Müslümanların Irak'taki ilk mescidi, Medâin şehrinde, Sa'd b. Ebî Vakkâs'in emriyle Tâk-ı Kisrá denilen, Sâsânîlerin övünç kaynağı, devasa sütunlarla çevrili alana bir minber konularak oluşturulmuştur.
Madde 1
(a) Tüm insanlar, Allah'a itaat ettikleri ve Hz. Adem'in soyundan geldikleri için aynı ailenin fertleridir. Tüm insanlar, ırk, renk, dil, cinsiyet, din, siyasi görüş, sosyal statü veya başka hangi nedenlerden olursa olsun ayrım gözetmeksizin temel insan onuru, görevi ve sorumluluğu açısından eşittir. iman, insanın mükkelleşmesinin
Hepinize!..
İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü.
Hele dedikodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi. Anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! Bağışlayın beni. İş değil bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem),ama benim için başka bir çıkar yol kalmamıştı. Lili, beni sev. Hükümet Yoldaş! Ailem : Lili Brik, anam, kız kardeşlerim ve Veronika Vitoldovna Polonkaya' dan ibarettir. Yaşamlarını sağlarsan, ne mutlu bana.
Bitmemiş şiirleri Brik'lere verin, ne lâzımsa onlar yapar.
"Bir varmış bir yokmuş"
Derler hani : Aşkın küçük sandalı hayat ırmağının akıntısına kafa tutabilir mi! Dayanamayıp parçalandı işte sonunda... Acıları mutsuzlukları karşılıklı haksızlıkları
h a t ı r l a m a y a b i l e d e ğ m e z : Ödeşmiş durumdayız kahpe felekle
Ve sizler mutlu olun
Yeter.
Yukarıda anlattığımız gibi, zemden hoşlanmamanın sebebi, medihden hoşlanmamanın sebebinin zıddıdır. Bunun tedavisi de ondan anlaşılır. Bu hususta sözün kısası: Seni zemmeden üç husustan hâli değildir. Zemmederken ya doğru konuşur ve şefka tinden dolayı sana nasihat maksadıyla seni zemmeder. Veya doğ rudur fakat zemmederken maksadı sana eziyet
B u y ü z d e n d e y a l n ı z l ı k !
A: Demek tekrar çölüne dönmek istiyorsun?
B: Acelem yok, kendimi beklemem gerekiyor, - kendi çeşmemden suyun gün ışığına çıkması zaman alıyor ve ben genelde dayanamayacağım kadar susuzluk çekiyorum. Bu yüzden yalnızlığı tercih ediyorum, - herkesin kullandığı sarnıçlardan su içmemek için. Kalabalıklar içinde onlar gibi yaşıyor, kendim gibi düşünmüyorum; bir süre sonra bana sanki beni kendimden sürmek, ruhum benden çalınmak isteniyormuş gibi geliyor - o zaman herkese kırılıyor, herkesten korkuyorum. Çöle, tekrar iyileşmek için ihtiyaç duyuyorum.
Kur'an'ın ve birliğin temsilcisi olması gereken bir Diyanet İşleri Başkanına bile rastlayabilmiş değiliz. Hala bir yığın din adamı(!) Alevi-Sünni evliliklerinin İslam dışılığına dair fetva verme hıyanetini göstermeye devam etmektedir. Bunlar, fetvalarını haklı göstermek için karşı tarafa insaf ve imanla bağdaşmayacak iftiralardan çekinmiyorlar.
Bin yılların ötesinden bugüne ulaşmış öyküyü okurken, günlük gazetelerin üçüncü sayfalarnda yayımlanan günümüz haberlerinden birini okurmuş gib i b i r d u y u m s a m a y a kapılmadınız mı? B u g ü n ü n g a z e t e l e r i n in ö z e l l i k l e üçüncü sayfalarında yer verilen cinsellik, şiddet ve cinayet haberlerindeki
adlar, Perseus, Andromeda, Phineus, Polydektes değildir artık doğal olarak; ama bu adların yerini günümüz insanlarının taşıdıkları adlar anılmıştır. Haberlerin ana izleği ise pek değişmiş sayılamaz.
“Ama onun, – ölmesi g e r e k i y o r d u : h e r ş e y i gören gözleriyle gördü o – insanın derinliklerini ve uçurumlarını, insanın gizli saklı tüm rezaletlerini ve çirkinliklerini.
Onun merhameti utanma nedir bilmiyordu: en kuytu köşelerime kadar sokuldu. Bu en meraklı, aşırı sırnaşık, aşırı-merhametimin ölmesi gerekiyordu.
Her zaman gördü b e n i : böyle bir tanıktan intikam almak istedim – ya da kendim ölmek.
Her şeyi, i n s a n ı d a gören tanrı: ölmeliydi bu tanrı! İnsan k a t l a n a m a z böyle bir tanığın yaşamasına.”
K e n d i n i b e ğ e n m i ş l e r . - Biz, başkalarının bize uygun gördüğü sözde özelliklerimizi sürekli düzene sokan, gizleyen ya da ortaya çıkaran vitrinler gibiyiz, - k e n d i m i z i kandırmak için.