Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin
Konuşmayı kabul ettiğin için sağol. - Ne diyeceksin? - Şeyy... biraz yalnız kalabilir miyiz? Arkadaşın izin verirse? - Kusura bakmayın tek başımıza kalmamız caiz değil. O da olsun. - İyi de okulun içindeyiz, tek başımıza değiliz zaten. Bir sürü insan var etrafta. - Olsun yine de kalsın. Ondan bir şey saklamıyorum nasıl olsa... - Peki... şey... Çok güzelsin... - Böyle şeyler söylemeyin lütfen! - Aslında... seni seviyorum ben. - Ne diyorsunuz? Bunları duymak istemiyorum! - Kötü bir şey söylemedim ki. Seviyorum yani... evlenmek niyeti işte! - Böyle olmaz bu işler. Birilerine iletirsiniz oturup öyle konuşulur. Benim de danışacağım insanlar olur. - Kızım sen aptalsın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni hayatında karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme özne yapmaya çalışıyorum ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun? - Ne biçim konuşuyorsun? - Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin. Tüketeceksin kendini. Mutfakta sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım, senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim. - ... - Kaybettin! Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu seni istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana... -!!! - Aşk diye bir şeyi ölsen de öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah!
Yok ya Abbâs’ı bilmeyen, kimdi? ... O sahâbîyi dinleyin şimdi: «Bir karanlık geceydi pek de ayaz...» İbni Hattâb’ı görmek üzre biraz, Çıktım evden ki yollar ıpıssız. Yolcu bir benmişim meğer yalnız! Aradan geçmemişti çok da zaman, Az ilerden yavaşça oldu iyan, Zulmetin sînesinde ukde gibi, Ansızın bir müheykel a’râbî! Bembeyaz
Reklam
- Konuşmayı kabul ettiğin için sağol. - Ne diyeceksin? - Şeyy... biraz yalnız kalabilir miyiz? Arkadaşın izin verirse...? - Kusura bakmayın tek başımıza kalmamız caiz değil. O da olsun. - İyi de okulun içindeyiz, tek başımıza değiliz zaten. Bir sürü insan var etrafta. - Olsun yine de kalsın. Ondan bir şey saklamıyorum nasıl olsa... - Peki... şey... çok güzelsin.. - Böyle şeyler söylemeyin lütfen! - Aslında... seni seviyorum ben. - Ne diyorsunuz? Bunları duymak istemiyorum! - Kötü bir şey söylemedim ki. Seviyorum yani... evlenmek niyeti işte! - Böyle olmaz bu işler. Birilerine iletirsiniz oturup öyle konuşulur. Benim de danışacağım insanlar olur. - Kızım sen aptalsın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni hayatında karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme özne yapmaya çalışıyorum ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun? - Ne biçim konuşuyorsun? - Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin. Tüketeceksin kendini. Mutfakta sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım, senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim. - ... - Kaybettin! Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu sen istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana... - !!! - Aşk diye bir şeyi ölsen de öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah!
Sayfa 112Kitabı okudu
Okulun koridorlarında yürürken başını yerden kaldırmamanı seviyorum. Ürkek adımlarla dolaşmanı, her an başına bir kötülük gelecekmişçesine tedirginlikle yürüyüşlerini, öğrenci eylemleri başladığında gözlerinde biriken korkuyu, iki kızın dışında arkadaş edinmemeni seviyorum.   Ablalarına olan saflık derecesindeki bağlılığını seviyorum. Kendi
Küçük kollarıyla çepe çevre sarmıştı belimi dili"gidecek misin?" diyordu, gözleri"kal" Soruya mı yanıt versem, gözlerine mi? Yoksa bir güvercin misali tir tir titreyen yüreğine mi? Umudun yüklü bu kadar mı ağır olur. Ölümün kol gezdiği ülkemde sözün hükmü yok ki... Sımsıkı sarıldım sadece merdiven yaptık umudumuzu sakladık barışı, gökkuşağına. Saklambaç oynayan çocuklar bulsun diye...
Sayfa 61 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Oğlu gibi çocuklar ancak topunun hatırına oyuna alınırlar. Müsait pozisyondaki golcü topun sahibi moral bulsun diye golü kendisi atmaz ona verir..
Reklam
İnsan aslında neydi, ne oldu, önce bunu bilmemiz gerek. Çünkü insan her zaman bugünkü gibi değil, bir başka türlüydü. İnsan soyu ilkin üç çeşitti. Şimdiki gibi erkek, dişi diye ikiye ayrılmıyordu, her ikisini içine alan bir üçüncü çeşit daha vardı. Bu çeşidin kendi kayboldu, sade adı kaldı: Androgynos denilen bu çeşidin adı gibi biçimi de hem
Yönetici dediğin..
-KOCAKARI ILE ÖMER- Yok ya Abbas'ı bilmeyen, kimdi?.. O sahabiyi dinleyin, şimdi: "Bir karanlık geceydi pek de ayaz.. İbni Hattâb'ı görmek üzre biraz, Çıktım evden ki yollar ıpıssız.
Aşk Arası
Seni seviyorum! Okulun koridorlarında yürürken başını yerden kaldırmamanı seviyorum. Ürkek adımlarla dolaşmanı, her an başına bir kötülük gelecekmişçesine tedirginlikle yürüyüşlerini, öğrenci eylemleri başladığında gözlerinde biriken korkuyu, iki kızın dışında arkadaş edinmemeni seviyorum. Ablalarına olan saflık derecesindeki bağlılığını
Sayfa 110Kitabı okudu
Aşk Arası
- Kızım sen aptalsın! Sen var ya harbiden salaksın! Seni, hayatında karşılaşabileceğin en gerçek ve kutsal eyleme, özne yapmaya çalışıyorum ve sen hala farkında değilsin. Neler kaçırıyorsun biliyor musun? - Ne biçim konuşuyorsun? - Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızı m! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin. Tüketeceksin kendini. Mutfaklarda sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım. Senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım, ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim. Kaybettin! Cidden kaybettin. Acımıyorum sana, bunu sen istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana. - !!! - Aşk diye bir şeyi ölsen de öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah!
Sayfa 115 - Doğan KitapKitabı okudu
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.