Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
geçici ayrılık benimkisi ilkyaz çiçeğine gebeyim ağıtlar yakmayın adıma ben ölmedim ölmeyeceğim sıcak saklayın gecelerimi karlar altından çıkıp geleceğim düşlerinizin ateşinden ılık bir rüzgar gibi eseceğim demlice bir çay koyun üstüne aç çocuk gibi besleyin sobayı nasıl tütüyorsanız gözlerimde öylece tütsün buharı uzunca serin yatağımı boyunca uzansın ayağım el aman deyince gece usulca kıvrılır yatarım can canım canlarım hazır mı koynunuzdaki yerim gün olur gecikmiş çocuk gibi bağıra çağıra gelirim ...
Bir dervişe mahallesinde bir evde yangın çıktığını söylerler. O da kendi evi olabilir endişesiyle: "Kimin evi acaba?" diye sorar. Haberi getiren kişi: "Azizim sizin ev değil!" deyince bizim derviş: "Elhamdülillah" der. Fakat bu şükür ifadesi için, uzun yıllar boyunca tövbe eder; Allah'tan af diler. Söylediği şey ne ayıptır, ne de günah; sonuçta Allah'a şükretmiştir. Fakat tövbe etmesinin bir sebebi vardır: Başka birisinin evi yanarken, bunun kendi evi olmayışına bencil bir şekilde sevindiğini düşünmüştür.
Reklam
(Çay deyince akla Dostoyevski gelir!)
"Çinliler, bir gün çaysız kalacağına üç gün aç kal, derler."
Sayfa 292 - Everest Yayınları
“Oysa gece... Gece her şeyin her an olabileceği bir zaman dilimi,” dedim. “Bazılarının aklına gece deyince uyku gelir” dedi Gece. “Onlar geceyi bilmeyenler...” dedim.
Sayfa 120 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ben de yemek deyince böyle olurum...
Hiddetten ağzım köpürmüşken biraz yüzüme gülüp, önüme bir bardak şekerli çay sürerek gönlümü alırsanız, belki hemen o anda yelkenleri suya indirirdim.
Abdal ve Aptal
Abdal, hali değişen demektir, aptal ise değişmeyen. Abdal anlamak, aptal ise anlaşılmak ister. Abdal iyiliğin peşinden koşar, aptal ise çıkarının. Abdal anlar ve susar, aptal anlamaz ama yine konuşur. Abdal dünyadan kurtulmaya, aptal dünyayı kurtarmaya çalışır. Abdal yaptığı kötülükten, aptalsa yaptığı iyilikten pişman olur. Abdal yapmadığı iyilikten, aptal yapmadığı kötülükten pişman olur. Abdal düşteyken uyarılınca uyanır ve utanır, aptal ise ne uyanır, ne utanır, sayıklamaya devam eder. Abdal tebessüm etmeyi, aptal sırıtmayı sever. Abdal sevdiğini beğenir, aptal ise beğendiğini sever. Abdal aptalı bulunca susar, aptal bulsa da bulmasa da konuşmaya devam eder. Güzel deyince aptalın aklına 'kadın' gelir, kadın deyince abdalın aklına 'güzel'. Abdalın namazı kaçırma ihtimali yoktur, aptalın ise bahanesi çoktur. Abdal soru sormayı, aptal cevaplamayı sever. Abdal çaya karışıp erimek ister, aptal çay kaşığı gibi orada kalmak. Abdal kar tanesi kadar yumuşak konuşur, aptal dolu gibi sert. Abdal az kişiye çok, aptal çok kişiye az değer verir. Abdal azı bulursa sevinir, aptal çoğu bulamazsa üzülür. Abdal düşünmekten uyuyamaz, aptal uyumaktan düşünemez. Abdal yüreği sarsılınca kendine gelir, aptal yer sarsılsa da kendine gelmez.
Sayfa 68 - hayykitapKitabı okudu
126 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.