Japonya’nın çok satan yazarlarından Sosuke Natsukawa’nın kaleminden olan bu tatlı roman, okurken sizi adeta Hayao Miyazaki filmi içimdeymişsiniz gibi hissettiriyor. Her şey zihninizde bir animasyonmuşcasına beliriveriyor. Daha iyi anlayabilmeniz için kitabın konusunu anlatacak olursam eğer;
....Kitabın konusu....
Sıradan bir lise öğrencisi olan rintaro natsuki, birlikte yaşadığı ve şehrin kıyısında küçük bir kitabevinin sahibi olan dedesinin ölümünden sonra bir başına kalır. natsuki kitabevi’nin tıka basa kitap dolu raflarının arasında mutsuz ve umutsuz günler geçirmeye başlar, daha sonra nereden geldiği bilinmeyen konuşan bir kedi çıkar ortaya ve her şey birdenbire değişmeye başlar. Kedi, Natsuki’den kitapları kurtarmak için yardım isteyince kitabevinin koridorları arasında gerçeküstü labirentler orataya çıkar. Kedi ve Natsuki bu labirentlere girerek, birbirinden fantastik maceralar yaşarlar.
Artık tutsak kitapların kaderi, rintaro ve bu acayip kedinin elindedir artık..
....Kitap hakkında düşüncelerim....
Açıkçası Studio Ghibli yapımlarını çok seven birisi olarak bu kitap benim çok hoşuma gitti. Çünkü tıpkı Ghibli yapımları gibi eğlenceli ama arka metinde ders veren ve duygusal bir minik hikaye. Böyle olunca da okuması keyifli oluyor. Çerezlik güzel hikayeleri sevenler veya kafa dağıtmak isteyenler bu kitabı okuyabilir. Sizi renkli ve eğlenceli bir dünyanın içine götürüyor. Bu arada; bu kitabı okuyan birini görürseniz ona iyi okumalar demek yerine iyi seyirler dileyin. Çünkü adeta bu kitabı okurken kafanızda renkli ve eğlenceli bir film oynuyor. :)