Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
160 syf.
10/10 puan verdi
Sahi tanıyormuyuz sevgili yazarımızı.
Tanıyın.
Sahnede muhakkak tiyatrolarını izleyin.
Bizim topraklarımızda, hem de bu kadar güzel bir eser.
Takdire şayan
Kitabımıza gelecek olursak 2 tane birbirinden hiciv yüklü tiyatro eseri var.
Göç
Köyden İstanbul'a İstanbul dan taşraya göçü anlatmakta.
Aslında okurken gözümde "Kapıcılar Kralı" canlandı. (1977)
Bu tiyatro eserinden ilham aldığından eminim.
Tek fark o filmi izlerken, eleştiri kısmını hiç görmemiş olmam.
Nasıl olurda Kemal Sunal'ı her izlediğimde ayrı bir bakış açısı ediniyorum hayret.
Bu kapıcı kralımız! Hüseyin tam bir şark kurnazı deyim yerindeyse...
Şantajcı p*zevenk. Anadolu insanının görgüsüzlüğünü, paragöz olmasını, imkan verince yapamayacağı şarlatanlık olmayacağını anlatıyor.( nasıl özümsediysem, hissettiysem, bayağı kızdırmış)
Ayarsızlar:
Gayet mesajları yerinde, dönem eleştirisi içeren bir tiyatro oyunuydu.
Bir birine zıt iki kardeşin yaşantılarına yüzeysel olarak dokunmakta.
Kardeşlerden birinin tabiri ile:
"Onlar alafrangadır, biz alaturkayız. Onlar zengindirler, biz fakiriz. Onlar meşhurdurlar, biz değiliz. Onlar bizden başka türlü yaşar, başka türlü konuşur ve başka türlü düşünürler." der.
Canım kitap severlerim, tiyatro eseri okuyun, canım yazarımız ile tanışın.
Umarım bol tiyatrolu bir yıl olsun
Seray Şahiner’in arka arkaya iki kitabını okudum. İlki Antabus idi.
Antabus’un arka kapak yazısı o kadar güzel özetlemiş ki kitabı: Seray Şahiner, Antabus romanında bir ‘iç sesler’ geçidiyle baş başa bırakıyor okuru. Susturulduğu için kendi kendine konuşan kadınların romanı bu. Bu kadarla kalmıyor elbette; roman, bu kadarla kalmadığı yerde başlıyor. Leyla sesini tekrar fark ediyor, o sesi buluyor ve nihayet yükseliyor.
Konu gerçekten çok elim fakat hep gördüğümüz, duyduğumuz, okuduğumuz bir olay. Fakat Seray Şahiner bunu biraz da mizahi bir üslupla o kadar güzel anlatmış ki tarzına bayıldım. Zaten Antabus’u bitirir bitirmez elimdeki diğer kitabını da okudum.
Antabus bir tiyatro oyunu olarak da sergilenmiş ve 2016 Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü’ne layık görülmüş.
Seray Şahiner’in üslubunu görmenizi ve bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Umarım en kısa zamanda gün gelir devran döner. Biz etrafımızda olan olaylara daha duyarlı oluruz, kocam döver de söver de diyen zihniyette kadın kalmaz, el alem ne der diyerek birbirlerine katlanan evlilikler kalmaz, maddi manevi kocasına muhtaç kadın kalmaz.
Hacıyatmaz Cevat Fehmi Başkut
Ölen hangisi güzel bir durum komedisi yıllar önce okumuştum, mini analizimiz Hacıyatmaz üzerine olacak.
Öncelikle harika bir siyasi komedi. Herdevrin adamını o kadar güzel anlatıyor ki oyunun sonuna kadar hem gülerek hende yok canım daha neler diyerek okumaya devam ediyorsunuz,Nuri'nin hallerini.
Kardeşi İsmail ise 1. Ve 4. Perdede konuşuyor ve her repliği ( darbeyi över gibi ola hariç) ula adam ne kadar da doğru konuştu diyorsunuz. Bu arada abisi Nuri varlık içinde yüzerken İsmail Öğretmen maaşıyla gećim derdinde.
Neriman Nuri'nin kızı , aklı bir karış havada kızımız son perdede doğru yolu bulup Bahçıvan 'in çocuğu ona yıllardır aşık olan ve her gün çiçek bırakan İbrahim ile kaçıyor,evleniyor.
Fazilet Nuri'nin karısı , Neriman'ın üvey annesi. Karakteriyse isminin tam.tersi burada isinle çelişen karakterleri yazar çok seviyor. ( Bir oyunu hariç bütün oyunlarını okudum Cevat Fehmi Başkut'un hatta ikisiyle tiyatro yarışmasına girdim, bu kadar yorumu yapabilirim her hal) .
Geri kalan karakterlerse oyunu tamamlıyor . Dekor zor bir dekor değil, akışı oyunun çok keyifli, iyi sahnelenirse tadından yenmez. ( Bayağı bir taşlama olduğu içinde hangi parti başta olursa olsun oyunu pek hoş karşılayacağını sanmıyorum
Tesadüf ve tevafuk ki tam 15 Temmuz gecesi okudum eseri ve aklıma direk Fetoş ve adamları geldi, her devrin adamı Hacıyatmaz olarak .
Üçer perdeden oluşan iki oyun içeren kitap yazardan okuduğum ilk eser oldu. Cevat Fehmi Başkut 1905 doğumlu, Milli Mücadele’ye katılmış ve TBMM’de de düzeltmen, zabıt katipliği gibi görevlerde bulunmuş. Oyun yazmaya ise Muhsin Ertuğrul’un teşvikiyle başlamış. Toplumcu gerçekçi bir üsluba sahip yazarın Paydos adlı oyunu da yurtdışında sergilenen ilk Türk oyunu olmuş.
Harput’ta Bir Amerikalı ve Hepimiz Birimiz İçin oyunları Anadolu’nun değişmeyen kaderi ağa-ırgat ilişkileri ve sosyal sınıflar arası çatışmalar, çıkar ilişkileri ekseninde hicivle de tatlandırılmış oyunlar. Hepimiz Birimiz İçin süpriz finali ile de dikkat çekiciydi. Okumaktan keyif aldığım bir tiyatro oyunu oldu. Tavsiyemdir.
#tiyatro #oyun #cevatfehmi baskut #inkilap
Yakın zamanda tiyatro eseri yazmak gibi bir niyetim var. O nedenle heyecanla elime geçen tiyatro eserlerini toplayıp okumaya başladım. Yeterince iyi ve çok kaynaktan beslenirsem ortaya güzel bir şeyler çıkarma olasılığım artar. Cevat Fehmi Başkurt başlangıç için güzel bir eserdi. Okurken keyif aldım. Tavsiye ediyorum.
Cok güzel bir tiyatro kitabiydi okurken bir yerlerden tanıdık geldi Kemal Sunal'ın deli deli küpeli filimi aklima geldi filim kitaba uyarlanmış.
Gercektende de akılları biraz deliler yönetse fena olmazmış.
Bu eser bir tiyatro oyunuydu. Gayet eğlenceli bir eserdi. Fakat bulursanız izlemenizi tavsiye ediyorum, okumanızı değil. Aslında tiyatro oyunlarının metnini okuma yanlısı değilim ben ama bakmayın… :)
Kadıköy iskelesi
Vatman Arif ve ailesinin şehre tutunamayıp hüzünlü düşüşü,3 perde. Takribi sekiz yıldır ileride sahnelemek istediğim oyunların içerisindeydi. Bu yıl liseler arası tiyatro yarışmasına bu oyunla öğrencilerimi hazırlicimmmm. Hayırlı uğurlu olsun. Mayıs'ta görüşürüz. Ayrıntılı oyun kritiğini yarışmadan sonra yapmak istiyorum.
Hepimiz Birimiz İçin
"Hepimiz birimiz için."
Askıda kalmış bir oyun sonu. Daha doğrusu köyün ölen anasının oğlundan hep bir şey yapmasını beklerken hiçbir şey yapmaması daha beter olması insanı ters köşeye yatırıyor,tıpkı godot'u beklerken in Pozzo şu çıkageliyor resmen . 3 perde oyun,komedi unsurundan daha çok dram. (C.Fehmi komedileriyle ünlüdür). Dönemin ağalık sistemini güzelce tefe koyuyor.
Ho Ho Ho da Maşallah
İbrahim Özen, "Kısa Pantol Bol Caket Bobstil'e Maşallah" başlıklı çalışmasında Türk toplumuna ve buna bağlı olarak Türk edebiyatına etki eden Bobstil modanın peşine düşüyor. Çalışma "Giriş" haricinde iki bölümden oluşuyor. Giriş kısmında Tanzimat'tan Cumhuriyet'e geçen süreçte toplumda görülen "Alafranga
Seray Şahiner’ in bu deneme kitabını da okuduktan sonra, okumadığım “Gelin Başı” kitabı kaldı.
Yazarla yeni tanıştım; kitaplarını ardı ardına kısa bir sürede zevkle okudum.
1984 doğumlu. Yazarlıkta yakalamış olduğu kariyer için erken bir yaş. Kısa sayılacak zamana 6 tane kitap sığdırmış.
Gelin Başı (2007) adlı öykü dosyası ile Yaşar Nabi Nayır gençlik ödüllerinde “dikkate değer”bulunmuş (23 Yaşında), Hanımların dikkatine adlı öykü kitabı ile Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü (2011),Kul romanı ile Orhan Kemal Roman Ödülü’nü (2018)
alma başarsını göstermiş,eserlerinin önemli bir kısmı tiyatrolarda sahnelenmiş, “Antabus” ile Afife Tiyatro Ödülleri’nden Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü’nü almıştır. “Doğduğum ev Kaderimdir” dizisinin de senaristlerindendir.
Bu kitaptaki yazıları (Reklamı Atla) BirGün gazetesi ve OT dergisinde yayınlanan yazılarından oluşmuş. 48 adet metin var. Yazıların teması daha çok yaşanmışlıklarla ilgili siyasi değerlendirmeler. Gecekondular, cezaevleri, direnişler, kadın kuaförleri, tezgahtarlar ve hayatın içinden bilindik birçok mekan birçok konu…
Ben yazarın öncelikle; Ülker Abla(Roman)-Kul(Roman)-Hanımların Dikkatine(Öykü) kitaplarını öneriyorum.
Yılanların Öcü yazarı 28 yaşındayken oluşturulmuş bir roman. Fakir Baykurt, doğup büyüdüğü yerlerden; çalıştığı köy, kasaba ve şehirlerden ait olduğu toplumsal yapı hakkında bilgiler edinmiş. Bunu da biraz daha küçülterek seksen evli Karataş köyü özelinde anlatmış. Yani bu bakımdan özelde anlatılan Karataş köyü ve Kara Bayram'ın ailesi olsa
Sahneye bir Adam girer. Manzara eşliğinde dört yıldır internetten mesajlaştığı Kadın’la buluşmak için burayı seçmiştir. Bunu hem çok istemekte hem de müthiş korkmaktadır. Garson’un gelişiyle birlikte bizler de olayın basit bir aşk mevzusu olmadığını fark ederiz. Yazar bu üç karakter üzerinden mizahi ve ağır bir eleştiri yapmaya başlar.
Her şeyin sürekli ve hızla değiştiği, bu değişime ayak uydurmaya çalışan insanların sırf daha fazla kâr etmek uğruna nesneleri değil, onların görüntülerini yüksek paralarla satın alıp sattıkları, doğanın ve hayvanların teknoloji ile yok edildiği, insanların tek kişilik hayatlar sürmek zorunda bırakıldığı, intiharların arttığı (intihar etmeyenlerin de bunun ticaretine başladığı), insani duyguları hissedebilmek için kurslara paralar saçıldığı, aile-dostluk-akrabalık kavramlarının yok olduğu, şehrin şehir dışına taşındığı bir dünyanın eleştirisidir bu.
Yazıldığı dönemden günümüze gelene kadar maalesef ki oyun ile yaşadığımız dünyanın benzerliği epey artmış. (Bknz. Metaverse)
Yazar, Tek Kişilik Şehir ile 2003 Afife Jale Ödülleri Cevat Fehmi Başkut “En İyi Yazar” Özel Ödülü almış.
