—Como te podrás imaginar, a mis padres no les hacía mucha gracia que yo viviera con un hombre sin estar casada. Ahora es normal y nadie se escandaliza por ello, pero en aquella época sólo lo hacía la gente de mal vivir, como decían algunos carcas. A tus otros abuelos no les parecía tan mal por aquello de que él era un chico. Siempre ha sido así, los hombres podían hacer cosas que las mujeres no podíamos. Era una parte de aquello contra lo que luchábamos.
—Ya salió la palabra mágica.
—Es que es verdad. Ahora estáis acostumbrados a tener derechos que os parecen normales y por los que nosotros tuvimos que luchar mucho. Si hoy tú te vas a vivir con una chica sin casarte, no pasa nada, pero entonces en algunas familias eso era un drama y una vergüenza.
"Kendime dair pro ve contra* her şeyi söylemek zorundaydım, söylüyorum da."
Sayfa 23 - *Lehte ve aleyhte.Kitabı okudu
Sosyal bir teşkilatçı olarak bellum omnium contra omnes (tam bir karışıklık ve vuruşma) hali yaşayan bir ülkede o, bir hiç ile işe başlamış ve on sene içinde, Irak ve Filistin'in güney bölgeleri de dahil bütün Arap Yarımadası'nın tamamını kapsayan, mesahası üç milyon kilometrekareden fazla bir Devlet kurma sonucuna ulaşmıştı. Bu Devleti o, kendisinden sonra onbeş yıl gibi kısa bir müddet içinde Avrupa, Asya ve Afrika gibi üç kıt'aya olmak üzere aynı ülkeyi genişleten haleflerine emanet edip çekildi. Bir Fatih sıfatıyla giriştiği savaşlarda, her iki taraftan da verilen kayıplar birkaç yüz kişiyi aşmaz; bununla beraber bütün bu meftuh topraklarda yaşayan insanlar tam bir itaat altına alınmışlardır. Gerçekte o, bedenler üzerinde olmaktan çok, kalplere hükmediyordu. Kendi hayatında iken din tebliğinde elde ettiği başarı, Veda Haccı esnasında Arafat'ta 150.000 kişilik bir mü'min topluluğuna hitap edecek kadar büyük olmuştur ki bu tarihi olayın cereyan ettiği esnada, çok daha büyük sayıda Müslümanın o yıl Hacc'a iştirak edemeyip kendi bölgelerinde kalmış olduklarını düşünebiliriz; zira bir Müslüman için her yıl Hacc'a gitmek mecburiyeti yoktur.
Sayfa 5
Canım Kendim ve Canım Kadınlar
___
...insan acılarının çoğunun nedeni, özensiz bir yetiştirilmeye bağlanabilirse de, psişede elbette, doğuştan gelen bir contra naturam, yani “doğaya karşı” bir kuvvet vardır. Bu contra naturam boyutu, olumlu olanın karşısındadır: Gelişmeye karşıdır, uyuma ve vahşi olana karşıdır.
psişedeki en aldatıcı ve en ele avuca sığmaz varlık, yakından izlememizi ve denetim altmda tutmamızı gerektirir. Bu varlık, “doğal yok edicı”dir.
insan acılanılın çoğunun nedeni, özensiz bir yetiştirilmeye bağlanabilirse de, psişede elbette, doğuştan gelen bir contra naturam, yani “doğaya karşı” bir kuvvet vardır. Bu contra naturam boyutu, olumlu olanın kaışısmdadıı: Gelişmeye karşıdır, uyuma ve vahşi olana karşıdır.
O içimize doğan, yıpratıcı ve öldürücü bir muhaliftir; en iyi anababa bakımının olduğu durumlarda bile, işgalcinin biricik gayesi, bütün kavşakları çıkmaz yollara dönüştürmektir.
Bu yok edici zalim hükümdar, kadınların düşlerinde tekrar tekrar ortaya çıkar. Onların en ruhani ve anlamlı planlarının ortasında beliriverir. Kadını sezgisel doğasından koparır. Tırpanlama işi bittiğinde kadın kendini, duygularının öldüğü ve hayatını sürdüremeyecek kadar zayıf düştüğü hissinden kurtaramaz. Kadının düşünce ve düşleri canlılıklarını yitirmiş bir halde ayaklarının dibinde boylu boyunca uzanır.
____
Sayfa 155 - epubKitabı okuyor
Karşı
Oysa sen karşıda dururdun ve bu durum yalnızca senin gücünün ve benim zayıflığımın olağan sonucuyken, her şey sana yine “contra” gibi görünürdü
CanKitabı okudu
Bir inanca çağrıda bulunmak felsefedeki kurallara aykırıdır ki bu kurallar Summa contra Gentiles isimli eserinin dört kitabından ilk üçünde kasıtlı olarak bir inanca çağrıdan kaçınan Thomas Aquinas'ın yöntemini izlemelidir.
Sayfa 57Kitabı okudu
