...
Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım..."
Kendimizi dev aynasında görüyoruz. Mükemmelliyetci yaklaşımımız yüzünden kendimizdeki eksiklikleri görmüyoruz. Hayallerimizdeki profile kendimizi oturtup aslında olmadığımız kişi oluyoruz. herşeyi eleştirip hiçbir şeyi kabul etmiyoruz . Aslında toplumumuzun gelişen dünyayı yakalamamasının asıl sebebi de budur . Her zaman en iyisini biz biliriz ama burnumuzun büyüklüğünden dolayı sadece izlemekle yetiniriz ve oturduğumuz yerden bizden daha kötü durumda olanlar gibi olmaya başladığımızı iddia ederiz.
Şairin dediği gibi "treni kaçırmış bir milletin çocuklarıyız " ama kalkıp alternatifler üretmek yerine hala oturduğumuz yerden değerlendirme yapıp fikir beyan ediyoruz . Sanki çok biliyormuş sanki söz hakkına sahipmişiz gibi ...
Dikkat! İncelemede bahsedilen çoğu kaynak İngilizce dilindedir.
Tolkien'i sadece legendarium'ı ile tanımak yetmez; onun bu efsaneyi yaratmasıyla sonuçlanan mesleki merakını da anlamak gerekir. Bildiğiniz üzere Tolkien bir filolog. Kendi mitolojisini ve dilini yaratan bir filolog. *Burada diğer fantastik kurgu yazarlarına ASLA diss
“Monptit, hayat budur işte. Hep giden birileri olur. Ne yürek unutur ne özlemler ölür. Bunlar sevgimizde yaşamaya devam eder. Ama birileri, zamanı geldiğinde gitmek zorundadır.”