Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Namuslu bir saatte, böyle derlerdi Çaykara'da, yataktan çıktım. Gölün etrafında yürüdüm bir süre. Onca zaman sonra sigara çekti canım, tuttum kendimi. Ama işin özü... İstanbul'a dönmeye hazır değildim. Bahar'sızlığa, Beyoğlu'na, Kadıköy'e Bahar'ı anımsatacak herhangi bir şeye hazır değildim. En iyisi İskeçe'ye gitmekti; Bahar'ın ayak basmadığı topraklara. Ama oraya gidersem Bahar'la yaşayamadıklarımın gölgesi üzerimde olur muydu, olmaz mıydı, bilmiyordum. Ah Bahar... Acaba senin aklına da geliyor muydu cebimizde boşu boş kalan taşlar?"
Sayfa 248 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okuyor
Akciğer nakli- paylaşım desteği rica üzerine
Gözlerimi hastanede açtığımdan bu zamana kadar ameliyatlarımı olup her şeye rağmen göğüs gerdim. 10 yılı aşkındır bu sayfayı yönetiyorum. Ben; Uğur Durmuş. Henüz 27 yaşındayım. İnsanlara yıllardır, Organ Bağışının önemini vurguladım, farkındalık artırdım. Sayemde binlerce kişi Organ Bağışçısı oldu. Hastalığım ilerlediği bu süre zarfında akciğer
Reklam
NFK
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler… İstanbul benim canım, vatanım da vatanım
VİSRUA
Vaktiyle Mahmut Şevket Paşa öldürüldükten sonra bazı ittihatçılar, talat'ın yeni hükümete dahiliye nazırı olarak girmesini istememişler. Cemal Paşa'nın nazırlığını tercih etmişler. Sonra Talat, Cemal Paşa ile Yeni sadrazamın arasını açmış. Harbiye nazırlığına onun getirilmesi için uğraşmış. Daha sonra almanlarla yapılan ittifak, Cemal paşadan saklanmış. Nihayet Mısır fethi bahanesi ile Cemal Paşa İstanbul'dan uzaklaştırılmış. Bunlar hep talatın oyunları imiş. Hatta Talat demiş ki:"-canım, Mısır Fethi olmazsa bile Cemal Paşa ya şehit olur, yahut ordusu berbat ve perişan olunca beynine bir tabanca sıkarak bizi kendinden kurtarır!" Bunlar o zamanki liderler arasındaki gizli husumetleri göstermek bakımından ilgilendirici. Yalnız birinin hakikat olmasını isterdim: keşke Enver yerine Cemal, Harbiye nazırı olsaydı! Birinci Dünya harbine girmezdik ve batmazdık.
Sayfa 89 - Pozitif yayınları/2004
Atsız başlangıçta dergiyle fiilen de meşgul oluyor ve yoruluyordu. 01 Ekim 1950'de Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta “Bu Orkun dergisi böyle giderse benim imanımı gevretecek. Bir tashîh memuru tuttuk ama daha iş kıvamına girmedi." demektedir (Hacaloğlu 2013: 43). Yine Yılanlıoğlu'na yazdığı 11 Ocak 1951 tarihli bir mektubunda ise
Gecesi sümbül kokan, Türkçesi bülbül kokan. Istanbul, İstanbul..
Reklam
"Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyâr; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyâr..."
“Kendinizi kuvvetli sandığınız yerlerden mi harap olmak istiyorsunuz?”
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
NİLAR GÖK // AZGIN VAR ...Anadolu' nün kültür mozaiğinde, her yörenin birbirinden farklı pek çok tadı var diyor yazar. Oysa birbirlerinden kilometrelerce uzak şehirlerde doğup büyümüş olsak bile, özünde hepimizin kederleri, sevinçleri, korkuları, bağlandığı değerler ne kadar da benzer diye de devam ediyor. ...Canım Anadolu, tarihe tanıklık etmiş kadim topraklar, acısını, sevincini ortak paydası yapmanın bilinciyle yoğrulmuş insanların yurdu, yazarımızla düştük Anadolu yollarına bir baktık Ege' deyiz, bir baktık İç Anadolu' da bozkırlarda, on dört öykünün yer aldığı kitapta her bir öykü #roman da olabilir nitelikte dedim okurken, her öykünün başında öyküyle ilintili olarak yazarlardan, şairlerden bir cümle okumak çok hoştu. "Mavi boyalı sandalye" ve "İstanbul yağmuru" kendimden çok seyler bulduğum iki öykü oldu. Okurken örf, âdet, gelenekler tanıdık gelecek, şiveleri de es geçmeyen öykülerde kimi üzülecek, bazen hüzünlenecek, bazen de yüreğiniz yanacak, kimi isyan ederken Anadolu insanının yüksek ferasetini de göreceksiniz. ...Edebiyat dergilerinde derece ve mansiyon almış öyküleri cok başarılı buldum, benim gibi #öyküsever dostların mutlaka bu muhteşem öykülerle tanışmasını isterim. Sevgili yazarımız #nilargök ün #Balkanharbi döneminde Rumeli' den göç etmiş ailesi, bir mübadil torunu olmam nedeniyle anlamlı bir bağ kurmama da neden oldu, ...mutsuz sonların mutlak olmadığ, mutluluk dolu başlangıçlar ve bitişler dileğiyle... @nilardinho
Azgın Var!
Azgın Var!Nilar Gök · Ayrıkotu Yayınları · 202322 okunma
1954 yılı Haziranı'nda İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanlığı'na seçildiği zaman kırk üç yaşındaydı. Gündüzler resmi toplantılarda, geceler resmi davetlerde geçiyordu. Sevimli kişiliği her toplantıda aranıyordu. Tatlı sohbeti, her toplantının vazgeçilmez üyesi yapmıştı Mustafa İnan'ı. Özellikle üstün hafızası hayranlık uyandırıyordu. Yahya Kemal, düzenlediği her toplantıdan önce, "Aman Mustafa'ya da haber verilsin," diyordu. Kimse Yahya Kemal'in şiirlerini Mustafa Hoca gibi ezberleyemiyordu, kimse Yahya Kemal'in şiirlerini Mustafa Hoca gibi duyarak okuyamıyordu. Kimse Fuzuli'den, Baki'den, Nedim'den ve daha birçoklarından Mustafa Hoca gibi yerinde örnekler veremiyordu. Tasavvuftan da söz ediyordu Mustafa Hoca, İslâm'dan da söz ediyordu. Behçet Kemal, kendi yaptığı 'şeci' Kur'an çevirisini okurken, onun bir tercüme yanlışını Mustafa İnan düzeltmemiş miydi? Mustafa Hoca Arapça da mı biliyordu? O her şeyi biliyordu canım
Sayfa 145
Vaktiyle Mahmut Şevket Paşa öldürüldükten sonra bazı İttihatçılar, Ta­lat'ın yeni hükümete Dahiliye Nazırı olarak girmesini isteme­mişler. Cemal Paşa'nın nazırlığını tercih etmişler. Sonra Ta­lat, Cemal Paşa ile yeni sadrıazamın arasını açmış. Harbiye Nazırlığı'na onun getirilmesi için uğraşmış. Daha sonra Al­manlarla yapılan ittifak, Cemal Paşa'dan saklanmış. Nihayet Mısır fethi bahanesi ile Cemal Paşa İstanbul'dan uzaklaştırıl­mış. Bunlar hep Talat'ın oyunları imiş. Hatta Talat demiş ki: " - Canım, Mısır fethi olmazsa bile Cemal Paşa ya şehit olur, yahut ordusu berbat ve perişan olunca beynine bir tabanca sı­karak bizi kendinden kurtarır!". Bunlar o zamanki liderler arasındaki gizli husumetleri göstermek bakımından ilgilendirici. Yalnız birinin hakikat ol­masını isterdim: Keşke Enver yerine Cemal Harbiye Nazırı ol­saydı! Birinci Dünya Harbi'ne girmezdik ve batmazdık.
240 syf.
6/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Peyami Safa... Her kitabının Yalnızız gibi olmasını bekleyerek öyle hatalara düşüyorum ki... Safa'nın dilini çok seviyorum, insan analizlerini de hakeza. Ancak bu kitap, geçliğinde yazmış olduğundan mütevellit ne teknik açıdan ne tema açısından beklentilerinizi karşılayamayacak. Kurgu oldukça sathi kalmış. Resmen parmağını yüzünüze doğru
Sözde Kızlar
Sözde KızlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20219,1bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.