İran ve Türk şairleri,
-Hakkın ezelî nûruyla âlemin bütün yönlerini nasıl aydınlattığını;
-Hakkın isimlerinin, Varlık ile ezelî yokluk halindeki mevcutların a'yânını nasıl aydınlattığını;
-bunlardan her birisinin, aynaların görünen şeylerin sûretlerini yansıttığı gibi, isimlerin kemâllerini nasıl aksettirdiğini;
-ilâhî celâl sıfâtlarının cehennem ateşinde ve şeytanlarda, cemâl sıfâtlarının ise, cennet ve meleklerde nasıl tecellî ettiğini;
-insanın kendi nefsinde bütün bu sıfâtları toplayıp, büyük âlemde bulunan cemâl ve celâl sıfâtlarının kendisinde bulunduğu küçük bir âlem nasıl olduğunu tavsif etmişlerdir.
Bunlar, vahdet-i vücûd mensubu Iran ve Türk şairlerinin ifâde ettiği bazı düşüncelerdir, hepsi de, özü itibarıyla, İbnü'l-Arabi'nin sisteminden ve Fusûsu'l-hikem kitabında ifâde ettiği bir takım görüşleridir.
Ebu'l-Alâ Afîfî
20 Ağustos 1946/23 Ramazan 1365 İskenderiye