Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Irkını yüceltmek ırkçılık değildir.. 3 Mayıs Türk’ün günü kutlu olsun..
Toprakla deniz arasındaki fark Birisinde susuz boğuluruz Öteki nem bile değildir sözümüze Her kapımız bir mezar taşı Biz hepimiz uzun uzun ölürüz…
Reklam
"Bir karamsar olup olmadığınızı bilmek her zaman kolay değildir... Hiç farkında olmadan bu karanlık içinde yaşayan çok insan vardır" Martin Seligman
“Cinsel dürtü kesinlikle evliliğe bağlı değildir. Evlilik uygarlığın erkeklere zorla kabul ettirdiği bir kurumdur, bazı kültürel faktörlerin etkisiyle insanlığın organik evriminin bir sonucudur.”
Sayfa 38 - Say yayınlarıKitabı okuyor
İnsanı yalnız hissettiren şey yalnız olması değildir. Yalnızlık başkaları, toplum ve çevre etrafında olmasına rağmen, onlardan ayrı olduğuna dair derin bir hisse kapılmaktır.
"İyilik, iyileştirir. Yaralı insanlar daha yardımseverdir bu yüzden. Kendi yaralarını, başkalarının yaralarına merhem olarak iyi etmeye çalışırlar."
Reklam
Haksızlığa karşı çıkmam için, ille de ben mi zulme uğramalıyım?.. 85 milyonun bir tek ferdi bile - velev ki kendisiyle zıt fikirde olayım- haksızlığa uğramışsa, adalet için o masumu savunmaz mıyım?.. Hukuk budur, bana dokunmayan yılan bin yaşasın değildir...
"3 Mayıs bir bayram değildir. Milli şuurun ayaklanmasıdır." GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN. 🇹🇷
224 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Seni Kim Öldürdü Virginia?
Bir yazarın dünyasına girebilmek, onun gördüklerini tam anlamıyla görebilmek hiçbir zaman mümkün değildir. Bu gerçek, bir insanın karşısındaki kişiyi tüm çıplaklığı ile göremeyeceği kadar ortadadır. Deneyimlerimiz gösteriyor ki, şu an düşündüğümüz veya hissettiğimiz bir duruma yıllar sonra aynı gözle bakmak mümkün olmayacaktır çünkü o durumu
Deniz Feneri
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,8bin okunma
Duygusal olarak olgun olmayan insanlar birçok kez özür dilemelerine rağmen, onların bu davranışı iki yüzlülükten başka bir şey değildir. Gerçek bir değişimi hedeflemeden insanların kızgınlıklarını yatıştırmaya çalışırlar. Aslında yürekten özür dilemezler ve genellikle ilişkiyi düzeltmek yerine kendilerini kurtarmayı isterler.
Reklam
Bu ülke, ne İsrail Terör Örgütü'nün ne Rusya Kızıl Ordusu' nun ne de başka bir ülkenin peyki değildir.. Kulağını aç, iyi dinle Tayyip: Burası Türkiye Cumhuriyeti!..
"Ruhum dardaymış meğer, ne yaparsam yapayım, nereye gidersem gideyim içimdeki hapisliği bir ömür yaşayacakmışım. Oysa içerideyken özgürleşmenin yolunu buldum. Bazen dünyayı dolanırsın ama hapisliğin bitmez evlat. Dikkat et, insan yüreği ve ilmi kadar özgürdür."
Kaçıp kurtulabileceğim, iyileşip geri dönebileceğim hiçbir yer yoktu sanki. Kocaman bir dünya hapishanesinin içine sıkışıp kalmış gibiydim. Meğer göğsümün üzerine bir taş oturmuş. Onu kaldırsam İyileşeceğim belki. Kalbim özgürleşecek belki bilmiyorum ki."
Dışa dönükler dikkatlerinin önemli bir bölümünü insanların yüzlerine yönlendirmeye eğimlidirler; bunu yaparak dopamin denilen "ödül" nörotransmitterinde (bir tür beyin kimyasalıdır) ani bir yükselme tecrübe ederler ki bu, bağımlılık davranışıyla da doğrudan ilgilidir. Ayrıca dışa dönüklerin, beynin (görme, işitme, tat alma, dokunma gibi) duyumsal süreçleriyle ilgili bölgelerini dolaşarak gerçekleşen bilgi işleme sürecinde içe dönüklere oranla daha kestirme ve daha hızlı çalışan sinir yolları kullandıkları da anlaşılıyor. Bu yollar da yine dopaminle ilintilidir. Fakat şöyle bir dezavantaj söz konusu: Dışa dönükler dopamine karşı pek hassas değildir. Dopaminin o olağanüstü etkisini göstermesi için ihtiyaç duydukları miktar içe dönüklerden daha çoktur. Ve dopamin düzeyini arttırmanın hızlı yollarından biri adrenalin seviyesini arttırmaktır ki bu yeni, hızlı, heyecan verici ve tehlikeli şeyler yaparak -örneğin karaoke barda şarkı söyleyerek, bir yabancıyla dans ederek veya bungee jumping yaparak- gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla dışarı çıkıp özellikle de başka insanlarla (yeni yüzlerle!) heyecan verici şeyler yaparak karşılığında ödül kimyasalı olan dopamini elde ederler, ani ve yoğun birkaç doz mutluluğun tadına varırlar. Her şey yolundadır.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkmış Alman devrimci hareketinin yenilgisi yeterince kavranmadığı sürece, bunu takip eden Nazizmi anlamak mümkün değildir. 1930'larda Avrupa'yı kasıp kavurmuş olan Nazi barbarlığı, yenilgiye uğramış devrimin yıkıntıları arasından doğmuştur. Buchenwald ve Auschwitz'e giden yol, 1919 ve 1920 yıllarında Berlin ve Bremen'de, Saksonya ve Ruhr'da, Bavyera ve Thuringia'da, hak- kında çok az şey bilinen çarpışmalarla başlamıştır. Nazilerin simgesi olan gamalı haç, modern tarihe, ilk kez, bu çatışmalar sırasında karşı-devrimci askerlerin giysilerindeki amblem olarak girmiştir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.