Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allah Resulü bir harp dönüşünde “Hoş geldiniz. Küçük cihaddan büyük cihada dönmüş bulunmaktayız.” buyurdu. Ashap, “Ey Allah’ın Resulü, büyük cihad nedir? diye sorunca, “Büyük cihad, Allah’a güzel kulluk için nefsinizle vereceğiniz mücadeledir.” buyurdu.
Evet kadınlar ofsayt nedir bilmez çünkü rakip kale ile aralarında hep engeller olur ve bu yüzden hiçbir kadın ofsayta düşmez ! Nerede öyle başıboş rahat bırakacaklar parkta yürüyüş yapar gibi gol attracaklar ? Haklisiniz bu nedenle kadınlar hiç ofsayttan hiç anlamazlar ..
Reklam
Ebu Musa (Ra) rivayet ediyor, diyor ki: Peygamber'e (sav) bir adam geldi ve "Ey Allah'ın Resulü! Allah yolunda savaşmak (cihad) nedir ? Bu soru üzerine Resulullah (sav) şöyle buyurdu : " Kim Allah'ın şeriatı hâkim olsun diye savaşıyorsa , işte Allah yolunda olan kimse odur."
Buhari, sahihinde şu hadisi rivayet etmiştir, Sehl ibn Sa'd'dan rivayet edildiğine göre: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yaptığı bir gazvede, Peygamber in beraberinde müslümanlardan yana harbederek müslümanlara, büyük fayda veren bir adam vardı. Peygamber ona doğru baktı dedi ki: Her kim ateş ehlinden olan bir kimseye bakmayı arzu ederse, şu adama baksm! Bu söz üzerine oradaki topluluktan bir kimse, o adamın arkasından gitti. O adam hakikaten müşrikler aleyhine en şiddetli darbeler indirmekte olan bir hal üzerinde idi. Nihayet yaralandı da (acılara sabredemeyip) çabuk ölmek istedi. Ve hemen kılıcının sivri tarafını iki göğsünün arasına koydu ve üzerine yüklendi. Nihayet kılıcın ucu iki küreğinin arasından dışarı çıktı (ve öldü). Onu takip eden kimse süratle Peygamber'in yanıma döndü ve dedi ki: Ben şehadet ediyorum ki, Sen Allah'ın Resulüsün! Rasûlullah dedi ki: Bu şehadetin sebebi nedir? Dedi ki: Sen falan kimse için dedin ki: Ateş ehlinden olan bir kimseye bakmayı arzu eden, şu adama baksın. Halbuki o zât, bizim içimizde müslümanlara faydalı olmak yönünde, bizim en büyük olanlarımızdan biri idi. Bu sözünüzden, ben onun cihad üzere ölmeyeceğini bilmiştim. Onu ta'kib ettim, yaralanınca (acısına sabredemeyip) acele ölmek istedi de, kendini öldürdü. Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki: Şüphesiz bir kul, cennet ehlinden olduğu halde ateş ehlinin amelini işler, bir kul da ateş ehlinden olduğu halde cennet ehlinin amelini işler. Ameller ancak sonuncuları ile değerlendirilir."
Sultan Alparslan
SULTAN ALPARSLAN Anadolunun kapısını müslümanlara açan büyük İslâm kahramanı Üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanı bizlere armağan eden büyüklerimizden birisi de Sultan Alparslan'dır. İslâmın bu bahadır evlâdı Malazgirt'te kalabalık Bizans ordusunu perişan ederek Anadolu'nun kapısını Müslümanlara açmıştır. Fetih ordusu da açılan
Yavuz Sultan Selim Han’dan Mektup - Selimnâme
SELİMNAME Ben Sultan Selim Han! Anadolu’nun ve Rum’un ve Acem’in ve Türkmen’in ve Kürd’ün ve Arab’ın ve Kıpti’nin ve Ermeni’nin ve Gürcü’nün ve Tatar’ın ve Çerkez’in ve Ubıh’ın ve dahi ismini saymaktan yorulacağım milletlerin sultanı… Ümmet-i Muhammed’in Halifesi… Mekke ve Medine’nin hizmetçisi… Mağlup hasmım İsmail Şah’ın hitabıyla “Zamanın
Reklam
Resul-i Ekrem ne kadar da yerinde sözler söylemektedir! Hangi sözün nerede kullanılacağını ve sözün hakkının ne zaman verileceğini çok güzel belirlemektedir. Nefisle savaşma meselesini açıklamak istiyor. Bunu, sahabelerinden bir grubun gurur ve iftihar içinde bir savaştan döndükleri bir güne bırakıyor. Onları karşılayıp tebrik ediyor, fakat şöyle bir tebrikte bulunuyor: "Küçük cihadı yapıp büyük cihada girenlere selam olsun." "Ey Resulullah! Daha büyük cihad nedir?" diye soran sahabeler, geldikleri savaşa benzer başka bir savaş sahnesi olduğunu zannettiler. Peygamber şöyle buyurdu: "Nefisle savaş," Yani benim İslam'ım iki cihadı istemektedir: Hem dış cephede tuğyan eden haddini aşan insanlarla savaş, hem de nefisle savaş. Biri tek başına yeterli değildir. Ahlak Felsefesi Murtaza Mutahhari
Tâbiîn râvîlerinden Ebû Amr eş-Şeybânî, ashâb-ı kirâmdan Abdullah ibni Mes’ûd radıyallahu anhın evini eliyle gösterdi, ardından da onun şöyle dediğini söyledi: Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve selleme: “Allah Teâlâ’nın en sevdiği amel nedir?” diye sordum. “Vaktinde kılınan namaz.” buyurdu. “Sonra hangisidir?” diye sordum. “Ana-babaya iyilik ve itaat etmek.” buyurdu. “Ondan sonra hangisidir?” diye sordum. “Allah yolunda cihâd etmek.” buyurdu. Abdullah ibni Mes’ûd daha sonra şöyle dedi: “Resûlullah Efendimiz bana bunları söyledi; şâyet kendisine sormaya devam etseydim, herhalde daha başka şeyler de söylerdi.”
Mekke ve Huneyn zaferlerinden sonra dönüş yolculuğu sırasında Peygamber (s.a.v) arkadaşlarından bazılarına "Küçük cihaddan, büyük cidaha dönüyoruz" dedi. İçlerinden biri: "Ey Allah'ın Rasulü, büyük cihad nedir?" diye sorunca: "Nefse karşı cihad" cevabını verdi
Sayfa 374Kitabı okudu
EMANET VE EHLİYET İLMİHALİNDEN İLİM NEDİR?
👉9 Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat'e göre ilim, "Malûm olanın, olduğu hal üzere bilinmesidir."(12) Bu yaratılmışların ilmidir. Allahû Teâla (cc)'nın ilmi ise; bir şeyin (eşyanın) aslının ne olduğunu ve ne olacağını kuşatması ve haberdar olmasıdır. 👉10 Kur'an-ı Kerim'de: "Bilmediğin şeyin ardına düşme. (Peşinden
Reklam
Gerçek imanın belirtileri: Hicret, cihad ve yardımlaşmadır.
وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ وَالَّذٖينَ اٰوَوْا وَنَصَرُوا اُولٰئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرٖيمٌ۝ Diyanet Meali: 8.74 - İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü'minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. O dönem için gerçek iman belirtileri buydu evt. Ama bizim dönemimizde cihat ve hicret yok. Peki nedir bizim için gerçek iman belirtileri?
Sayfa 185Kitabı okudu
Biat Nedir
Biat, genellikle herhangi bir şart koşulmaksızın yapılmakla birlikte belirli durumlarda şart­lı olması da mümkündür. Nitekim Amr b. Âs'ın Hz. Peygamber'e affolunması şartıyla biat ettiği rivayet edilmektedir. Müslim, "İmân", 192; Ümmü Atıyye'nin yapmış olduğu şartlı biat İçin bk. Buhârî, "Ahkâm", 49; Nesâî,
Kardeşim Seni Oturtan Şey Nedir?..
Kardeşim! Kardeşlerimizin öldürüldüğünü, ırzlarının çiğnendiğini, evlerinin yıkıldığını ve Allah’ın kendilerine; “Size ne oldu da Allah yolunda ve 'Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu beldeden çıkar, bize katından bir dost ve bir veli kıl.' diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!?” diye nida ettiği Müslümanların seyrettiklerini görmemize rağmen oturmak bize nasıl hoş geliyor? Biz, İslam topraklarının işgal edildiğini ve düşmanlarının eline tek tek düştüğünü görmemize rağmen oturmak bize nasıl hoş geliyor? Kardeşim! Gücünün yettiği şeyi yerine getir ve kardeşlerini savun sonrasında ise cihad hakkında istediğini söyle.” Şehid Şeyh İbrahim Er Rubeyş (رَحِمَہُ اللّہُ)
EBÜ’d-DERDÂ Müthiş Bilge
İslâm orduları, dünyanın her tarafında İslâm dışı sistemleri düşürerek zaferle ilerlerken, Medine’de ilginç bir filozof, parlak ve değerli sözleriyle her tarafından hikmet fışkıran bir bilge yaşıyordu. Hiç durmaz, etrafındakilere şöyle derdi: “Rabbiniz katında amellerinizin en hayırlısını, en temiz olanını, derecenizi en azla artıranı, düşmanınızla cihad edip, sizin onları, onların da sizi öldürmesinden daha iyi olanını ve altınla gümüşten daha kıymetli olanını size bildireyim mi?” Dinleyenler başlarını uzatarak, sorunun cevabını almakta acele ederler: “O nedir, Ey Ebü’d-Derdâ?” derlerdi. Ebü’d-Derdâ, yüzü imanın ve hikmetin ışığı altında parlayarak sözüne devam eder ve: “Allah’ı zikretmektir.” der ardından, “Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür.” (Ankebut, 45) âyetini okurdu.
670 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.