Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Abdal ,hâli değişen demektir ,aptal ise değişmeyen. Abdal anlamak , aptal ise anlaşılmak ister. Abdal iyiliğin peşinden koşar, aptal ise çıkarının. Abdal anlar ve susar , aptal ise anlamaz yine konuşur. Abdal dünyadan kurtulmaya ,aptal ise dünyayı kurtarmaya çalışır . Abdal yaptığı kötülükten ,aptal ise yaptığı iyilikten pişman olur. Abdal yapmadığı iyilikten ,aptal ise yapmadığı kötülükten pişman olur. Abdal düşteyken uyarılınca uyanır ve utanır ,aptal ise ne uyanır ,ne utanır ,sayıklamaya devam eder . Abdal tebessüm etmeyi ,aptal sırıtmayı sever . Abdal sevdiğini beğenir ,aptal ise beğendiğini sever . Abdal aptalı bulunca susar ,aptal bulsada bulmasa da konuşmaya devam eder . Güzel deyince aptalın aklına ' KADIN ' gelir ,kadın deyince abdalın aklına ' GÜZEL' . Abdalın namazı kaçırma ihtimali yoktur , aptalın ise bahanesi çoktur. Abdal soru sormayı ,aptal cevaplamayi sever . Abdal çaya karışıp erimek ister ,aptal çay kaşığı gibi orada kalmak. Abdal kar tanesi gibi yumuşacık konuşur ,aptal dolu gibi sert . Abdal az kişiye çok , aptal çok kişiye az değer verir. Abdal azı bulursa sevinir ,aptal çoğu bulamazsa üzülür . Abdal düşünmekten uyuyamaz ,aptal uyumaktan düşünemez . Abdal yüreği sarsılınca kendine gelir , aptal yer sarsılsa da kendine gelmez.
Abdal ile aptal arasındaki fark
Abdal, hali değişen demektir, aptal ise değişmeyen. Abdal anlamak, aptal ise anlaşılmak ister. Abdal iyiliğin peşinden koşar, aptal ise çıkarının. Abdal anlar ve susar, aptal anlamaz ama yine konuşur. Abdal dünyadan kurtulmaya, aptal dünyayı kurtarmaya çalışır. Abdal yaptığı kötülükten, aptalsa yaptığı iyilikten pişman olur. Abdal yapmadığı iyilikten, aptal yapmadığı kötülükten pişman olur. Abdal düşteyken uyarılınca uyanır ve utanır, aptal ise ne uyanır, ne utanır, sayıklamaya devam eder. Abdal tebessüm etmeyi, aptal sırıtmayı sever. Abdal sevdiğini beğenir, aptal ise beğendiğini sever. Abdal aptalı bulunca susar, aptal bulsa da bulmasa da konuşmaya devam eder. Güzel deyince aptalın aklına 'kadın' gelir, kadın deyince abdalın aklına 'güzel'. Abdalın namazı kaçırma ihtimali yoktur, aptalın ise bahanesi çoktur. Abdal soru sormayı, aptal cevaplamayı sever. Abdal çaya karışıp erimek ister, aptal çay kaşığı gibi orada kalmak. Abdal kar tanesi kadar yumuşak konuşur, aptal dolu gibi sert. Abdal az kişiye çok, aptal çok kişiye az değer verir. Abdal azı bulursa sevinir, aptal çoğu bulamazsa üzülür. Abdal düşünmekten uyuyamaz, aptal uyumaktan düşünemez. Abdal yüreği sarsılınca kendine gelir, aptal yer sarsılsa da kendine gelmez.
Sayfa 68
Reklam
Bir kapı olsa, açsam!
Hayatın pek çok kapısı var, açıp giriyorum o kapılardan birini. Belki dışarıda hiç kalmayanlardan içeride bir şeyler kalmıştır diye. Bir çok kapının ardında birçok aylak adam, ama Aylak Adam romanından bahseden yok aralarında, Faulkner'ı kimin çevirisinden okumak gerektiğinden söz eden kimse yok. Bir köşeye çekilip 'Menekşelendi
Sayfa 195 - Vadi YayıncılıkKitabı okudu
"Bazılarının aklına gece deyince uyku gelir," dedi Gece. "Onlar geceyi bilmeyenler..." dedim.
Sayfa 111 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ben de yemek deyince böyle olurum...
Hiddetten ağzım köpürmüşken biraz yüzüme gülüp, önüme bir bardak şekerli çay sürerek gönlümü alırsanız, belki hemen o anda yelkenleri suya indirirdim.
Sıcak Saklayın Gecelerimi
geçici ayrılık benimkisi ilkyaz çiçeğine gebeyim ağıtlar yakmayın adıma ben ölmedim ölmeyeceğim sıcak saklayın gecelerimi karlar altından çıkıp geleceğim düşlerinizin ateşinden ılık bir rüzgâr gibi eseceğim demlice bir çay koyun üstüne aç çocuk gibi besleyin sobayı nasıl tütüyorsanız gözlerimde öylece tütsün buharı uzunca serin yatağımı boyunca uzansın ayağım eleman deyince gece usulca kıvrılır yatarım can canım canlarım hazır mı koynunuzda yerim gün olur gecikmiş çocuk gibi bağıra çağıra gelirim Nevzat ÇELİK
Sayfa 1034 - Sosyal YayınlarKitabı okudu
Reklam
Geçici ayrılık benimkisi, İlkyaz çiçeğine gebeyim. Ağıtlar yakmayın adıma, Ben ölmedim, ölmeyeceğim. Sıcak saklayın gecelerimi, Karlar altından çıkıp geleceğim. Düşlerinizin ateşinden, Ilık bir rüzgâr gibi eseceğim. Demlice bir çay koyun üstüne, Aç çocuk gibi besleyin sobayı, Nasıl tütüyorsanız gözlerimde, Öylece tütsün buharı. Uzunca serin yatağımı, Boyunca uzansın ayağım. El aman deyince gece, Usulca kıvrılır yatarım. Can, canım, canlarım, Hazır mı koynunuzdaki yerim? Gün olur gecikmiş çocuk gibi, Bağıra çağıra gelirim.
Gece...
+Bazılarının aklına gece deyince uyku gelir, dedi Gece. -Onlar geceyi bilmeyenler, dedim.
"Oysa gece... Gece her şeyin her an olabileceği bir zaman dilimi,"dedim. "Bazılarının aklına gece deyince uyku gelir," dedi Gece."Onlar geceyi bilmeyenler..." dedim.
Sayfa 111Kitabı okudu
Du bakali n'olecak?
Boğaziçi’nin Karadeniz Boğazına yakın Anadolu yakasında, deniz kıyısı üstünde bir çayevi… O çay evinin hemen bütün müşterileri, hep o semtin insanları olduklarından ve oraya sık sık geldiklerinden birbirlerini tanırlar. Çoğu da emeklidir. Emekli olunca konuşmaları doğal olarak geçim sıkıntısı, pahalılık, sürekli zamlar vb konular üstüne oluyor. O
Reklam
Sıcak Ekmek
Evden getirdiği iki sofra örtüsüne sımsıkı sardı ekmekleri, yetinmedi bir de kucaklayıp sinesine bastırdı iyice. Soğumalarından korkuyor, korkmak demek az gelir ürperiyor desem yeridir. Hızla çıkıyor fırından. Koşar adım... Hava oldukça soğuk. Sabahın kör vakti, ortalık karanlık. Daha kimse iş telaşıyla yollara düşmüş değil. Bir o var bir de sabah
Hüseyin Hilmi ArslanKitabı okudu
Bu bensem gelişim gidişim bir şikâyetse katlanıp küreye uzanmış uzun gövdemi bir yatağın ölümü süsleyen secdesine durmuşsam kapıya çağrılan karaltının omuz başından uzakta bir şehir tastamam bir şehir geliyor omuzlarını titretip bir yanlış doğru olmayan anne gibi gizlenmiyor bu asır onun başından güneşte dipsiz kova beni seçmiş beni
Leylan
Leylan
Bunları gecenin bir yarısı Yenişehir Karakolu’nun avukat görüş odasında karşılıklı oturduğumuz avukatıma söylüyorum. Elinde tuttuğu tek sayfalık “olay tutanağı”nı mır mır mır okuduktan sonra “Burda yazılanlar gerçek mi Kudret?” sorusuna verdiğim cevap bu. Masada ikimizin dışında bir bardak soğuk, kaynamaktan katrana dönmüş çayla boş
"Oysa gece... Gece her şeyin her an olabileceği bir zaman dilimi" dedim. “Bazılarının aklına gece deyince uyku gelir” dedi Gece. “Onlar geceyi bilmeyenler...” dedim.
Büyüklenmeci Olmayan Bir Özgüvenin Sahibi Olarak Said Nursi.. “Bir kaç defa ziyaretine gittik. Fakat hiç konuşmuyordu. Yatağı bir tahta ranzada idi. Duvara asılı bir torbada Kuran-ıKerim vardı. Başka bir kitap görünmüyordu. İlk gidişte bize çay yaptı ve verdi. Amma, kederli duruyor ve konuşmuyordu.“Nasıl yapalım da konuşturalım, bir mesele
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.