"Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hasan Âli Yücel Klasikleri Sıralı Tam Listesi"
(14.01.2021 Güncel)
Bu liste sürekli güncellenecek, yeni basılan her kitap yoruma ve konuya eklenecektir. Kitap ve yazar adları kolay ulaşım sağlanması adına yavaş yavaş link haline getirilecektir.
Öncelikle Çevirmen den başlamak istiyorum.Hiç eski kitap okuyorum hissiyatı verdirmedi, işini layıkıyla yapmış helal olsun
Ayşegül Çakan hanıma.
Kitap, Dede Korkut ile alakalı bilinmesi gereken bilgileri vererek başlıyor.Kitab-ı Dedem Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan tam adı.Oğuz Türkleri dönemini anlatır.1 mukaddime 12 hikayeden oluşur.Oğuz
Dede Korkut kitabının bilinen ilk yazması Dresden Krallık Kütüphanesi, Fleisher Külliyatı arasında 86 numaradır. Bu yazma 153 yapraktır. İlk yaprakta kitabın unvanı Kitab-ı Dedem Korkut ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan diye verilmiştir.
Sayfa 486 - Kabalcı Yayınevi - 1. Baskı - Kasım 2007Kitabı okuyor
Kitap hakkında bir kaç cümle karalamak istemiştim. Merak edenler olduğu için istekler de oldu. Fakat, sonra vazgeçtim; çünkü çok iyi biliyorum ki Ahıska ve orada yaşayan halk hakkında hiçbir bilgimiz yoktur. Doğal olarakta bu kitabı okumak zaman kaybı olabilir, anlamak ise müşkül. İşte bu yüzden, o yazmak istediğim 'bir kaç cümle'yi bilerekten
Dahil olmak istemediğim bir polemik. Tarih okumaktan, sosyolojinin loş dehlizlerinde agah yürüme iştiyakı taşımaktan, "millet" kavramını Fransız İhtilali bağlamından söküp aldıktan sonra üzerine derin derin düşünmekten ve mit, mitos, nüzul, inanç ve akide temelinde insan kavramını yeniden yorumlamaya çabalamaktan, iktisat felsefesini
Kadın da kadın, kadın da kadın. Ne kadınmış be, Virginia Woolf bu kadar ekmeğini yemedi feminizmin. Üç küçük paragrafın kelime popülasyonunun çoğu, 'kadın' ve 'inanç' üzerine inşa edilmiş. Sanırım yazar olmak, anlatılan karakterin canı acıdığında, acıyı yazmak yerine 'ah' diye bağırmak olarak anlaşılıyor. Yoksa bu kadar 'kadın' ve 'inanç' kelimesine maruz kalmak yerine kadını ve inancı anlatan bir derinlikte gark olabilirdik, ki böyle bir şeyin olması için ortada bir fikir olması gerekirdi maalesef dillere pelesenk olmuş sözlerden başka ortada bir şey yok.
Bu iletiden sonra kadın düşmanı ilan edilebilirim. Yöntemleri hiç değişmez ama ben istiyorum ki böyle şeylere gerek olmasın. Konuşurken hangi fikrin sancağını taşıdığımızı bilelim. Birileri diyor diye gaza gelmeyelim, başkaları dedi diye onu sorgusuz sûalsiz kabul etmeden önce ilk önce bu ne kadar 'ben'den izler taşıyor diye bakalım. Aksi hâlde olan şey başkalarının yanlışlarından çıkan doğruları, kendi doğrularına yanlış eylemek olacaktır.
Günümüz edebiyatının en büyük sorunlarından birisi de herkes 'yazan' ama 'yazar' yok ve maalesef, çoğu kişide yüksek irtifasından göremediğim bir girişimcilik özgüveni var. Keşke bu girişimciliği, edebiyatın içinden geçerek yapmasalar...
"Kadın. Kadını bir dilime katık ettiler
Markuuuut! Torbanı sarkıt."
İmdi kanı dedügüm beg erenler, yalan dünyayı menüm deyenler? Ecel aldı, yer gizledi. Fani dünya kime kaldı. Gelimlü gidümlü dünya, âhır son ucu ölümlü dünya.
*
Kurtulan halkların önünde, milli bir ekonominin; millî, anti-emperyalist bir devletin inşası görevi yanında, millî bir tarihin hazırlanması görevi de durmaktadır.
*