Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsanların birbirleri için pek az şey ifade etmesi bende genellikle göğsümü parçalamak, beynimi dağıtmak isteği uyandırıyor. Ah, karşımdakine geçiremediğim sevgi, sevinç, şefkat ve hazzı karşındaki de bana sunamaz, tüm kalbim mutlulukla dolup taşsa bile, karşımda kılı kıpırdamadan duran soğuk birini mutlu edemem."
Güneş bugün de doğdu. Ama biz farkına varmadık. Belki güneşten sonra uyandık, güneşten bile geri kaldık. Gökyüzünün alabildiğine sınırsızlığına aldırmadan başımız eğik yaşadık. Yanı başımızda açan çiçeğe hayret bile etmedik. Yaz ayları bize sadece tatili hatırlattı. Kuru topraktan milyonlarca çeşit bitki yaratıldı. Bizse bu yaratılış karşısında hiçbir şey hissetmedik. Gözlerimiz, duygularımız, aklımız kapalı; uykudaydık. Bugün de bizi insan olarak ilgilendirmeyen konulara daldık. Hükumetler kurduk. Hükumetler yıktık. Teoriler ürettik. O sırada duygularımız anbean değişiyordu. Yararsız konuları konuşmaktan sıkılmıştı ruhumuz. Neden sıkıldığımızı bile anlayamadık. Sıkıntımızı dağıtmak için daha çok gaflete daldık. O sırada güneş batıyordu. Bizse ne kendimizin ne de kainatın farkındaydık.
Reklam
Sartre’ın Bulantı’sına…
“Dünya ve akıl, der Marleau-Ponty Algının Fenomenolojisi’nin önsözünde, "dünya ve akıl problem çıkarmaz; isterseniz onlara gizemli diyelim ama bu gizem onları tanımlar, bu gizemi herhangi bir çözümle dağıtmak söz konusu değildir; o, her türlü çözümün berisinde kalır. Gerçek felsefe dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir." Açıklanamazın fışkırması karşısında hayret ve hayranlık duymaya varım, ama neden bulantı duyayım?”(Yaşam İçin Felsefe s. 155, Pierre Hadot)
Sayfa 155Kitabı okudu
Kâr peşinde koşmaya ideolojik yönden direnç, İslâm ülkelerinde Hıristiyan Batıdakinden daha azdır. Ortaçağ Hıristiyan ilahiyatçılara göre, gerekli olandan daha fazla servet peşinde koşmak günah iken; Müslüman ilahiyatçılara göre, serveti iyi ve yerinde kullanmak, akıllıca sarfetmek, cömertçe dağıtmak gerekir.
Sayfa 142 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
İnsanların birbirleri için pek az şey ifade etmesi bende genellikle göğsümü parçalamak, beynimi dağıtmak isteği uyandırıyor. Ah, karşımdakine geçiremediğim sevgi, sevinç, şefkat ve hazzı karşımdaki de bana sunamaz, tüm kalbim mutlulukla dolup taşsa bile, karşımda kılı kıpırdamadan duran soğuk birini mutlu edemem.
Sayfa 84 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kasırgalar her zaman ortalığı dağıtmak için gelmez, bazen de kötülükleri temizlemek ve ortalığı yeniden iyicil bir sükunete kavuşturmak için gelirdi.
Sayfa 270Kitabı okudu
Reklam
İnceciklik İnceciği...
Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu Hazretleri (Kuddise Sirrûhû) Umûmiyetle yazılarını kurşun kalemle yazarlardı... Kalemi açtıkları zaman o kalem parçalarını katiyyen bizim gibi yere atmazlardı...Bir kağıdın içine güzelce toparlarlar ve onları “yazı mukaddestir, yazıya vasıta olan kalem de hürmete layıktır..." diye ayak değmedik bir yere bırakırlardı... Hakeza yazdıkları yazılarda herhangi bir silinti yapmak icab ederse o silintilerin içinde dahi belki dîni mefhumlar, mukaddes mefhumlar, kelimeler diye bu yazı silintilerini de bizlerin yaptığı gibi üfleyerek sağa sola dağıtmak yerine bir kağıdın içine toplarlar onu da yine münasib bir yere koyarlardı... İşte bu İslâmî edebin, Rasûlullah 'a uyum halinin en güzel örneklerindendir...
1859'da hazırladığı ama tamamlamadığı bir çalışmasında savaşa karşı tutumunu ortaya koyar. Proudhon'a göre, imparatorluk Fransa'sı varlığını sürdürebilmek için, kamuoyunun dikkatini savaşlarla dağıtmak telaşındadır. Üstelik kendilerine cumhuriyetçi diyenler, demokratlar, genel oydan yana olanlar, İmparator gibi düşünmekte, ne pahasına olursa olsun barışı savunmaları gerekirken, savaş çığırtkanlığı yapmaktadırlar.
Sayfa 402 - İletişim Yayınları, 10. Baskı
İnsanın geçici değil; kalıcı, sürdürülebilir keyif hâlini hissedebilmesi için "biz" sorumluluğuyla ilgili bir şey yapması lazım. Beyin üzerine yapılan araştırmalar da gösteriyor ki, kişi ne zaman "biz" ile ilgili bir şey yaparsa beyin dopamin salgılamaya başlıyor. Tek koşulu bu "biz"in onun içinde, varoluşunda yer alması. "Biz"in karşı tarafında "ben" var. Peki O "ben"le ilgili bir şey yaptığında amacın ne? Muhtemelen sosyal kimliğinin, mevki makamının, malının mülkünün, itibarının güçlenmesi vs... Bunların verdiği haz geçici... Kendinle baş başa kaldığın zaman yine yolunda gitmeyen her şeyle hesaplaşıyorsun; yine kafanı dağıtmak istiyorsun, yine birine bağırmak istiyorsun, yine bir anlamsızlık yaşamını kapsıyor.
“…karıncaların yaşam koşulları, insanoğlunun yaşam koşullarına oranla daha ileri bir seviyede idi. İlk olarak karıncalardaki geçim düzeni ve çalışma şekli, insanın çalışma şekline göre daha iyiydi. Ticaret ve ekonomi alanında ise insanların anlayışından farklı olarak bir birliktelik farkı vardı. Ancak karıncaların insanlığa en üstün oldukları taraf, terbiye konusudur. Karıncalar bu işte insanları çok geride bırakmışlardır. Adaleti eşitce dağıtmak da aynı yargılar şüphe edilmeden kabul edilebilir.“
Sayfa 114 - Sis Yayıncılık, 3. Baskı: Ekim 2014Kitabı okudu
Reklam
✓ Ben artık dumanlarla yaşamak değil, o dumanları dağıtmak istiyordum...
Sayfa 43 - İndigo YayınlarıKitabı okudu
..din devletin korumasına terkedilemeyecek kadar değerli bir şeydir. Dinin devletin üretim ve korumasına terkedildiği ülkelerde devlet de din de çürümüştür. Devletin görevi din dağıtmak değil, özgürlük dağıtmaktır
Kafamı dağıtmak adına bir kurşun istiyorum Dünyayı aklamak için yağmurlar yıkamak Ölümler kuşanıyorum inatçı geceler dökülürken üstüme ölülerden ölüm beğenip. Esince aklıma ürperten rüzgarlar, Olduğum bütün istasyonları ıskalayan trenler İşte dünya,
İçimden beynimi dağıtmak, göğsümü parçalamak geliyor.
İnsanların birbirleri için pek az şey ifade etmesi bende genellikle göğsümü parçalamak, beynimi dağıtmak isteği uyandırıyor. Ah, karşımdakine geçiremediğim sevgi, sevinç, şefkat ve hazzı karşımdaki de bana sunamaz, tüm kalbim mutlulukla dolup taşsa bile, karşımda kılı kıpırdamadan duran soğuk birini mutlu edemem.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.