Kitap gerçekten bir bilimkurgu klasiği olarak anılabilir. Filmi de çekilmiş, özel bir eser. Her ne kadar bana Çocukluğun Sonu'nu çok fazla anımsatmış olsa da bu roman bir "ters distopya" gibi gelişiyor. Bu tabiri ben uydurdum şu an ama demek istediğim şu, kıyamet sonrası bir senaryo yaşayan gezegen bizimki değil bu defa. Kahramanımızın gezegeni. Tüm kaynaklarını tüketen, nüfusu da aynı şekilde yok olmaya yüz tutmuş bir gezegenden ziyaretçimiz var. Aslında ters distopya tabirini bu yüzden kullandım. Başka bir gezegen kullanılarak, Dünya'mızın muhtemel geleceği hakkında karanlık bir projeksiyon yapılıyor. Uyarılara kulak asmazsanız bizim gibi olursunuz.. Çok ilginç ve hoş buldum. İnsanı düşündürüyor.
Kitap toplumsal olayları takip etmek yerine tek bir karakter ve onun yaşadıkları üzerinden şekilleniyor. Bu yüzden farklı sosyal fikirlerle pek karşılaşmayacaksınız. Biraz daha olay odaklı bir kitap. Sistem kurmaya pek uğraşmamış Tevis. Sistemle oynamamış. Mevcut sistemi eleştirmiş sadece.
Çok ilginç bir durum dikkatimi çekti. Kitap 1969 yılında yazılmış. Anlattığı olaylar ise 1985'te başlıyor. Yani yazar kitabı yazdığı zamandan 16 yıl sonrasını anlatmış bizlere. Gelin görün ki, yazarımız 1984 yılında hayata gözlerini yummuş. Yani belki de hikâyem gerçek oldu mu acaba diye halen merak ediyordur. Çok trajik.
Ben kitabı beğendim. Naif bir şekilde anlatmak istediğini anlatan, sıkmayan bir kitap.