İLK YILLAR NE GÜZELDİ!
Yağmur çiselemeye başlamıştı. “Hadi koş,” dedi Zehra, Ayşe’ye. “Koş, yoksa sırılsıklam olacağız.”
Gülüşerek kol kola çalıştıkları bankanın kapısından içeri girdi iki genç kız. Öğle yemek saati arasının bitmesine bir dakika kala Zehra, bankonun arkasındaki masasına oturmuştu. Uç ay olmuştu Zehra bankada çalışmaya
Gloria dükkândan telaşla çıkıp birkaç metre ilerideki bir kuaföre girdi.
“Saçlarımı kestirmek ve satmak istiyorum. Kaça alilsiniz?”
Kuaför kadın şaşkınlık ifâdesiyle baktı Gloria’nın yüzüne.
“Anlamadım? Emin misiniz? Bu saçlar… bu kadar güzel saçlara… nasıl kıyacaksınız?
Gerçektende Gloria’nın saçları çok uzun, çok gür ve çok güzeldi.
“Paraya ihtiyacım var. Bana yardımcı olacak mısınız?”
“Peki” dedi kadın. Ama hâlâ çok şarkındı.
“Kaç para istiyorsunuz?”
“Yetmiş sent kadar…”
Saçlarını kestirdi, parasını aldı ve doğru saatçiye koşup, “Tamam. Lütfen güzel bir hediye paketi yapar mısınız? Eşime evlilik yıldönümü hediyem olacak ve bu bizim ilk yılımız,” dedi.
SELÂM OLSUN
Selâm olsun bizden güzel dünyaya
Bahçelerde hâlâ güller açar mı?
Selâm olsun sonsuz güneşe, aya
Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
Hepsi güzeldi kar, tipi, fırtına
Günlerin geçişi ardı ardına.
Hasretiz bir kanat şakırtısına
Mavi gökte kuşlar yine uçar mı?
Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan,
Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan,
Dönmeyen gemiler olduk açıktan,
Adımızı soran, arayan var mı?...
Her yer puttu; üstelik bu putlar cahiliye Arabistandaki gibi taştan tahtadan değil, etten kemiktendi. İnsan kendisine dahi kendisi ile kavga etmeden teslim olmamalıyken, kimileri tereddüt etmeden birilerine kul köle oluyorlardı.
Diplomayla belgeyle tezle evrakla resmi mühürle adam olunduğunu sanılıyordu… Birileri birilerine kim olması gerektiğini