Habil öldü, Kabil yaşıyor..
Kabil'in Habil'i öldürdüğü
Günden beri hiç dinmedi acılar
Çünkü insanların insanlar için
Koymuş olduğu bütün yasalar
Tıpkı adaletsiz bir kalbur gibi
Taneyi eleyip samanı tutar.
Oscar Wilde, Rading Zindanı Baladı
Sayfa 167Kitabı okudu
Can sıkıntısı daimî bir insanlık durumu mudur?
Adem’in canı sıkılıyordu çünkü yalnızdı ve Havva yaratıldı. (O andan itibaren) can sıkıntısı dünyaya adımını attı ve nüfusun çoğalmasıyla birlikte can sıkıntısı da çoğaldı. Adem tek başınayken canı sıkılıyordu; daha sonra Adem ile Havva’nın birlikte canı sıkıldı; daha sonra Adem, Havva, Habil ve Kabil ailecek sıkıldılar; daha sonra dünyanın nüfusu çoğaldı ve insanlar kitleler hakinde sıkılmaya başladı. Kendilerini oyalamak için göklere ulaşabilecek kadar yüksek bir kule yapma fikrini tasarladılar. Kule yükseldikçe bu fikir daha da can sıkıcı olmaya başladı ve bu, can sıkıntısının nasıl da her şeye üstün geldiğinin korkunç bir kanıtı oldu... Müridim filan olsun istemiyorum; eğer olur da ben ölüm döşeğindeyken baş ucumda biri olursa ve sonumun geldiğinden artık eminsem, işte o zaman bir iyilikseverlik krizi sırasında bu teorimi onun kulağına fısıldayabilirim, tabii ona iyilik mi yoksa kötülük mü yaptığımdan hiçbir zaman emin olamam."
Sayfa 128Kitabı okudu
“Başlangıçta sükût var idi. Ve her yer karanlık idi. Ve Yaradan Yegâh makamında terennüm eyledi. Ve bu ışıltılı nağme ile etraf nûr oldu. Ve nağme boşlukta yankılanıp geri döndü. Ve yaradan, bu Yegâh nağmenin güzel olduğunu gördü. Ve akşam oldu ve sabah oldu, birinci gün.
Ve Yaradan Dügâh makamında terennüm etti. Ve suların ortasında bir azîm
Sayfa 138Kitabı okudu
Matematiğin Özelliği
Malumdur ki ele alınan her konunun yani objenin, olgunun, sürecin bir biçimi bir de içeriği vardır Aynı şey matematik için de geçerlidir. Onun biçimini geometri, içeriğini aritmetikte buluruz. Buna göre geometri hareket, süreklilik, değişirlik, zamanlılıktır. Buna karşılık aritmetik durallık, süreksizlik, değişmezlik,
_Kadın olsam hayat kadını olurdum.
_Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim.
_Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım.
_Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben.
_Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
Yaratılış
Başlangıçta sükût var idi. Ve her yer karanlık idi. Ve Yaradan Yegâh makamında terennüm eyledi. Ve bu ışıltılı nağme ile etraf nur oldu. Ve nağme boşlukta yankılanıp geri döndü. Ve Yaradan, bu Yegâh nağmenin güzel olduğunu gördü. Ve akşam oldu ve sabah oldu, birinci gün. Ve Yaradan Dügâh makamında terennüm etti. Ve suların ortasında bir azim kubbe
Tarihte hepimiz Hâbil'in değil, Kâbil'in çocuklarıyız. Çünkü Habil katledildi ve öldü.
Sayfa 214Kitabı okudu
Bir zamanlar ben ve kabilemdeki diğer insanlar, avlanıp balık tutarak bir arada ve kardeşlik içinde yaşıyorduk. Toplumumuzda tek bir yapı vardı. sonra o mülk sahibi oldu. Ben yoksun kaldım, o yönetici oldu ben yönetilen. Her şeyin rengi değişti araçlar değiştiği üretim tarzı değişti. Ama o hep mülk sahibi olarak kaldı hiç çalışmadı. ben ise hep yoksul kaldım hep çalıştım. Bir gün ben köleyim o efendi. ben serf oldum o Toprak sahibi. Ben köylü oldum, o ağa... Sonra ben kazmayı küreyi bıraktım, oda atından indi, ikimizde şehre geldik. O toprağından kazandığı parayla birkaç taksi aldı, ben taksi şoförü oldum. Şimdi onun bir fabrikası var ben ise orada çalışan bir işçiyim... O halde bu iki yapıya göre toplumu ikiye bölmek mümkündür. Kabil kutbu ve Habil kutbu... ( Tıpkı Kabil'in kardeşinin eşine göz koyup, kan dökerek eşini elinden almaya çalıştığı gibi... tabiki eşi onun bir malı değildir, ancak eşine göz koyup almaya çalışan asrın kabilleri, alt sınıfın hem malına hem canına hemde namusuna göz koymuştur... Siz hiçbir genel evinde çalışan veya sokakta bir seyyar satıcı gibi bedenini satarak geçinmeye çalışan, hiçbir Cumhurbaşkanı milletvekili dekan bakan savcı subay, fabrikatör vs vs, karısına kızına denk geldiniz mi asla... çünkü kabil habilin malına ve namusuna göz dikmiştir. Asrın kabilleri ise bunu daha sistemli tam teşkilatlı ve lanetli kanunları bekçi köpekleri ile yapıyorlar... Domuzlar köpekler ve diğerleri....
