Değerler Kültürü'nde 'büyükler' en başta kişinin kendi eşini seçmesine destek olurlar ve evlenecek genç kadına veya erkeğe şu soruyu sorarlar; "Bu evlilikte mutlu olmayı istiyor ve önemsiyor musun?" Olumlu bir cevap aldıktan sonra ona yol gösteren şu konuşmayı yaparlar: "Bu evlilikte mutlu olmayı ve mutluluğunun sürmesini istiyorsan, sadece kendinin değil, eşinin de mutlu olmasına özen göstermelisin. Birbirinizin en güçlü tanıkları olduğunuzu unutmamalısın. Mutlu olmak istiyorsan, mutlu etmesini bilmelisin. Kuracağınız yuvanın temellerini oluşturacak değerlerinizi, 'doğrularınızı' birlikte keşfedin, kararlaştırın ve düşünce, söz ve davranışlarınızda bu doğrularınızı yaşatarak aranızda güven ortamını oluşturun. Sevgi, saygı ve güven sizin yuvanızın temeli olsun. Sevgi korkudan daha güçlüdür." Değerler Kültürü'nde 'geçim ehli olmak', değerleri yaşatarak birbirine güvenmek, birbirini saymak ve sevmek anlamına gelir. Bu evlilikte sosyal yaşam ve diğer insanlarla ilişkiler önemsenir, ama hem kadın hem de erkek için hesap verilecek en yüce makam kendi vicdanlarıdır. Karı-koca ilişkisi CAN ilişkisidir. Eşler birbirlerinin özlerini, CAN'larını umursar, 'doğal', 'değerli', 'güvenilir', 'sevilmeye layık' ve 'saygıya değer' bulurlar. Birbirlerine, yaşamlarında yer alan 'çok özel insanlar' olarak bakarlar; ilişkilerinde önce saygı sonra sevgi gelir.