Frenkler, tıp, astronomi, kimya, coğrafya, matematik, mimari alanlarındaki bilgilerini Arapça kitaplardan edinmişler; bu kitapları özümlemişler, taklid etmişler, sonra aşmışlardır.
Ne kadar da çok kelime buna hâlâ tanıklık etmektedir: Zénith (semt, yol), nadir (nadir, semt’in tersi), azimut (es-semt, yol), algèbre (el- cebr, zorlama, cebir), algorithme (el-Havarizmi’nin özel adının Latinceleşmiş biçimi, Araplardan alınan ondalık sayı sistemi) veya daha da basit olarak “chiffre” (şifr, boşluk, sıfır, Fransızcada sayı, “şifre” anlamlarını almıştır).
Avrupalılar endüstri alanında Araplardan kâğıt imalatı, deri işleme, dokumacılık, alkol ve şeker damıtılması -bu son iki kelime de Arapçadan alınmıştır— yöntemlerini alıp, sonra geliştirmişlerdir.
Avrupa tarımının Doğu’yla temas sonucunda ne kadar zenginleştiği de unutulamaz: Kayısı, patlıcan, yabani sarımsak, portakal, karpuz... “Arapça” kelimelerin listesi uzayıp gitmektedir.