Sarıkamış'tan sonra "Battık" diyenlerin karşısına dikildim. "Yok öyle şey! " dedim. Yetmiş iki buçuk millet Çanakkale'ye yüklendi. Rus yürüdü geldi, Suşehri'ne dayandı. Aklı erenler, "Bu iş burada biter!" dediler "Yok öyle şey! " dedim. Hesapla mı dedim, hayır, yürekle dedim...
Sayfa 104Kitabı okudu
Yunus balığınının iskeletini şehit sanıp türbe yapmak? :D :D
Duydunuz mu olanları? dedi. — Neymiş? —-Mezardan çıkan kemiklerin raporu geldi. İnsan iskeleti değilmiş. —Ya neymiş ? —Yunus balığı iskeletiymiş? Adlî Tıp muayene edip bildirmiş. Savcılık da soruşturmuş. Burdan giden bir araba, yunus balığı götürürken, sıcakta kokunca balığı atmışlar. Etini kurt çakal yemiş, iskeleti kalmış. Esasen şehit mehit de yok. Burdan şehirde tören yapıldı denince Ankara şaşmış. Uçak düşmemiş ki şehit ola... Uçak, kara duman salıp Hıdırlık Doruğundan başaşağı kayınca bizim avanaklar, uçak düştü sanmışlar. — Ne diyorsun ? — Diyeceği böyle... Hep birden Aklı Evvel Bedir Hocaya döndük : — Ulan alçak Hoca , yunus balığına bize cenaze namazı kıldırdın rezil... Bir de dualar ettin... Tuuu... Yahu, o kadar kurban kanı boşa mı gitti, biz boşu boşuna mı ağladık? Bedir Hocaya çullandık... Bedir Hoca , — Ben bilir miyim , dedi. İbraam Bey öyle söyledi.. . Ben dediğini yaptım. İşte böyle bey... Türbe gene yapıldı. Hıdırlık yolundaki "Yunus Baba Türbesi" işte odur, ziyaretgâh.. Kısır karılar gider, saralılar, deliler gider, birebir... "Böyle ineğin böyle danası olur" demişler, boşuna mı? Bizim gibi avanaklar olduktan kelli, Zübük' ün bize ettiği az bile. Bizi güldürürde ağlatır da... Ağla gözüm ağla...
Reklam
Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire: Buraya kadar! dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, daha önce haber vermiştik derler. Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik. Yaşarken eskidiğini ve eskittiğini söylemiştik.
Sayfa 321Kitabı okudu
Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber vermediler mi sana? Birdenbire, “buraya kadar!” dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, daha önce haber vermiştik, derler onlar. Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik.
Sayfa 321Kitabı okudu
'Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire, 'Buraya kadar!' dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiç bir ağacı, hiç bir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin.'
Sayfa 321Kitabı okudu
Emirdağ, "Onun talebelerinden zarar gelmez..."
"Buralıyım." dedi. Yaşı 60'ın üzerindeydi. Buralı olduğuna göre
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerini görmüş olacağını düşünerek, "Zamanında bu çeşmeden büyük bir zat abdest alır, namaz kılarmış; gördünüz mü?" diye sordum. Başını "evet" manasında salladı. Belli ki istibdat devrinin korku izleri silinmemişti. Koluna girip
Reklam
1.000 öğeden 671 ile 680 arasındakiler gösteriliyor.