Tarquinius'u kovan Brutus'u, Lucretia'yı, lulia'yı, Marcia'yı, Cornelia'yı ve tek başına bir kenarda duran Salahaddin'i gördüm.
Biraz daha kaldırınca gözlerimi, bilginierin en bilginini filozoflar arasında oturur gördüm.
Herkes ona bakıyordu, herkes saygı sunuyordu:
Sokrates'le Platon'u gördüm orada, ötekilerin önünde, daha yakın oturuyorlardı ona.
Dünya'yı rastlantıya bağlayan Demokritos'u, Oiogenes'i, Anaksagoras'ı, Tales'i, Empedokles'i, Herakleitos'u, bir de Zenon'u gördüm.
Hani Dante'nin hiç birinde bulunmadığı halde üzerlerine şarkılar okuduğu cehennemler...
Bütün o cehennemlerden esaslı yaralar, izlerle çıktım ölüp ölüp...