Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Maniheizm
Maniheizm, Sasani İmparatorluğu'nda İranlı vaiz I. Mani (216-274) tarafından kuruldu. Doğu'da Çin'e ve Batı'da Roma İmparatorluğu'na kadar yayıldı ve dünyanın en yaygın dinlerinden biri ve Hristiyanlığın en büyük rakibi hâline geldi. Part mirasından Mani Güney Babil'de doğdu ve yirmi dört yaşında, iki vahiyden ikincisini aldıktan sonra vaaz vermeye başladı. Kendisine Buda, Zerdüşt ve Hz. İsa da dâhil önceki peygamberlerin öğretilerini bütün halklar için evrensel bir dinle tamamlayan bir Işık Havarisi olarak gördü. Maniheizm, ruh ya da ışığın iyiliğinin kötü madde ve karanlığa karşı olduğunu öğreten düalist bir dindi. İnsan ruhları maddeye karışmıştı: Çileci bir hayat süren insanlar ışığa ve cennete geri döneceklerdi ancak bedensel şeyleri kucaklayanlar maddi dünyada yeniden doğacaktı. Aziz Augutine 387'de Hıristiyan olmadan önce Maniheistti. Maniheizm, on dördüncü yüzyıla kadar Çin'de varlığını sürdürdü ve on ikinci yüzyıl Fransa'sındaki sapkın bir Hristiyan mezhebi olan Katharları etkiledi.
Sayfa 322 - Kronik KitapKitabı okudu
132 syf.
8/10 puan verdi
Doğu Felsefesine Bir Ustayla Gezinti
Bu inceleme ve bu kitaptan yaptığım alıntıları medium hesabımdan okumak için tıklayınız: sametonurr.medium.com/982a3af43b18 Cemil Sena'nın "Buda ve Konfoçyus" kitabı 1941 yılında Tefeyyüz Kitapevi tarafından yayımlanmış. Kitabın alt başlığı: "Şark Kavimlerinde Filozofi". Sena'nın doğu felsefesine özel bir
Buda ve Konfoçyus
Buda ve KonfoçyusCemil Sena Ongun · Tefeyyüz Kitabevi · 19415 okunma
Reklam
Reisi "Kabbala" nâmındaki Yahudi mezhebini meydana getiren fikirlere saplanmış bir Yahudi iken bilähare müslümanlığa dönen Abdullah ibni Sebe'dir. Öyle anlaşılıyor ki Ali'nin yüksek irfan ve olgunluğunu bazı kimseler, haz medememiş ve velayetindeki olgunluklardan şaşırarak garip saçmalıklara düş müştü. Abdullah ibni Sebe, Ali'nin insanî büyük mazhariyetini, Buda ve Brahman'larla Hıristiyanların anlayışları şeklinde kabul ederek: "Ali ilahi" mezhebini icad etmiştir. Ona göre Cenâb-ı Hak, Ali'ye hulûl etmiştir. Nasıl ki Iblis, Muavi ye'ye etmiştir. İşte görülüyor ki tecelli ile hulûl karıştırılmış ve ortaya Zerdüşt mezhebi konulmuştur. Buna rağmen Abdullah ibni Sebe'nin mezhebi doğrudan doğruya Zerdüşt'ten değil, Kabbala denilen yahudi mezhebinden alınmıştır. Bu mezhebin Zerdüşt diniyle münasebeti olmak lazım gelir. Hazret-i Ali, İbni Sebe'yi Medine'den kovmuştu. Şehadetinden sonra Ibai Sebe, İmam-ı Ali'nin ölmediğinden, göklere çıktığından, şimşek ve yıldırım olduğundan bahsetmiş ve çok taraftar kazanmıştır.
Sayfa 296
Mezhep-2
Farklı mezhebi aidiyetler, kendilerini İslam çatısının birleştirdiğini bilmeli ve ortak çatıyı korumaya gayret etmelidirler. Bu nokta da İmam Eş'ari' nin ölüm döşeğindeyken yanında bulunan bir kişiye söylediği şu söz çok değerlidir: "Benim için şahit ol ki, ben ehl-i kıbleden hiç kimseyi tekfir etmedim. Çünkü hepsi tek bir Ma'buda yöneliyor. Fark, sadece ibarelerin ihtilafından ibarettir".
Sayfa 6
Türkler, Buda mezhebi dışındaki din ve mezhepleri, ne şevk ne de nefretle kabul etmişlerdir. Türkler Mecusi, Mazdeki, Nasturi ve İslamiyet mezheplerini kabul etmişlerdir.
Anıtkabir Derneği Yayınevi
Ölümünden yüzyıllar sonra Buda'nın takipçileri, Hint toplumunda halihazırda yaygın bazı geleneklerden -zenginlik ve gücün terk edilmesi, pasifistlik, vejetaryenlik- faydalandı ve bunları "sana nasıl davranılmasını istiyorsan öyle davran" mezhebi olarak genişletti. Tam aksine Hristiyanlık, daha sonraki Roma İmparatorluğu'nun dünyevi ve saldırgan gücüyle daha içli dışlı oldu ve İslam, çok daha ciddi bir şekilde kendini silahlandırdı.
Sayfa 106 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Maniheizm
Maniheizm, Sasani İmparatorluğu'nda İranlı vaiz 1. Mani tarafından kuruldu. Doğu'da Çin'e ve Batı'da Roma İmparatorluğu'na kadar yayıldı ve dünyanın en yaygın dinlerinden biri ve Hıristiyanlığın en büyük rakibi haline geldi . Part mirasından Mani (yanda resmedi len) Güney Babil'de doğdu ve yirmi dört yaşında, iki vahiyden ikincisini aldıktan sonra vaaz vermeye başladı. Kendisini Buda , Zerdüşt ve Hz. İsa da dahil önceki peygamberlerin öğretilerini bütün halklar için evrensel bir dinle tamamlayan bir Işık Havarisi olarak gördü. Maniheizm, ruh ya da ışığın iyiliğinin kötü madde ve karanlığa karşı olduğunu öğreten düalist bir dindi. insan ruhları maddeye karışmıştı : Çileci bir hayat süren insanlar ışığa ve cennete geri döneceklerdi ancak bedensel şeyleri kucaklayanlar maddi dünyada yeniden doğacaktı . Aziz Augustine 387'de Hıristiyan olmadan önce Maniheistti . Maniheizm, on dördüncü yüzyıla kadar Çin'de varlığını sürdürdü ve on ikinci yüzyıl Fransa'sındaki sapkın bir Hıristiyan mezhebi olan Katharları etkiledi.
Wells'in din şemsiyesi altında tek dünya federasyonu.
Yeryüzündeki bütün egemenliklerin tek bir merkezde toplanmasını, milliyetlerin üstünde bir kuvvetin ortaya çıkmasını zorunlu gören Wells, bir Dünya Federasyonu oluşuncaya kadar bölgesel birleşmeleri de yararlı buluyor ve kurulacak Birleşik Dünya Devleti'nin özelliklerini sıralarken, "din" konusunda şunları söylüyordu: "Dünya Devleti, sadeleştirilmiş ve herkes için anlaşılabilir hale getirilmiş bir din üzerine kurulmalıdır. Bu din, ne hıristiyanlık, ne islamiyet, ne de Buda mezhebi olmayacak, saf olarak doğrudan doğruya dinin kendisi olacaktır''. Atatürk, kuramsal olarak insanlığa ve dünya barışına büyük yararlar sağlıyacağı düşü;ı.ülen böyle bir Birleşik Dünya Devleti'nin ve bir "dünya dini" nin gerçekleşmesini olanak dışı gördüğü için Wells in tasarımını "tatlı bir düş" olarak nitelemekten kendini alamamıştır.
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.