"Sanırım emine. Biri olsun istedim. Bir yerlerde bizi konuşan, bizim için ümidi olan birisi olsun istedim."
"Bir ömür hatırla bizi nasıl bitirdiğini."
"Sana gelip anlatamadım. Akıttığın gözyaşlarım ayakucuna inmedi, bunun için öfkeliyim. Biliyordun. Benim canım çok yanar. Biliyordun seni çok sevdiğimi. Biliyordun benim senin dizlerine ihtiyacım var. Dizlerine başımı koyduğumda saçlarımı okşaman benim çocukluğumdu. Annem yok benim. Bu görevi sana vermiştim..."
"Çok canını yaktım. Çok canımı yakacak bir silsilenin başlangıç hareketiydi bu. Bir silsile başından beri kan sızdırıyordu. Şimdi ikimizin de canı yanıyor öylece. Artık neye yandığını unutmuş. Öylece yanıyor. Kül oluncaya kadar. Sonrasında küllerimiz karışacak. Bir tabela koyacaklar başımıza. Kadın ihanet etti. Adamsa aşkından kül oldu diyecekler. Orada benim de küllerimin olduğunu, sana karıştığımı göremeyecekler. Sonunda beni de yakacak bir yangında, yangını çıkartan ben olduğum için lâyık görüleceğim her şeye. Yaptıklarının bedelini yaşadığında acımazlar diyecekler. Ama ben senin içten içe bana da yandığını biliyor olucam. Sana acımazlar derken içinin hâlime cız ettiğini biliyor olucam..."
"Niye bilmiyorum ama onu yanıma çağıracağımı hissediyorum..."
Doğruyu söylemek gerekirse ilk 65 sayfasından pek bir şey anlamadığım kitabı bitirince buruk hissetmenin tuhaflığı içindeyim. Önce biraz sıkıcı ve karışık gelse de karakterlere, olayın özüne ve yazarın üslubuna alışınca su gibi aktı diyebilirim öyle ki bir sonraki sayfaya geçmek için hep çok heyecanlıydım, kitabın sonuna kadar "Acaba şimdi ne olacak?" merakım da hiç geçmedi ve bana böyle hissettiren, sürükleyici kitaplara da ayrı bi hayranlığım var. Kısaca olay ve kişilerden bahsedecek olursam ; kitabın adından da anlaşılacağı üzere Hollanda tarihinde "Lale Çılgınlığı" olarak bilinen dönemde siyah lale üretilen kişilere büyük bir ödül verileceği söyleniyor bunu da Fransayla yazıştığı yönünde iftira atılan ve haksız yere idam edilen Johan de Witt ve kardeşi Cornelis'in vaftiz oğlu Van Baerle yapıyor, tabi bu hiç kolay olmuyor en başta onu kötü bir kıskançlığın esiri olan Boxtel, sonrasında ise Baerle'nin sevdiği Rosa'nın babası Gryphus çok zorluyorlar. Ama sonunda her şeyi açığa çıkaran mektubun Prens Willem'in eline geçmesiyle her şey açığa çıkıyor ve beni mutlu edecek mutlu sonla kitap bitiyor. Ve şunu bir kez daha anladım ki kıskançlık ve kıskanç insanlar karşımıza çıkabilecek en kötü insanlar sıralamasında başı çekerler. Hepimizin her daim karşısına güzel ve iyi niyetli insanların çıkması temennisiyle kitabı herkese mutlaka tavsiye ediyorum.
Siyah LaleAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201613,6bin okunma
John Fante'nin Toza Sor kitabından sonra okuduğum ikinci eseri oldu. Yine aynı naiflik, yine aynı samimiyet ve sadelik bu kitapta da mevcut.
Bu yazarı benim kanaatime göre değerlendirince - bu iki kitap özelinde- müthiş bir samimiyeti var ve bunu okuyucuya son derece başarılı şekilde aktarıyor. Bu kitapta da Toza Sor kitabında olduğu gibi
Bir çocuğu geliştirip özgür bir birey olması için çabalamak yerine kalıplayıp emir kulu yapmaya çalışmışız. İşte bu yüzden farkında olmadan çocuklarımızın canını yakıyoruz ve yakmaya da devam ediyoruz.
Bir şey daha var küçük şeker portakalı fidanını hemen kesmeyecekler.Kesildiginde sen çok uzaklarda olacaksın fark etmeceksin. Hıçkırarak bacaklarına sarıldım.Bu artık bir şeye yaramaz baba.Hicbir şeye yaramaz.Benimkiler gibi yaşlarla dolan gözlerine bakarak bir ölü gibi mırıldandım.Onu çoktan kestiler bile baba.Benim küçük şeker portakalım kesileli bir haftadan çok oluyor.
Sen nasıl bir kitaptın öyle ... Çok farklı bir kitaptın . Sana inceleme yapmasam olmazdı . Bir an başka bir alemde yaşıyor gibi hissettim bir Kış mevsiminde okuduğum içimi ısıtan bir kitaptı . Ateşin kitaplarla tasfiri oldukça can yakıcı bir kısımdi benim için . İtfaiceler neden var bizleri alevlerden kurtarmak için Sahip olduklarımızın daha fazla yanmaması içindir tabiki Ama ya başka görevleri varsa ... İnsanoğlunun fikirlerini hayatlarını biçimlendirmeyi engelliyorsa onları alışılmış düzene zorlarlarsa O zaman o mesleği kutsallıktan sayamassınız. Kesinliklikle okunması gereken bir kitap
...bütün acılar korkaktır , yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler; çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur.
3 günde bitirdim.mükemmel akıcı merak uyandırıcı
Asla böyle bir son beklemedim öyle seri ilerleyen bir olay örgüsü varki boşa sarma yok gereksiz detay yok bi yerden sonra okumadım gözümde film gibi oynamaya başladı adeta yazara bayıldım çok kitabı var ama 3 kitabı çevrilmiş
üzdü