Sokakta kalmışlardı işte. İkindi namazı sekiz rekâttır, demişti biri, çabucak kılınıp biter. Hele cenaze olunca, imam daha da kestirmeden gider. O zaman, demişti Ağır Abi, birer çay daha içer kalkarız.
Her gün biraz daha mutsuz olduğu işinden ayrılacağını, bu karmaşık kentten kaçmak istediğini Hakkı'ya söylediğinde, "Abi, kafaya format atmak lazım. Keşke ben de yapabilsem," demişti. Âlem adamdı Hakkı. Bilgisayarını formatlatacak gücü yoktu. Günden güne kilo alarak öfkesini bedeninden çıkarıyordu.
Reklam
"Bir kirpi, ya da şöyle söyleyeyim, bir oklu kirpi, bir insana neden okunu atsın ki?" "Bunu ne sen ne ben ne de kirpi bilir. Her şey o anki durumla ilgili. Bir şeyden ürkmüşse, kendini güvende hissetmiyorsa o anda en küçük kıpırtıya bile okunu sallayıverir. Sen çok kitap okuyorsun, tamam; ama şunu bilmiyorsun: Okunması ve
Yeni bir sigara yakıyorum. Hiç olmazsa senin kargaların var Vahit Abi, diyorum. Benim hiçbir şeyim yok. Beni hayata bağlayan ya da hayattan koparan anlaşılabilir bir nedenim yok. Keşke ciddi bir vicdan azabım olsa da ona tutunsam. Gel gör ki içiyorum. Şu karga heykeli bana bir şeyler söylüyor, ama anlamıyorum. Gördüğün gibi bir sigara yakıyor ve daha büyük bir yudum alıyorum votkamdan. Duyduğuma göre Vahit Abi, o yıllarda çok kötü rüyalar görüyormuşsun; seni kovalayan bulut gibi karga sürüleri, dile gelen, başını koparmaman için yalvaran yavrular... Neler neler Vahit Abi. Hatta, tüylerinin rengi ağarmış erkek bir karganın her gece rüyana girdiği ve anana sövdüğü yolunda söylentiler de var. Sonra ip kopuyor Vahit Abi; sen ve kargalar dışında hiçbir şey kalmıyor. Benim böyle bir olayım yok işte; rüya bile görmüyorum, biliyor musun... Başını koparıp attığın o kargalardan biriyim.
Görüş günü. Sinan ağabeyini görmek için hapishaneye gidecek, çamaşır falan götürecek.Birden aklına geliyor,Nur "Ben de gelsem" demişti.Telefonlaşıp bir yerde buluşuyorlar. Nur'un arabasıyla gidiyorlar cezaevine. Cemil Nur'u görür görmez tanıyor. -Ooo! Nur Hanım siz de mi geldiniz? Nur şaşkın, Sinan'a bakıyor. -A,a!.. Tanıdı beni. Cemil: -Elbette tanıyacağım. Sinan sizden o kadar bahsetti ki. Nur kızarıyor haliyle. Cemil: -Ayakta kalmayın oturun şöyle. Ee, Sinan Hoca ne var, ne yok bakalım. -iyiliktir abi,şükür.Annem çamaşır gönderdi.Nur da bir tesbih almış sana,kehribardır ha! Cemil: -Çok teşekkür ederim, niye zahmet ettiniz. -Önemli değil, yakışır size.
Abi, sen ölmeye başlamışsın, dedi delikanlı.
Reklam
152 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.