Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
**** Değişim, neye dönüşeceği ve ne sonuç getireceği belli olmayan bir süreç olduğu için çoğunlukla korkutucu geliyor insanlara. Oysa sabitlik çok daha riskli ve tehlikelidir. Sabit fikirlilikten tut da, tekdüze bir rutine esir olmaya kadar bütün hareketsizlik alanları körelticidir, yok edicidir, çürütücüdür. Değişmeyen fikirler, değişmeyen bir yaşam stili, değişmeyen bir iş, değişmeyen bir yeme düzeni, gelişmeyen bir ilişki, gelişmeyen beceriler, bir zaman sonra tehdit oluşturur. Değişime ve gelişime açık olmak yetmez, bunun için cesaretle ve bilinçle aksiyon alabilmek de gerekir. Cesareti olmayanlar esaret içinde yaşarlar ve maalesef çoğu hapishanesinin parmaklıklarını göremez bile. ****
Sayfa 116Kitabı okudu
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz. _3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz. _Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. _Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
Reklam
( Dişilliğin Farklı Yüzleri ) _Atalardan gelen kalıtsal özellikler olan Arketipler, ruhun rehberleri, bilinçdışının kişileşmeleridir. Onları göremeyenler, onların ellerine düşmüştür. Bilinç, arketiplerle büyülenir ve sanki hipnotize olmuş gibi esir tutulur. Erkeksi Animus, babadan kalma Logos’a karşılık gelirken, Kadınsı Anima da anneden kalma
Değişim, neye dönüşeceği ve sonuç getireceği belli olmayan bir süreç olduğu için çoğunlukla korkutucu geliyor insanlara. Oysa sabitlik çok daha riskli ve tehlikelidir. Sabit fikirlikten tut da, tekdüze bir rutine esir olmaya kadar bütün hareketsizlik alanları körelticidir, yok edicidir, çürütücüdür.Değişmeyen fikirler, değişmeyen bir yaşam stili, değişmeyen bir iş, değişmeyen bir yeme düzeni, gelişmeyen bir ilişki, gelişmeyen beceriler, bir zaman sonra tehdit oluşturur.Değişime ve gelişime açık olmak yetmez, bunun için cesaretle ve bilinçle aksiyon alabilmek de gerekir. Cesareti olmayanlar esaret içinde yaşarlar ve maalesef çoğu hapishanenin parmaklarını göremez bile…
Destek YayınlarıKitabı okudu
Değişim, neye dönüşeceği ve ne sonuç getireceği belli olmayan bir süreç olduğu için çoğunlukla korkutucu geliyor insanlara. Oysa sabitlik çok daha riskli ve tehlikelidir. Sabit fikirlilikten tutun da, tekdüze bir rutine esir olmaya kadar bütün hareketsizlik alanları kötekticidir, yok edicidir, çürütücüdür. Değişmeyen fikirler, değişmeyen bir yaşam stili, değişmeyen bir iş, değişmeyen bir yeme düzeni, gelişmeyen bir ilişki, gelişmeyen beceriler, bir zaman sonra tehdit oluşturur. Değişime ve gelişime açık olmak yetmez, bunun için cesaretle ve bilinçle aksiyon alabilmek de gerekir. Cesareti olmayanlar esaret içinde yaşarlar ve malesef çoğu hapishanesinin parmaklıklarını göremez bile...
Reklam
DEĞİŞİM VE SABİT FİKİRLER
Sıkıntıya girmeye namzet kişi, kendisi değişen ve kendisini sıkan kalıplara artık rahatsızlık vermeye başlayan insandır. Genellikle bu insanlar düşünür, filozof, şair vs. gibi derinliklerde dolaşmayı seven bireylerdir. Tüm evren devinir ve değişirken bazı insanların "sabit" kalmak için uğraşması hayret verici değil mi? Hem de ölüp gideceğini bilen belki de tek canlı olarak...
Sayfa 163 - tutikitapKitabı okudu
DEĞİŞİM VE SABİT FİKİRLER
Tüm evren değişir ve değişirken bazı insanların "sabit" kalmak için uğraşması hayret verici değil mi? Hem de ölüp gideceğini bilen belki de tek canlı olarak ...
Sayfa 161 - Tuti KitapKitabı okudu
DEĞİŞİM VE SABİT FİKİRLER
 Bart Kosko'nun deyişiyle, "Değişmeden öğrenemez ve öğrenmeden değişemeyiz."
Sayfa 158 - Tuti KitapKitabı okudu
Düşüncelerimiz, enerjiyi bir noktaya yönelten bir lazer tabancası gibidir. Bir ampulun ışığı ile bir lazerin ışığı arasındaki en önemli fark, yayılmadadır; birinde fotonlar, her bir yöne uçuşur, diğerinde ise bir noktaya yoğunlaşır. Aynı bu şekilde, düşünce gücümüz de her zaman ve her yerde mevcut olan enerjiyi yönlendirir ve bu enerjinin belli
Reklam
DEĞİŞİM VE SABİT FİKİRLER
Yüksek bir bilinç düzeyine sahip olan insan uzak geçmişteki tecrübelerle, uzak gelecek hakkında çıkarımlar, planlar ve uygulamalar yapar. Belki de "bir gün mutlaka öleceğini" bilen ve kavrayabilen tek canlı odur. Fakat tüm bu "avantajlara" rağmen, hala sabit fikirlidir ve sadece onda vardır bu özellik... Büyük fizikçi Einstein "Bir önyargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur" diyor. En zor koşullar altında bile kendine uygun bir yaşam ortamı oluşturmak üzere çevresini kendisi için düzenleyebilen bir varlık insanoğlu. Kanımca bu yeteneği, onun sabit fikirlere sahip olmasında en büyük etken. Diğer canlılar çoğunlukla çevrelerine uyar ve değişir. İnsan ise tam tersini yapar. Belki bunun bir uzantısı olarak, bazılarımız fikirlerimizi -yanlış olduğunu düşünmeye başlasak bile- ne pahasına olursa olsun korumaya çalışıyoruz. Değişime direniyoruz.
DEĞİŞİM VE SABİT FİKİRLER
Hal böyleyken sabit fikirlilik nasıl bir şeydir acaba? Sürekli değişen bir organizma (insan), sürekli değişen bir dünyada ve evrende nasıl sabit ve değişmez fikirlere, kesin kanaatlere, mutlak doğrulara sahip olabilir? Bunun doğal bir mekanizması var mı, yoksa sadece insana ait bir "kusur" mu bu?
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.