geçici ayrılık benimkisi
ilkyaz çiçeğine gebeyim
ağıtlar yakmayın adıma
ben ölmedim ölmeyeceğim
sıcak saklayın gecelerimi
karlar altından çıkıp geleceğim
düşlerinizin ateşinden
ılık bir rüzgar gibi eseceğim
demlice bir çay koyun üstüne
aç çocuk gibi besleyin sobayı
nasıl tütüyorsanız gözlerimde
öylece tütsün buharı
uzunca serin yatağımı
boyunca uzansın ayağım
el aman deyince gece
usulca kıvrılır yatarım
can canım canlarım
hazır mı koynunuzdaki yerim
gün olur gecikmiş çocuk gibi
bağıra çağıra gelirim ...
Bir dervişe mahallesinde bir evde yangın çıktığını söylerler. O da kendi evi olabilir endişesiyle: "Kimin evi acaba?" diye sorar. Haberi getiren kişi: "Azizim sizin ev değil!" deyince bizim derviş: "Elhamdülillah" der. Fakat bu şükür ifadesi için, uzun yıllar boyunca tövbe eder; Allah'tan af diler. Söylediği şey ne ayıptır, ne de günah; sonuçta Allah'a şükretmiştir. Fakat tövbe etmesinin bir sebebi vardır: Başka birisinin evi yanarken, bunun kendi evi olmayışına bencil bir şekilde sevindiğini düşünmüştür.
“Oysa gece... Gece her şeyin her an olabileceği bir zaman dilimi,” dedim.
“Bazılarının aklına gece deyince uyku gelir” dedi Gece.
“Onlar geceyi bilmeyenler...” dedim.
Abdal, hali değişen demektir, aptal ise değişmeyen.
Abdal anlamak, aptal ise anlaşılmak ister.
Abdal iyiliğin peşinden koşar, aptal ise çıkarının.
Abdal anlar ve susar, aptal anlamaz ama yine konuşur.
Abdal dünyadan kurtulmaya, aptal dünyayı kurtarmaya çalışır.
Abdal yaptığı kötülükten, aptalsa yaptığı iyilikten pişman olur.
Abdal yapmadığı iyilikten, aptal yapmadığı kötülükten pişman olur.
Abdal düşteyken uyarılınca uyanır ve utanır, aptal ise ne uyanır, ne utanır, sayıklamaya devam eder.
Abdal tebessüm etmeyi, aptal sırıtmayı sever.
Abdal sevdiğini beğenir, aptal ise beğendiğini sever.
Abdal aptalı bulunca susar, aptal bulsa da bulmasa da konuşmaya devam eder.
Güzel deyince aptalın aklına 'kadın' gelir, kadın deyince abdalın aklına 'güzel'.
Abdalın namazı kaçırma ihtimali yoktur, aptalın ise bahanesi çoktur.
Abdal soru sormayı, aptal cevaplamayı sever.
Abdal çaya karışıp erimek ister, aptal çay kaşığı gibi orada kalmak.
Abdal kar tanesi kadar yumuşak konuşur, aptal dolu gibi sert.
Abdal az kişiye çok, aptal çok kişiye az değer verir.
Abdal azı bulursa sevinir, aptal çoğu bulamazsa üzülür.
Abdal düşünmekten uyuyamaz, aptal uyumaktan düşünemez.
Abdal yüreği sarsılınca kendine gelir, aptal yer sarsılsa da kendine gelmez.