Dünyada ilk defa benim de bir sevdiğim insan oluyordu. Merhamet, muhabbet, arkadaşlık denen güzel şeylerin zevkini ilk defa duyuyordum. Ruh yalnızlığı denilen korkunç hastalıktan sen beni kurtarıyordun.
Zaman gül yaprağından düşen kar tanesi gibi çabucak erir. Ömür de böyledir. Ancak biz aciz kulların dünya ile alış verişi sürsün diye uzunmuş gibi gelir.
Ancak sert olarak tanımlayabileceğim gözlerini gördünüz. Hiç kimse tarafından korunup kollanmamış. Hep kendi başının çaresine bakmış. Kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak ve kibar olmaz, mesela… Mesela sizinki gibi olmaz.”