Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
' Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağıya sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm
Reklam
"N' oldu Zeže" "Hiç, Godóia... Neden kimse beni sevmiyor?" "Hep hinlik peşindesin de ondan" "Bugün tam üç kez dayak yedim, Godóia" "Hak etmedin mi ki?" "Ondan değil. Kimse beni sevmediğinden herkes bana vurmak için bahane arıyor."
Sayfa 109Kitabı okudu
Biz, dayak yiyen milletiz. Dövüle dövüle içimiz kopmuş da geceleri ondan bağırıyoruz.
Sayfa 20
Acı çekmek bayılana kadar dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.
Henüz on dört yaşındaydım ve şarkı söylemenin kötü bir şey olduğunu babamdan o gün öğrenmiştim. Hem de dayak yiye yiye. Oysa şarkı söylemek; şiir okumak, yazmak, koşmak, gülmek kadar masum bir şeydi.
Sayfa 20 - Lora Yayıncılık, 1. Basım, Kasım 2022.Kitabı okudu
Reklam
Ah minelaşk...
"Neden, bir zamanlar birbirine âşık olan insanlar sonunda birbirlerine dayak atmaya, işkence etmeye ve birbirlerini öldürmeye kalkarlar?"
"Çok dayak yedin mi?" "Çooooooook, sayısız dayak yedim." "Kimden, ne için?" "Annem dövdü ama, o başka, o benim iyiligim için. Annem dövdü, çok dövdü.." "Niçin dövüyordu?" "Evde yaramazlık yapıyordum. Bana kurabiye veriyordu, götürüyordum onu satıyordum sinemanın önünde." "Kurabiyeleri sana ye diye mi veriyordu." "İki tepsi kurabiye yapmıştı annem misafirler için. Evde annem misafirleri bekleyedursun, ben kurabiyeleri alıyorum sinemanın önünde satıyorum. Evde annem beni bekliyor ki... O biçim..
"Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey."
Sayfa 169 - Can YayıneviKitabı okudu
Bu memlekette halk yıllardır karakollarda dayak yer.
Sayfa 210 - İletişim Yayınları - 21. Baskı - 2021Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.