Doksanlı yılların zorlu koşullarında, Bosna Savaşı sırasında, Türkiye'den, bir kısmı örtülü olarak, silah ve savaşçı desteği olmak üzere, birçok yardım yapıldı.
Dindarların 20 yıldan fazladır tek başına iktidar olduğu 2020'li yılların Türkiye'sinde, vahşi bir soykırımın 6. ayında, hâlâ İsrail'e giden ticari gemilerini
Bir zamanlar Basra vilayetinin halkı İbrahim-i Edhem hazretlerine müracaat ederek dualarının kabul olunmadığından şikayet etmişler. "Halbuki Cenâb-ı Hakk'ın duaların kabul olunacağına dair sözü vardır." demişler. İbrahim-i Edhem hazretleri cevaben şöyle buyurmuşlar:
"On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüştür. Tabiatiyle
Bizler ümmet olarak bütün insanlığın mirasına talibiz. Dolayısıyla bütün insanlığın sahip olduğu birikimi kavramamız ve anlamanız gerekir.
Gazze'de bütün mekanik gücü vahşice kullanan bir grup var ve bir de buna göz yumanlar... İnsanlığın şu anda bulunduğu bu noktaya nasıl geldiğini sorguluyoruz. Nerede bu sapma gerçekleşti de biz bu hale
Güneş'te delik oluştu evet ama sandığınız türden bir delik değil. Bunlar koronal delik dediğimiz, etrafına göre soğuk olduğu için filtreyle çekilmiş fotoğrafta siyah görünüyor. Halbuki yaldır yaldır parlak orası da.
Peki elektronik eşyalar yanacak mı? Manyetik alanların yapısı dolayısıyla, buradan materyalin kaçması ve Dünya'ya ulaşması
Sevginin emek istedigi bir dünyada
hoyratça harcadik biz duygularimizı,
bazılarına çokça emek, çokça ziyan
düşerken, bazımızda hiç
çabalanmamış yarım yamalak duygularla bir harabe yığını bırakıldı.
Ben neredeyim bu hikayenin içinde,
çokça emeği ziyan eden mi?
Yoksa
Çabalanmamış duyguların yarım
yamalak yanı mı bilmiyorum?
Payıma düşen, terk edilmis bir evde ki saksıda unutulan çiçeğin kendi
kaderine terk edilişi oldu.
Ne ayrılıktan dem vurabildik, ne sevmekten, ne de sevilmekten.
Derdimiz sevgiyken, biranda
sevgiden kaçınan, yorgun
yüreklerimizle kala kaldik.
Ama biliyorum ki!
Bunlar bizim ilk kaybedişlerimiz, ilk terk edilişlerimiz, ilk yorgun yatağa
girişlerimiz, ilk vazgeçislerimiz ve ilk
Yalnızlıklarımız değil.
G.uraz
Dün geceyi kalbimiz mahzun, içimiz öfke, gözlerimiz gözyaşı dolu geçirdik Müslümanlar olarak...
Aslında her asırda Müslümanların yaşadığı durumun aynısını yaşadık...
Kâfirlere karşı savaşan hak tayfa yeryüzünde hep vardı.
Batıla karşı dimdik savaşan, o hak tayfaya ulaşamayan, imkânları olmayan bizim gibi çaresiz Müslümanlar da hep oldu. Biz ilk
Bütün Kitapları Okumam Lazım!
Yüzlerce kitap okuduğu halde “irfan” konusunda emekleyen bireyler değil miyiz çoğumuz? Daha da “okumalıyım”, daha da “bilgili olmalıyım” diye diye kendimizi kandırdığımız yalan mı? Kitaplarımızın büyük çoğunluğu ya yarıda kalmış, ya da kapağı hiç açılmamış bir halde değil mi? Karşımıza çıkan çoğu olayı zaman kaybı
Yâ Bâkî Entel Bâkî
.Bu güzel yolda güzel projeler yapabilmek için ömrümüzün sonuna kadar mücadele etmeye niyetliyiz
.ALLAH için olmayan her sevgi haramdır
.Ya Baki entel Baki zikrinin hakikatini anlayabilsek bizden uzaklaşan ve bizi terk eden herhangi bir şeyin huzurumuzu kaçırmanın mümkün olmadığını da göreceğiz
.Allah hala bizimle ilgileniyorsa manevi