Sizden tek bir isteğim var; özgürlüğün, yuvanın ve istikrarın sembolü olan kuşlar gibi objektif bakmanızı ve Anka Kuşu gibi birbirinize kenetlenmenizi istiyorum. "Zümrüd- ü Anka Kuşu" gibi; iyiliğin, sevginin, dostluğun ve paylaşımın adı olmalısınız...
Bazen seveceksin ilk günkü gibi.
Bazen dua edeceksin.
Bazen de küfür edeceksin salaklıklarına.
Bazen gururla ve kibirle kabartıp göğsünü, pişman değilim, diyeceksin.
Bazen pişmanlıktan ölüp ölüp dirileceksin.
Bazen keşke şöyle olmasaydı da böyle olsaydı, diye ağlayacaksın.
Bazen bir şarkı çalacak, şarkı bitmeden sen biteceksin.
Bazen kılını bile kıpırdatamayacaksın.
Bazen bir eksiklik hissedeceksin kendinde, bazen bir eksiklik bile hissedemeyeceksin.
Bazen kanayacak yaran ama hiç kapanmayacak.
Hep bir şeyler yapmak zorunda oluşumuza küfür edeceksin bazen, ama hiçbir zaman değiştiremeyeceksin olanı biteni.
Böyle işte bu, hayat güzelleşmez sen ölüyorsun diye.
"Ben ışık olmaya, gecelerin susuzluğunu çekmeye ve yalnız olmaya mecburum," diyen Friedrich Nietzsche gibi, ölene dek evlatları için ışık olacaktı. Onun ışığı yandığı sürece , evlatlarını sonsuza dek aydınlatacaktı...
Senin damarların ateşten, kanında sanki barut gibi. Ben seni ilk günden, o barut kanını ilk döktüğüm günden beri çok seviyorum Devran. Ama biraz sakin olmayı öğrenmen lazım. BU BARUT SENİ ÖLDÜRMESE BİLE ÖLDÜRTÜR.