Kitap mücadele ile geçen bir yaşam öyküsü. İnsanın kendini cehaletten nasıl sıyırıp büyük bir azimle başarılması imkansız şeyleri nasıl başarabileceğini gösteren bir öykü. Mücadele gücünü bir aşktan alıyor. Her geçen gün kendinde olan gelişmelerle kimlik kişilik bir fikriyat oluşturan ve inanç edinen Martin bu fikriyatıyla o ulaşmayı hedeflediği burjuva sınıfına savaş ilan ediyor.
Yoksulun yoksunluğun yanında olan bir zihniyetle, insanın köleleştirirlip bir makineye çevrilmesine duyulan nefret zihinlere kazınıyor.
Ulaşmaya çalıştığı hayallerini süsleyen tüm başarıları bir gün ulaşan ün ve bol para kazanan Martin, yoksulluğunda kaybettiği büyük aşkının acısıyla,
insanların gerçekte değer verdikleri şeylerin onların paraları şöhretleri olduğu sonucuna varıyor. Kazandıklarını başkalarının saadeti için harcayıp, yaşamaya değer hiçbir şey olmadığını fark eden Martin hayatına son veriyor.
Kitabı barındırdığı inançsız düşünce yapısıyla benimsemesem de ve felsefik içerikli düşünce ve inançların tartışıldığı, ideolizim içeren bölümlerde çok sıkılmış olsamda, çabaya,bir insanın kendisini okuyarak nasıl büyük bir gelişime değişime uğrayabileceğine , kendine duyulan güven duygusuna , inanca ve temiz duygularla beslenen aşka hayran oldum.