Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YARALISIN Dalıp dalıp giden bakışlarını Bir uçurumun dibinde buldum. Yaralıydı Üstelik kan kaybediyordu unutlarım Bilirsin, aşktan öte Can gibi sevdim seni. Nasılda hasretti Yüreğim maviye Ve sınırsızlığına özgürlüğün. Sevgim hala amatör Hala çocuksu Ve içimde hala Seni yitirmek korkusu.
Sayfa 13
Şehrin kirli saçlı kederi Ve efsunlu bir öğlen güneşiyle çağlıyor kanlı dere.. İçinde et bırakmış, can bırakmış bir şiir gibi adın. Yarama sardığım peygamber çiçeği kokusu Ve suyun ince belinden tutmuş bir sevda korkusu.. Başını eğdiğin küslüğün gölgesinde ağlıyor çiçekler. Düşüp kendimi incittiğim sabahlar kadar yorgun ve uykulu kalbim. Gecenin rengi kara.. Canımda tuttuğum, tuz ve yara.. Şilan Avcı
Reklam
Günaydın
Şu çağın en büyük derdi insan. Dostu, sevgilisi, iş arkadaşı, akrabası... Seçebildiklerimiz de seçemediklerimiz de dert olabiliyor. Her şey yolunda gitse, insanlar zaman zaman can sıkıyor. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi soruyorlar, neyin var? Paul Auster cevaplıyor: "Benim bir şeyim yok. Doğru insana rastlamadım, hepsi bu."
Toprağı ölü bir huzurla değiştiler. Gökyüzünü can sıkıntısıyla değiştiler. Arzuyu pişmanlıkla değiştiler. Kimse bir başkasına misafir olmuyor. Acı bitti. Zaman yok. Gönül soğuk. Sevme korkusu öyle kötürüm etti ki herkesi, yalnızlıktan bunalan insan, dönüp yine kendi yalnızlığına sığınıyor.
Sayfa 12 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Can korkusu insana neler yaptırıyor!" demişti. Cemal artık korkuya alıştığını sanıyordu ama demek ki alışılmıyordu; korkuya alışmak mümkün değildi.
Sayfa 85
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
Sen konuşmazsan dünya susuyor biliyor musun? İnsan unutmanın sularını geçti. Kimse kimseyi hatırlamıyor. Anlamını bir gün bile düşünmedikleri bir kalabalık yetiyor herkese. Toprağı ölü bir huzurla değiştiler. Gökyüzünü can sıkıntısıyla değiştiler. Arzuyu pişmanlıkla değiştiler. Kimse bir başkasına misafir olmuyor. Acı bitti. Zaman yok. Gönül soğuk. Sevme korkusu öyle kötürüm etti ki herkesi, yalnızlıktan bunalan insan, dönüp yine kendi yalnızlığına sığınıyor.
Sen konuşmazsan dünya susuyor biliyor musun? İnsan unutmanın sularım geçti. Kimse kimseyi hatırlamıyor. Anlamını bir gün bile düşünmedikleri bir kalabalık yetiyor herkese. Toprağı ölü bir huzurla değiştiler. Gökyüzünü can sıkıntısıyla değiştiler. Arzuyu pişmanlıkla değiştiler. Kimse bir başkasına misafir olmuyor. Acı bitti. Zaman yok. Gönül soğuk. Sevme korkusu öyle kötürüm etti ki herkesi, yalnızlıktan bunalan insan, dönüp yine kendi yalnızlığına sığmıyor.
yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. öyle acıklı bir uzaklık ki, şikâyetin sularını çoktan geçtin. hiçbir şeye öfke duymuyorsun. insan boylu boyunca bir hastalık. insan korku. İnsan yıkım. ihtiraslarının külü insan. inanmıyorsun artık. anlamamak değil, inanmıyorsun! can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun!
inanmıyorsun!
İnanmıyorsun artık. Anlamamak değil, inanmıyorsun! Can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! Yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun!
Sayfa 10 - PDFKitabı okuyor
Reklam
Sen konuşmazsan dünya susuyor biliyor musun? İnsan unutmanın sularını geçti. Kimse kimseyi hatırlamıyor. Anlamını bir gün bile düşünmedikleri bir kalabalık yetiyor herkese. Toprağı ölü bir huzurla değiştiler. Gökyüzünü can sıkıntısıyla değiştiler. Arzuyu pişmanlıkla değiştiler. Kimse bir başkasına misafir olmuyor. Acı bitti. Zaman yok. Gönül soğuk. Sevme korkusu öyle kötürüm etti ki herkesi, yalnızlıktan bunalan insan, dönüp yine kendi yalnızlığına sığmıyor.
Sayfa 12
Tuzla buz
Kalbin senin mi Göğün mü, yerin mi Orda çekişen can Kader mi, değil mi Tuzla buz evlerde, günaha susuz Kaybolduk, kadere dönüyoruz Toz duman evlerde, sıınırları uçsuz Hapsolduk, kurşunlar deniyoruz Sen mi, ben mi yoksa Bu biten neyin uykusu Kaldırımlarda son buluyorken korkusu Kalbin senindi Göğündü yerindi Or'da çekişen can Yine sana delildi
...görenlerin yüreklerini ezen bir yoksulluk, kahredici bir can korkusu...
Sayfa 213 - Cumhuriyet Kitapları, 13. Baskı: Nisan 2010Kitabı okuyor
Can korkusu girdi mi bir insanın derisinin altına, o adamdan hayır bekleme.
Teccam iki tür sır olduğunu söyler. Ağız sırları ve yürek sırları. Çoğu sır ağız sırrıdır. Paylaşılan dedikodular ve fısıldanan küçük skandallar gibi. Bu sırlar dünyaya salınmak için can atmaktadır. Bir ağız sırrı, çizmenizin içine kaçmış bir taş gibidir. İlk başta onun farkında bile olmazsınız. Ama daha sonra rahatsız edici ve en sonunda katlanılmaz hale gelir. Ağız sırları tutuldukça büyürler, dudaklarınıza baskı yapana dek şişerler. Serbest kalmak için didinirler. Yürek sırları farklıdır. Bunlar mahrem ve ıstırap vericidir. Tek istediğiniz onları dünyadan saklamaktır. Ağzınızda şişip dudaklarınıza baskı yapmazlar. Yürekte yaşarlar ve saklandıkça ağırlaşırlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.