Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
İngiliz yazar Roald Dahl'ın 1964 'te yazdığı fantastik -macera türünde olan bir çocuk kitabı ile karşınızdayım
Bu kitabı 5,6,7.sınıf seviyesindeki çocuklarımıza gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirsiniz..Kitabın aynı zamanda 2005 tarihli Amerikan yapımı bir filmi de var.
Yine kitabın kapağından başlayalım
Charlie ve Bay Wonka'yı görmekteyiz.Charlie fakir mi fakir bir ailenin çocuğu ,yılda bir kez doğum gününde çikolata yiyebiliyor.
Bay Wonka ise dünyanın en güzel çikolatalarının yapıldığı fabrikanın sahibi. Çikolataların içine 5 altın bilet saklıyor ve bunları bulan çocuklara sürprizi var.Ve bu beş çocuğun içerisinde bizim Charlie de var. Bay Wonka fabrikasının kapısını bu beş çocuğa açar ve fantastik bir yolculuk burada başlar.
Bu yolculukta bazı çocukların başına türlü olaylar gelir; şımarıklık, doyumsuzluk ya da meraktan dolayı.. Burada yazar birtakım dersler verir okuyucuya.Ve en akıllısı,en saygılısını da fabrikanın sahibi yapar.
Merhabalar.
Bugün sizlerin karşısında çocuk edebiyatı kategorisinde yer alan ama bence her yetişkinlik okuması gereken bir kitap ile geldim. Yılların efsanesi Charlie'nin Çikolata Fabrikası, Roald Dahl 1964'te yayınlar. Çocuk edebiyatı açısından önemli yer teşkil eden bu roman, Charlie adında küçük bir çocuğun Bay Willy Wonka'nın devasa çikolata
Yaşıyorsun.. Onlarınsa, sadece kalkan elleri hatırlanıyor, unutulmamacasına:
Öncelikle yayıma hazırlayan Kenan Yücel, ve Ve Yayınları'na teşekkürlerimle..
Arkadaş'ın bir nevi vasiyetiymiş ''Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası'' ismi. ''Ne zaman yayımlarsam yayımlayayım, bu isimle yayımlanacak'' demiş. Ve gidişinin ardından ''Şiirler'' ''Sevdadır'' gibi isimlerle yayımlanmış. Kitabın son kısmında, Kenan Yücel, bu basımlarda
208 syf.
9/10 puan verdi
Hepimizin çevresinde var olabilecek beş çocuk tiplemesi... Gözü de midesi de doymak bilmeyen Augustus Gloop, zengin ebeveynlerine her istediğini yaptırtan Veruca Salt, sabahtan akşama kadar sakız çiğneyen şımarık Violet, sürekli televizyon izleyen şiddet yanlısı Mike Teavee ve tabii ki bizim yoksul mu yoksul sevecen mi sevecen saygılı mı saygılı
Basıldığı günden beri pek çok sansasyona sebep olan, pek çok ülkede; Amerika’da pek çok eyalette okunması yasaklanmış, aynı zamanda basıldığı günden beri çok satanlar listesinden hiçbir zaman inmeyen hala dünyada en çok okunan kitaplar arasındaki yerini koruyan bir kitap Çavdar Tarlasında Çocuklar…
Türkiye’de iki tane çevirisi vardır: Çavdar
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Charlie, doğuştan zeka geriliğinden muzdarip, 30'lu yaşlarında bir ağabeyimiz. Ekmek fırınında yerleri süpürüp üç beş bir şeyler kazanarak hayatta kalmaya çalışıyor, çünkü zeka durumu sebebiyle başka işler yapamıyor. Fırıncı ona anlayışlı davranıyor olsa da, diğer iş "arkadaşları" onu sürekli itip kakıyorlar, aleni alay etmekten çekinmiyorlar. Charlie düzenli olarak rehabilitasyona gidiyor ama durumunun düzelmesine pek de etkisi olmuyor. Rehabilitasyon merkezini ziyaret eden bir bilim insanı Charlie'yi denek olarak seçiyor. Zekayı geliştirebilecek bir ameliyat tekniği bulunmuş. Farelerde işe yaramış, sıra insan deneylerine gelmiş (Algernon da o farelerden birinin adı). Mevzuyu Charlie'ye anlatıyorlar, o da oluuoaar diyor ve hikaye başlıyor.
Ameliyattan önce Charlie'ye her gün düzenli günlük tut, demişler; çünkü zihinsel gelişimini onun yazım hatalarından, yazılarının derinliğinden hatta el yazısındaki değişimlerden takip etmek istiyorlar. Biz de kitaptaki olayları, kitabın başından sonuna kadar Charlie'nin tuttuğu günlüklerden takip ediyoruz.
Charlie'nin ameliyattan önceki hayatında yaşadığı sıkıntılar sonraki hayatında kaybolmuyor, sadece biçim değiştiriyorlar. Zekası geri iken ne kadar dışlandıysa, aşağılandıysa ve yalnızsa, zekası Einstein x 3 olduğunda da o kadar dışlanmış ve yalnız. Bu durum okuyucunun kendine "zeka tek başına yeterli değil mi" sorusunu sormasına sebep oluyor. Hem düşük zekalı, hem üstün zekalı insanların yaşadıkları zorlukları hem de "normal" toplumun bu iki uç durum karşısında verdikleri tepkileri görüyoruz. Çok gerçekçi! 2018'de okuduğum en iyi kitaptı!
Toprağın Apansız Mazlumları: Yörükler
Yaşar Kemal yörüklerin, yerleşik düzene geçemeyenlerin ruhunda aslında toprak mülkiyeti bağlamında insanlığın acımasızlığını ve açgözlülüğünü anlatıyor. Ki her eserinde cesurca iktidarları karşısına aldığı o muhtesem destansı dili ile.
Kitap beni insanlığın ilk zamanlarına götürdü. Habil ve Kabil kıssasında ne ilginçtir ama Kabil'in sunduğu
1072-1074 yıllarında yazılan Dîvânu Lugâti't-Türk'te yazılan "kepeli" kelimesi bugün bildiğimiz "Kelebek" kelimesinin kökenidir.
Feng Shui felsefesinde kelebeğin sembolik anlamı: İnancı ve hayatta karşılaşılan zorluklara rağmen inancını kaybetmemektir. Uzak doğuda bir nevi gençliği ve dinamizmi simgeler, kelebek.
Kitabımızda
344 syf.
7/10 puan verdi
"Başlangıcımızı şöyle yapalım. Okuduğumuz kitap gerçek hayat hikayesi değildir ancak esinlenilerek yazılmıştır. 2001 yılında Angola lı Manuel Bravo İngiltere ye sığınır. Ailesi ile birlikte Angola’ya dönerlerse öldürülme korkusu ile mülteci olur. 4 yıl boyunca bilinmezlikle dolu bir hayatı yaşamışlar ve 2005 yılı Eylül ayında hiçbir uyarı
Yazar, İslamo Fobiyi küresel açıdan ele almanın zor ve kapsamlı old. belirterek Fransa üzerinden problemleri değerlendirmiş. 11 Eylül saldırısından sonra kitaba başlayıp 2003 yılında yazım aşaması bitmiş, dolayısıyla kitap çok güncel meseleleri içermiyordu.
Kitabı alırken yazım yılını gözden kaçırmışım, bu açıdan türüne göre kitabın yazım yılına da bakmak önemli. İslamo Fobiyi yazar müslümanlar ve topluma korkuyu enjekte edenler olarak anlatmış, gazete ve entel kesimin toplum üzerindeki etkisnden bahsetmişti. Fransa, Almanya'dan sonra en çok Türk ve müslümana ev sahipliği yapan bir ülke, bu açıdan önemli. Ancak bu meseleyi 2015 yılında gerçekleşen Charlie Hebdo'dan sonra ele almak daha iyi olurdu. Bu alanda daha iyi ve güncel kitapların old. inanıyorum. Fransa'da ki İslamo Fobi bizim ülkemizde 'Cemaat Fobi' olarak etki buldu. Ne yazık ki toplum kutuplaştırıldı, cemaatler itibarsızlaştırılıp sindirilmiş müslümanlar ortaya çıkarılmak istendi. Sinmeyip mücadele edenlere her türlü engelleme ve zorbalık yapıldı. Güvensiz ve korkak bir toplum oluştu.
Kitabı okurken ülkemizde müslümanın müslümana yaptığının Fransa'nın durumundan daha hazin olduğunu düşündüm. Şu da bir gerçektir ki, biz insanlara islam medeniyetnin bir fragmanını göstermedkçe insanlar islam ve müslümanlardan korkmaya devam edecek.
Cemaatler (maalesef hepsi değil) islam medeniyetinin minyatürüdür. Cemaat eğitimi, düzeni, kardeşliği, hayırlı işlere teşvik edilmesi vb. ile toplumu ıslah eder. Ülkemizdeki cemaat fobisi kırılmadıkça dünya genelinde islamo fobiyi kırmak oldukça zordur.
İslamo Fobinin başlangıcını öğrenmek açısından güzel bir kitap.
