Terk etmedi sevdan beni
Aç kaldım, susuz kaldım
Hayın, karanlıktı gece
Can garip, can suskun
Can paramparça...
Ve ellerim kelepçede
Tütünsüz, uykusuz kaldım
Terk etmedi sevdan beni...
"İlk günkü acı, varlığını aynı şiddetle sürdürse, yaşayamaz insan. Yitirilenin ardından, yürekten kopup gelen haykırışlar önce yerini daha alçak seslere, sonra da gitgide kabullenişin sessizliğine bırakıyor."
#OkudumBitti
#KamelyalıKadın
#AlexandereDumas
#CanYayınları
İki seven genç, birbiri için çarpan yürekler. Kadın kibar bir fahişe, erkek zengin olmasa da bilgili, görgülü bir aileden geliyor. Sevmeye, sevilmeye izin mi alacağız efendim, "evet" kim demiş onu? Tabii ki aile, konu komşu, falan filan.
Offf yıldım ben elalem ne der cümlelerinden, bu kitaplarda da öyle gerçek hayatta da. Neymiş, kadın fahişe na mümkün sevilemez. Ama o da insan, yüreği var. Bir müsaade edin sevsinler yahu beraber olsunlar, size zararı ne? Olmazzzz sevemezler.
Genç hukukçu Armand tesadüfen karşılaştığı Marguerite neredeyse ilk görüşte aşık olur. Peşine düşer, tanışır. Metres diye bilinen güzeller güzeli Marguerite, Paris'in opera, balo, tiyatrolarında arzı endam eder. Lüks bir hayat sürer. Bu hayatı ona zengin erkekler sağlar.
Bir zaman sonra Armand 'a gönlü düşer. Öyle ki onsuz nefes alamaz. Aşkı için tüm olanaklarından vazgeçen genç kız, sevdiceğiyle bir kır evine taşınır ömrünü onunla geçirmek ister. İster de işler yolunda gitmez. Hepi topu altı ay birlikte yaşarlar. Armand'ın iyiliği için ondan ayrılmak zorunda kalır. Sevdiğinden ayrı düşen kadının hızla sağlığı bozulur.
İki gencin aşkına tanıklık ederken zamanın Fransa' sınıda tanıyoruz.
Yazarın yirmili yaşlarda yazdığı kitap oldukça etkileyici. Okumanızı tavsiye ederim, ben çok severek okudum.
Kitapla kalın sevgili dostlar
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Can Yayınları · 202217,8bin okunma
"Sığ okurluk".Sığ okurlar, kurmacayla gerçeği ayıramamanın ötesinde, romanı, öyküyü salt eğlenmek, avunmak için okurlar. Kendilerini yormayacak yazarları seçer, sığ sularda yüzmeyi yeğlerler. Onların bu yönsemeleri, beklentileri doğrultusunda ürün veren yazarları da vardır; okurlarının sığlık düzeylerini aşmayan ürünler sunarlar. Ne zaman birinin elinde Ayşe Kulin'den, Canan Tan'dan, Elif Şafak ya da İskender Pala'dan bir roman görsem sığ okur tipi gelir durur gözlerimin önünde.
Zerdüşt'ün buyruklarını tek seferde anlayacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.. Doğru bildiklerinizi amuda kaldırıp bir kez daha değerlendirmeniz için sabırla okumanızı gerektiren bir kitap.. Cümlelerin ardından uzaklara dalıp giden melûl bakışlarınıza şahit olacaksınız :)Tek solukta okunup rafa kaldırılacak bir kitap değil.. yanında bir şiir antolojisi ile iyi gidiyor.. Tavsiye ederim :)
bu kitabın üzerine 10 tane kitap okudum bir inceleme yapabilecek kıvama yeni geldim, yeni soğudum diyeyim. okunması öyle zordu ki, okuduklarını hazmetmesi. zorluk nedir? dil ağırlığı ya da kitabın ağır ilerlemesi mi? bu kitaptaki zorluk öyle bir zorluk değil; gözünü kapadığın şeylerin ruhundaki ağırlığını hissetmek, nehrin bir de karşı kıyısına
Yazar, İzmir Aliağa Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndaki kader mahkumlarıyla gerçekleştirmiş olduğu görüşmelerden yola çıkarak, kader mahkumlarının hikayelerini; onları bu noktaya getiren sebepleri, hayatın gerçeklerini yansıtan, abartıdan uzak, sade bir dilde anlatmış. Ayrıca Canan Tan kitaplarının olmazsa olmazlarından; Türkiye'de kadın olmanın zorluklarını satır aralarına çok güzel işlemiş.
Okumanızı tavsiye ederim...
KelepçeCanan Tan · Doğan Kitap Yayınları · 20163,604 okunma