Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aralarında yaşlısı da var, genci de, birtakım şairlerimiz temiz bir dille güzel mısralar söylemeğe değil, öğretici şiirler yazmağa heves ediyorlar. Sevgilerini, dertlerini, sevinçlerini anlatmağa da kalkmıyorlar, birtakım fikirleri yaymak isterlermiş... Cemiyet kendilerinden böyle bir hizmet bekliyormuş... Şiir halkı aydınlatmak için yazılmalı imiş... Halk, yani köylüler, işçiler, küçük esnaf takımı onların yazdıklarını okuyacak böylece doğru düşünmeyi, adam olmayı öğrenecek!.. İnsan kızsın mı, gülsün mü, kestiremiyor. Halka bir baksalar ya! ne güzel şiirleri vardır; Anadolu'nun, Rumeli'nin, İstanbul'un eski, yeni halk türkülerini bir dinleyin, birdenbire bir şimşek gibi parlıyan nefis mısralar bulursunuz. Hiçbirinin de bir şey öğretmeğe, bir fikir yaymağa kalktıkları yoktur. Halk, sanatın sadece güzel şekiller yaratmak arzusu olduğunu kendiliğinden anlamıştır. Bir tanesinin bile şiirlerini okumuyor; bir köye gidip genç şairlerimizin sözde halk diliyle yazdıkları o özentili bezentili koşmaları, manileri okuyun, kimse hoşlanmıyor. Anlamadıkları için mi? Yoo! anlaşılmıyacak neleri var? Ama halkın şiirde aradığı güzellik de yok. Bizim bugün Karacaoğlan'ın, Deli Boran'ın diye bildiğimiz, ağızdan ağıza dolaşarak değişmiş, bozulmuş, gene de tazeliklerini, güzelliklerini yitirmemiş şiirleri söyliyen halk, üç dört kendini beğenmişin: "Biz halkı aydınlatmağa çalışıyoruz!" diye kendileri de inanmadan yazdıkları ecişbücüş şiirleri neden dinlesin?
Ben Evren oğlu Deli Boran Kul olmadım hiç bir yönde Sultan yeliyim yeryüzünün
Reklam
Bizim büğün Karacaoğlan'ın, Deli Boran'ın diye bildiğimiz, ağızdan ağıza dolaşarak değişmiş, bozulmuş, gene de tazeliklerini, güzelliklerini yitirmemiş şiirleri söyliyen halk, üç dört kendini beğenmişin: "Biz halkı aydınlatmağa çalışıyoruz!" diye kendileri de inanmadan yazdıkları ecişbücüş şiirleri neden dinlesin?
Sayfa 51 - Yapı Kredi Yayınları
Qar və boran gülləri öldürə bilər, lakin onların toxumlarını öldürə bilməzlər. Zira, qar bu toxumları öz istisində saxlayaraq öldürücü soyuqdan qoruyacaqdır.
Gül açmayı unutmuş, bülbüller şakımayı Türk'ün cennet yurdunda, dört mevsim deli boran
Sayfa 132 - Bilge kültür sanatKitabı okudu
Doğanın çığlığı...
"Arada hiddetlenip içimden gelen alevleri, ifrazatı dışarı püskürtüyorum 'yanardağ' diyorsunuz. Kesilen, yakılan ormanlık alanlarımdan toprakla birlikte sel olup hırsla akıyorum 'erozyon' diyorsunuz. Arada bir silkelenip kıpraşıyorum 'zelzele' deyip geçiyorsunuz. Fırtına, boran, lodos, keşişleme, karayel olarak ıslık çalıyorum 'deli yel' diyorsunuz, hala akıllanmıyorsunuz..."
Sayfa 51 - Nikea YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yusuf'un büyüsünde parmaklarını heba eden Züleyha! Şiirleri mısra mısra adamışken yollarında, içimde deli boran türkülerle dem tuttum aşkını.
Sayfa 149 - KARİYER YAYINCILIKKitabı okudu
Bakıyorum nedensiz döküyor ağaçlar yapraklarını. Nedensiz köpürüyor deniz. Nedensiz böyle deli boran rüzgar. Nedensiz yolunu şaşıran yolcular. Nedensiz akşamların karanlığa düşüşü. Nedensiz ayrılıklar. Her şey nedensiz gidişinle...
Sayfa 133 - KARİYER YAYINCILIKKitabı okudu
Sen bilirsin Deli Boran halini Sultan olan yâd’a atmaz kulunu …
Reklam
… Deli Boran kisbim oldu kâr bize Ben bülbülüm mesken oldu zâr bize
Dudaklarını onun endişeli dudaklarına yapıştırdı. “Boran! Aşkım! Ben de seni seviyorum! Hem de daha ilk andan beri!” “Gerçek mi bu?” Genç adamın sesi fısıltı gibiydi. Sanki inanamıyordu. Belen dudaklarını geri çekti. “Yemin ederim! Senin yanında kalbimin deli gibi atmadığı tek bir an olmadı. O ilk sabah… daha seni görmeden, arkamda beklerken bile etki alanına girmiştim. Tüm vücudum yaydığın elektriği hissetmişti. O yüzden çok korkmuştum. Deli gibi çığlık atıp senden kaçmak istemiştim. Özellikle beni öpeceğini sandığım o anda!” Boran’ın gözleri bir an ışıldadı. “Öpmek istemiştim!”
Sayfa 430Kitabı okudu
Doğanın Çığlığı
Arada hiddetlenip içimden gelen alevleri, ifrazatı dışarı püskürtüyorum 'yanardağ' diyorsunuz. Kesilen, yakılan ormanlık alanlarımdan toprakla birlikte sel olup hırsla akıyorum 'erozyon' diyorsunuz. Arada bir silkelenip kıpraşıyorum 'zelzele' deyip geçiyorsunuz. Fırtına, boran, lodos, keşişleme, karayel olarak ıslık çalıyorum 'deli yel' diyorsunuz, hala akıllanmıyorsunuz...
"Arada hiddetlenip içimden gelen alevleri, ifrazatı dışarı püskürtüyorum 'yanardağ' diyorsunuz. Kesilen, yakılan ormanlık alanlarımdan toprakla birlikte sel olup hırsla akıyorum 'erozyon' diyorsunuz. Arada bir silkelenip kıpraşıyorum 'zelzele' deyip geçiyorsunuz. Fırtına, boran, lodos, keşişleme, karayel olarak ıslık çalıyorum 'deli yel' diyorsunuz, hâlâ akıllanmıyorsunuz..."
Sayfa 51 - Nikea yayınlarıKitabı okudu
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.