Bütün o şiirlere asılı kalan kadınlar, sonunda onu bulamayarak, bulamamak hüsranını ve hatta ihtimal bir gün bulmak ümidini saklamakla birlikte aşkta asıl bulunan şeyi ararlar: Gerçek...
Bazıları der ki, en şiddetli tutkularımızın hepsi, din ve sanat; görünen bu dünya bir süre karardığında kafamızın arkasındaki karanlık boşlukta gördüğümüz yansımalardır.
... Çünkü kadınlar doğası gereği itaatkar, iffetli, güzel kokulu, süslü püslü değillerdir. Hayatın zevklerini tatmalarını sağlayan bu inceliklere sadece en sıkı disiplinle sahip olabilirler.
Karşı cinsle karşılaştırıldığında biz cahil ve yoksul sayılıyoruz, kendileri her türlü silahla donanıyor ama bizi alfabeyi bile öğrenmekten mahrum ediyorlar.