Ya dertlisin, ya sevdalı…
Eşsiz kalmış keklik misin?
Uçamazsın, sekemezsin.
Alan almış, satan satmış
Beşik kertmesi başın bağlı
Başını alıp gidemezsin!
Yavru kuşum, bu sendeki güzellik
Asla takdir edilmedim; ne ailem, ne eleştirmenler, ne arkadaşlarım. Yazdıklarım da okunmadı aslında. Okunur gibi yapıldı hep. Ne demek istediğim dinlenmedi hiç. Yılmadım, bazen yazmaktan değil, kendimden vaz geçtiğim oldu elbette. Yeryüzünde yaşayamadığım gibi, ölmem de uygun görülmedi. Ateizm ile agnostik algı arasına sıkıştım bilinç aralığından geçerken. Ne inandım ne de inanmamayı marifet saydım. Mezarlık önünden geçerken müziğin sesini kısmak yerine, daha da açtım; ölüler de eğlenebilsin diye, eğer tanrı varsa.
Eğer tanrı varsa diye canlıya saygı duymadım; canlı var diye saygı duydum. Eğer canlı varsa.
Eğer tanrı varsa diye eşitlikçi, paylaşımcı olmadım; bu doğrudur zaten diye öyle davrandım. Eğer halk varsa.
Eğer tanrı varsa diye karşı çıktım haksızlığa, faşizme; ideolojik bir giysi giydiğimden değil.
şahsıma münhasırdım. Canımı sıktım bu doğruluktan. Açıkçası, kendimden bile haz etmedim; yavan geldim / yayan giderim. Kimse zahmet edip taşımasın tabutumu.
Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,
O hüzün yüzündendir olsa olsa.
Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa.
Özledikçe yalnız durup-susup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa.
Geldiğini umudumda umudla umdumsa,
Geleceğini görüyor-biliyordum, anlattımsa.
O geçip-gitti ora’sına, ben görmedim, baktıysa.
Derim ki şimdi, bir daha gelse de, sorsa.
Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa.
Bense buramda onu bekledim oysa.
Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa.
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
Yüzüme hüzünden gölgeler varsa,
O hüzün yüzündendir olsa olsa.
Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa.
Özledikçe yalnız durup durup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa.
Geldiğini umudumda umudla umudumsa,
Geleceğini görüyor-biliyordum, anlattımsa.
O geçip-gitti ora'sına, ben görmedim, baktıysa.
Derim ki şimdi, bir daha gelse de sorsa.
Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa.
Bense burada onu bekledim oysa.
Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa.