Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Çırak'ta bu yazarın diğer kitapları gibi çok beğenilmiş ancak ben tiryakisi olamadım. Cerrah'tan sonra yine elimden düşüremeyeceğim bir kitap olacağını düşündüm ama aksine elimde süründü. Genel olarak vasat diyemem, bu haksızlık olur ama kitap eksik kalmış gibi.
Mesela Çırak denmiş bu hikayedeki katile. Ben bunun üzerine bir geçmiş okuyacağımı düşündüm, Cerrah ile Çırağının geçmişini, çünkü çırak kelimesi bir eğitilme çağrıştırıyor benim kafamda. Oysa kitapta sadece ikilinin mektuplaştığı yazılmış, bu mektupların içeriği hakkında fikir sahibi olamıyorsunuz. Bu yüzden de bence Dominator yani katil Cerrah'ın çırağı değil hayranı sadece.
Kitapta anlatılan bazı olaylar da yarım kalmış gibi geldi bana. Bazılarında ise detaya inilmemiş ve oluşan soru işaretleri de cevaplandırılmamış. Yazar özellikle mi tercih etmiş bunu bilemem ama bu durum okur olarak beni biraz rahatsız etti.
Hele sonu... Hikaye güzel ilerliyor ve anlatımdan dolayı da vurucu bir final beklentisine kapılıyorsunuz ancak hiç te öyle olmuyor. Çok basit hatta kitabın diğer kısımlarına bakıldığında gölgede kalan bir ''son'' olmuş.
Çırak, Rizzoli & Isles Serisinin 2. ci kitabı ama bence 1.cisi sayılmalı. Çünkü Dr. Maura İsles ile okur bu kitapta tanışıyor ve Cerrah'ta adeta yardımcı oyuncu olan Jane Rizzoli burada başrolde.
Polisiye seviyor ve bu kitabı da merak ediyorsanız tavsiyem ilk önce Cerrah'ı okumanızdır. Böylece hikayeyi kafanızda oturtabileceksiniz. ;)
Fi ve Çi'deki kadar etkilendiğimi söyleyemem. İlk 500 sayfa gayet keyifliydi lakin yazar, diziyi finale götürmek isteyen yönetmen edasıyla son bölümlerinde alel acele bir final yaptı. Anlam veremediğim bir sürü olay oldu. Okumayın diyemem eksik okumak yanlış fakat çok keyif aldığımı da söyleyemeyeceğim :)
M.F. Dostoyevskinin "Karamazov qardaşları" (1879-1880) romanı müəllifin şah əsəridir. Dünya ədəbiyyatının ən yetkin nümunələrindən biri sayılır. Rus ədəbiyyatında romanı onun bütün yaradıcılığının mənəvi yekunu və gələcək nəsillərə nəsihəti kimi qiymətləndirənlər var. Hətta bir qədər irəli gedib Dostoyevskini rus vicdanını əks etdirən
Çox az sənətkar var ki, sadəcə bir əsəri ilə ədəbiyyat tarixində iz buraxa bilib.
Yazıçı Emili Brontenin "Uğultulu Təpələr" (ing. Wuthering Heights) romanı onun sehrli sənətini bizlərə tanıdan yeganə əsərdir. Bir qədər kədərli də olsa, roman yazıçının ölümündən bir il əvvəl nəşr olunub və bu romanın klassik ədəbiyyatda kəşf olunmasının
Kandırıldık! Hepimiz bilerek ve isteyerek
Fi ye dair ne varsa unutun artık. Çi içinde geçerli bu.. Kafanızca yalnızca Pi kalsın şimdi..
Diğer iki kitap aslında Pi ye uzanan yolları aydınlatıyor dolayısıyla Pi de herşeyin farkına varıyorsunuz.Varılmak istenilen nokta ise yazarın herkesin gözünü açmaya çalışması..
Bu kitapda demokrasiden eşitsizlikten İslam bilgisinden yönetimden insan ilişkilerinden ve daha birçoklarından bahsediliyor. Psikolog kimliği ile yazar, kendi düşünceleri karakter Eti ile bize aktarıyor.. Deniz ile çevresindeki herkesi sağduyulu olmaya birlik içinde hareket etmeye aslında biz olmaya davet ediyor. Özge ise tam bir iç savaş halinde.. Zihni ona yenildiğini söylüyor sürekli.. Kendine niçin orada olduğunu hatırlatıyor sürekli yapmak istediklerini ve neler yapmak zorunda olduğunun farkına varıyor en sonunda. Herkesin aynı eşit paya kavuşması ve Daha yaşanılabilir bir dünya için savaşa devam ediyor. Sürpriz bir şekilde! yönetimin için de var olarak küllerinden yeniden doğarak temsilci kimliği ile hikayenin sonunda bizlere el sallıyor. . Herkesin hakkını savunmasını dilediği bir temsilci haline geliyor. Hiçbirşeyin imkansız olamayacağını tekrar hatırlatıyor böylece bizlere..Final ise tam bi sürpriz
Şimdi gelelim asıl mevzuya.. Şahsi görüşüm ve düşüncem daha fazlası da olabilirdi. Hatta diğer ikisine gerek duymadan tek kitapda da anlatılmak istenilen mesajı evrene yayabilir di! Söz meclisden dışarı elbet kalemine sağlık sağduyulu kadın İnşallah devamı da gelir..
Kalemi güçlü bir yazar Azra Kohen. Fi, Çi, Pi üçlemesinden sonra okudum. Bence ara vermeliydim. Biraz zor okudum. İlerlemedi. O kadar çok kavram varki akıl karışıyor. Sürekli iki ileri bir geri gittim. Çok fazla bilgi var. Kitapta hemşirelerle ilgili bir bilginin de olması güzel. Doğru bir yaklaşım. Bir sorun tespiti. Bu konuda kendisine çok teşekkür ederim. Bir de final bölümüne nasıl geçtikleri akılda soru işareti bırakıyor. Sanki yazar orasını bizim doldurmamızı iştemiş. Sonu tahmin edilebilir kitabın başında ipucu veriyor zaten. Roman içine gizli bir kişisel gelişim kitabı, önceki kitaplarıda olduiğu gibi. Üçlemede çok not tutmuştum. Bu kitapta ise neredeyse hiç not tutmadım diyebilirim. Bu arada Canan Karatay 'a destek çıkılmış. Azra Kohen daha etkili bir dil olan yazıyı kullanıyor. Son kitabınıda aldım ama biraz ara vereceğim.
Bir korku başyapıtı
Herkese iyi okumalar
Öncelikle şunu söylemek istiyorumki son zamanlarda okuduğum en tuhaf kitapti yani ilk başladığımda yazar sürekli betimleme yapmış dedim içimden zaten 140 sayfa nezaman konuya giricek diye düşünürken emin olun kitabın yarısından sonra şok oldum
Ilk 60 sayfa falan biraz etrafı evi insanları tanıtmakla geçmiş asıl olay 60.ci sayfadan sonra başlıyor ve şunu net bir şekilde söyleyebilirimki bazı yerlerde inanın tuylerim diken diken oldu
Vede o final yokmu hiç beklemediğim gibi bir finaldi ve samar yemiş gibi oldum bir süre kendime gelemedim
Işın özeti ben gece korkmak istiyorum diyorsanız düşünmeden alın
Ilk 50 60 sayfada biraz sabredin ve ondan sonra korkmaya hazır olun
Benden uyarması
Puanım 10 / 9.5
Tabiki de mükemmel hem çok akıcı hem etkileyici özellikle sağlık alanıyla ilgileniyorsanız tam olarak sizin için ;)
Çırak'ta bu yazarın diğer kitapları gibi çok beğenilmiş ancak ben tiryakisi olamadım. Cerrah'tan sonra yine elimden düşüremeyeceğim bir kitap olacağını düşündüm ama aksine elimde süründü. Genel olarak vasat diyemem, bu haksızlık olur ama kitap eksik kalmış gibi.
Mesela Çırak denmiş bu hikayedeki katile. Ben bunun üzerine bir geçmiş okuyacağımı düşündüm, Cerrah ile Çırağının geçmişini, çünkü çırak kelimesi bir eğitilme çağrıştırıyor benim kafamda. Oysa kitapta sadece ikilinin mektuplaştığı yazılmış, bu mektupların içeriği hakkında fikir sahibi olamıyorsunuz. Bu yüzden de bence Dominator yani katil Cerrah'ın çırağı değil hayranı sadece.
Kitapta anlatılan bazı olaylar da yarım kalmış gibi geldi bana. Bazılarında ise detaya inilmemiş ve oluşan soru işaretleri de cevaplandırılmamış. Yazar özellikle mi tercih etmiş bunu bilemem ama bu durum okur olarak beni biraz rahatsız etti.
Hele sonu... Hikaye güzel ilerliyor ve anlatımdan dolayı da vurucu bir final beklentisine kapılıyorsunuz ancak hiç te öyle olmuyor. Çok basit hatta kitabın diğer kısımlarına bakıldığında gölgede kalan bir ''son'' olmuş.
Çırak, Rizzoli & Isles Serisinin 2. ci kitabı ama bence 1.cisi sayılmalı. Çünkü Dr. Maura İsles ile okur bu kitapta tanışıyor ve Cerrah'ta adeta yardımcı oyuncu olan Jane Rizzoli burada başrolde.
Polisiye seviyor ve bu kitabı da merak ediyorsanız tavsiyem ilk önce Cerrah'ı okumanızdır. Böylece hikayeyi kafanızda oturtabileceksiniz. ;)
Alina, Karanlıklar Diyarı’ nı geride bırakırken önünde kendisini zorlu bir mücadelenin beklediğinden habersizdir. Çünkü Karanlıklar Efendisi düşüncelerine sızmak, yoluna çıkmak için pusuda onu bekliyordur.
Alina, süpriz bir karakterin teklifiyle özgürlüğe kavuşturacağı ülkesi için yeni bir yolculuğa çıkarken, bir yandan da yenilenen güçlerinin sınırları için kendini, duygularını, düşüncelerini tartmak zorunda kalacaktır.
🌪🌪🌪
Beni #readingslump ‘ tan çıkaran okuması inanılmaz keyifli Grisha serisinin ikinci kitabı ile geldim.
Hikayeye eklenen yeni karakterle seri daha bir güzelleşmiş. Sturmhod, Tolya, Tamar. Üzerine bir de ikinci kitapta daha yakından tanıdığımız çilekeş Malyen. Ballı çöreğimi bu kitapta ne üzdüler be! O üzüldükçe bende üzüldüm.
Kitabın giriş ve final kısımları adrenalinli, hareketli ve süprizlerle doluydu. Orta kısımda hikaye ağırlaşıp yavaşlasa da o kısımlar da başka gerçekler ortaya çıktığı için bırakmadan okudum.
Bu kitapta yazarın Alina’ nın duygularını neden bu kadar kararsız yazdığını anlamış değilim. Aşk üçgeni baştan sona kadar çözülemedi ve uyuz oldum.
Karanlıklar Efendisi, Sturmhod ve Malyen hepsine eşit denecek kadar bir duygu yoğunluğu yazmış. Bende Malyen’ ci olduğum için bu kısımlardaki aşk üçgeni beni delirtti.
Son kısımda Alina’ nın yaptığı fedakarlık kitap boyunca uyuz olduğum kendisini sevdirtti. Böylelikle Güneşin Elçisi olarak ondan gördüğüm bu özveriyle ana karakteri sevecek bir sebep sundu bana.
Grisha evreni gerçekten okunması keyifli bir fantastik. Her yaş kesimininde okuyabileceği bir dile sahip. O yüzden şüpheye düşmeden başlayabilirsiniz.
tolstoy yine anna Karenina kitabında döktürmüş kitabı okurken sanki kitabın içindesiniz
Tolstoy romanda kocasını aldatan kadınlardan da söz ediyor. Ama onlar Anna gibi dışlanmaz, çünkü hepsi yaşadığı ilişkinin yasak olduğunu düşünen ve bunu gizleyen kadınlardır. Anna ilişkisinin yanlış olduğunu kabullenmiyor, doğruluğunu da iddia etmiyor, sadece
Kuzgun Kitap Yorumu
KUZGUN- Kitap yorumu
🕯Ben bir Kuzgun'um. Aydınlığı taşımak için karanlıkta gezerim ve sesim bir umut sesidir. Beni yakalayamazsınız. Ben, bir insan değilim. Ben, bir fikirim. Ve bu, bir meydan okuma değil, bir fikir beyanıdır.
Ada, küçükken babasının suçlarına ortak olan biridir. Daha sonra bir çocuğun ölümüne sebep olduğunu düşünerek, vicdan
