bölgelerde görevlendirilirler. (Arka kapakta yazıyor bu kısım) İlk öyküde adından anlaşılacağı üzere (ki Stefan Zweig'ın da benzer bir öyküsü var) satranç oynamayı seven bir gençle ilgili. Satranç Delisi lakaplı Wang Yisheng katılamadığı bir satranç müsabakasının ilk üçüyle bir oyun oynamak ister, işler öyle bir hale gelirki aynı anda 9 kişiye karşı satranç oynaması gerekir. İkinci öyküde eskiyle yeninin çatışmasını anlatmış yazar ve son olarak üçüncü öyküde sözde eğitimli gençlerin eğitimsizliğine değinmiş. Ben çok keyif aldım okurken, okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar.
Üç Kral
Üç KralAh Cheng · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20238 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Gamze Güller, öykülerini okumayı en çok sevdiğim yazarlardan biri. 2013 yılında Orhan Kemal öykü ödülüne layık görülen yazarın son öykü kitabı Zürafanın Bildiği, Everest yayınları tarafından yayımlanarak okuyucuyla buluştu. On üç öyküden oluşan eser, metinler arası özellikler, rüyalar ve birçok öyküde yer alan hayvanlarla okuyucusunun hayal gücünü tekinsiz bir mecraya sürüklüyor. Etkileyici iki küçürek öykünün yer aldığı eserde anonim Türk edebiyatını ürünlerinden de yararlanıyor Gamze Güller. Kitap, samimi dili ve farklı biçim özellikleri ile öne çıkıyor. Sen diliyle yazılan “Kafes” öyküsü eserdeki alegorik öykülerden biri. Hayvanlardan yola çıkarak insanın sıkışmışlığını anlatıyor bize yazar. Kimi zaman trende, kimi zaman arabada, ya da evde oluşan kafeslerimizi hatırlatıyor. Modern hayatın hengâmesinden sıkılanların, iletişim sorunu yaşayanların, yılgınların, kabukları içine gizlenmeyi yeğleyenlerin, sessizliği seçenlerin, yoksulların, toplum kabullerine boyun eğip bir türlü kendi olamayanların ve dilsiz dostlarımızın sesi oluyor Gamze Güller. “Sen bu kafese getirilip konulmadın da kafes senin etrafına inşa edildi sanki. O kadar senin. O kadar senin değil. Çıkmak istiyorsun, her gün çıkmak istiyorsun buradan. Ama uğraşacak gücün yok. Sen mi buraya aitsin yoksa kafes mi?”s.46
Zürafanın Bildiği
Zürafanın BildiğiGamze Güller · Everest Yayınları · 202421 okunma
·
Puan vermedi
Reel Kafka
Kafka'nın sanırım en realistik (:D) ve en çok bilinen öyküsü ve sanırım tek bitirebildiğim... Bu öyküden etkilenip öykü yazmışlığım bile var. Oldukça sarsıcı ama oldukça tanıdık bir hikaye... Okuduğumda keyifle okumuştum, Şato ya da Dava gibi okumaya çalışırken boğuluyorum gibi bir hissiyat yoktu. Gerçekten bir şeyler anlatıyordu bence. Yani diğer kitaplarda sanki yazar bir şeyler anlatmaya çalışırken kendinden bir şeyleri gizliyor gibi bir his var. Çünkü tek bir vurgu var, bürokrasi yavaş. Evet bunu anlıyoruz, evet hissediyoruz her cümlede her kelimede. Ama öykü akmıyor işte. Bunun yanına katmak isteyeceği ya da katabileceği şeyleri bilerek katmamış ve okuru deli etmek istemiş gibi. Ama bu hikaye öyle değil. Burda varmak istediği noktayı gerçek bir öykünün içerisinde görüyoruz, o yüzden bize hem keyif veriyor hem de düşünmemizi ve sorgulamamızı sağlıyor. Tam bir klasik!
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Can Yayınları · 2016223,6bin okunma
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Spoiler İçerebilir
Kitabı çok üzülerek ve severek okudum. Toplumun dışına itilmiş, hor görülmüş, ayıplanmış, hiçbir yere ait olamamış hayatların perde arkasının tek bir nedene bağlı olmadığını; tüm sorumluluğun hayat sahibinin sırtına yüklenmemesi gerektiğini ve bu yaşamların nasıl trajik olabileceğini bir kez daha görmüş oldum. Her trajedi tek yönlü ve standart
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,6bin okunma
Durmuşlardı artık; hâlâ beyinin elini tutmakta olan Sam, bu eli okşadı. İç geçirdi. "Ama ne biçim bir öykünün içindeydik değil mi Bay Frodo?" dedi. "Keşke bu öyküyü anlatırlarken ben de duyabilseydim. Sence, Evet, şimdi sırada Dokuz Parmaklı Frodo ile Hüküm Yüzüğü'nün öyküsü var, diyecekler mi? O zaman herkes susacak, tıpkı Yarmavadi'de bize Tek Elli Beren ile Büyük Taş'tan söz ettiklerinde bizim yaptığımız gibi. Ah keşke ben de dinleyebilseydim! Sonra, bizim bölümümüz bittikten sonra öykü nasıl devam ediyor merak ediyorum."
230 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba arkadaşlar Biliyorsunuz artık öykü kitapları okumaktan büyük keyif alıyorum. Bana göre her öykü farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Özellikle yaşanan olaylara farklı bir gözle bakmayı öğreniyoruz, bazen iyilik eden iyilik bulur diyoruz, bazen ise okuduğumuz bir öyküde çıkardığımız ders iç dünyamızı başkaştırıyor. Şimdi size böyle bir
Denizden Gelen Mektuplar
Denizden Gelen MektuplarMehmet Ramazan Yurtsever · Kırmızı Ada Yayınları · 20233 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
üç kuşak boyunca bir anne ve kızın hikâyesi
Kendi bağlamında güzel bir roman çeviriyi ise oldukça zayıf buldum yazar diyor ki ; "Kıymetlim ve Değerlim, üç kuşak boyunca bir anne ve kızın hikâyesi ama ben bu hikâyenin sadece bu şekilde okunmasını istemiyorum Bu kısa öykünün kadınlara dair bir öykü olarak okunmasını fakat aynı zamanda bir yaşam ve ölüm, acı ve bağışlama ve nihayetinde tatlı, savunmasız insanları hayatta tutan sevginin öyküsü olarak da okunmasını istiyorum"
Kıymetlim ve Değerlim
Kıymetlim ve Değerlim
Kıymetlim ve Değerlim
Kıymetlim ve DeğerlimBaik Sou Linne · SMS Yayınları · 20243 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.