İnsan, vücut ve ruhtan yaratılmıştır. İki ayrılıktan bir vâr olmuştur. Beden ruha, ruhta bedene cenk ilan etmiştir. Beden maddî, ruh manevî hülyalarda rûzgâr estirmiştir.
Arada kalma durumlarında, düşünce tartmayı kendi başına öğrenmeye çalışan yine insandır. Dünya hayatında başta kendimiz ve bütün yaratılanlardan sorumluluk sahibiyiz. Yolcu
Merhabalar. Halid Ziya Uşaklıgil’in yepyeni bir türün edebiyatımızdaki ilk örnekleri olan Mensur Şiirler ve Mezardan Sesler eserlerinin incelemesine, öncelikle Uşaklıgil’in edebi portresinin genel çerçevesini çizmemin ardından son bölümde yer vereceğim. Vaktinizi ayırıp değerlendirirseniz teşekkür ederim.
Halid Ziya Uşaklıgil’in, genellikle
DİPÇE:
* Zaman ancak içi boş olduğu zaman ağırdı* Şibumi, sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır....
Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek,ifade dolu bir sessizlik, kendini kanıtlama gereği duymayan bir
alçakgönüllülük demek..
Zarif bir basitlik,ruhsal rahatlama demek
Yazar, her türlü somut ve soyut nitelikle donatılmış Nicholai Hel karakterinde heyecan ve dinginliği ustaca harmanlıyor. Baktığınız perspektife göre edebi, felsefi ya da polisiye yönünü öne çıkarmayı okuyucuya bırakmasıyla da çok başarılı bir kitap niteliği taşıyor..Ben felsefesi yanı sıra muazzam mağara tasviri bölümünü hayranlıkla okudum.
Şibumi, Uzakdoğu'nun mistik felsefesiyle
buluşabileceğiniz biri. Tavsiyemdir.Esen kalın
Şair Yûsuf-ı Meddâh, Osmanlıların bakışıyla muharebenin çarpıcı bir tasvirini yapar: "Ah vah nidaları arasında, yâ Âdil-i Rahim haykırışları ve borazan sedaları göğe yükseliyor. Başlarının üstünde kılıç şıkırtıları, dört bir yandan rasgele darbeler iniyor. Ellerinde topuzlarla halis savaşçılar cenk ederken yırtıcı sesler çıkarıyorlar. Havadan yağmur misali oklar yağıyor ve savaşçılar oklardan kaçacak yer arıyor. Sadaklarını yere atan korkaklar ortalıktan sıvışmaya çalışıyor.
*Pandemi zamanında almıştım ve yeni okuyabildim. Sevgili şair dostum Cenk Kolçak'ın şiir kitabını kesinlikle tavsiye ederim. Büyük bir iştahla okudum. Kitabın incelemesini bir röportaj üzerinden paylaşmak istiyorum.
CENK KOLÇAK KİMDİR?
1991’de İstanbul’da doğan Cenk Kolçak, Gazi Üniversitesi’nde Makine Teknolojisi bölümünü bitirdikten sonra,
Kazıttığı kafasında bıraktığı bir tutam saçı büküp suyunu sıktıktan sonra gömleğini çıkartıp kurulandı. Cenk yaralarıyla dolu göğsü pösteki gibi kıllıydı ve iman tahtasının üzerinde ki kıllara renk renk cam boncuklarla birkaç inci özenle düğümlenmişti.
“Ama belki göktedir (bu devlet), onu görmek ve buna göre ben’ini düzene sokmak isteyen kişi için kurulmuş halde. Herhangi bir yerde varolması ya da gelecekte varolacak olması, onun için fark etmez; çünkü başka hiçbir devlete değil, sadece bu devlete adayacaktır kendini!”
Evet, Platon da farkında gibi gözüküyor ideal Devleti'nin