Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

demir

Ağır Geliyor
Yaralı kuşumun kanadı Dallara ağır geliyor. Yere bassa ayağını Yollara ağır geliyor. Uzaktan gider bulutlar, Çiçekken kurur umutlar, Suna beklemek her bahar
Reklam
Şiire Tutunmak
Yok başka hiçbir umarin En granit kayanin en ortasinda Balta girmemiş karanliklarinda kipirtisiz Ya ölmektir kurtuluşun Ya da şiire tutunmak O en gergin tele şöyle bir dokun Son tiniyla tel kopsun Ayak sesleri duyulsun ölümün Her yanin her yönün çikmaz Nereye baksan yok Hiç bile herşey sayilir o bulundugun yerde Kurtarirsa kurtarir ancak Yine şiire tutunmak. Aziz Nesin
Özlem
O denli o denli çok beklettin Alıştırdın bekletmeye kendini Çok zamanlar geçti de geldin Senden çok seviyorum senin özlemini Aziz Nesin

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beni Candan Usandırdı
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım Uyadır halkı efgânım gara bahtım uyanmaz mı Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen Desem ol bî-vefâ bilmen inanır mı inanmaz mı Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil Bana ta'n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı Fuzuli
Bildiri
Sen yoksun, kapım düşüncelere açık; Sesimde ritm oldun, düşüme maya. Sen, hüzün perçemim, beyaz karanlık; Dolunaylar gibi doğuver artık, Kutsal ışığınla parlat aşkımı, Parlat ki düş atım aksamaya! Yıllardır beklerim geleceksin diye Umut tohumlarım güleç ve diri, Bir tılsımlı kuş ol geliver gayri; Geliver kapıma, gitme bir daha! De ki: -'Ebedidir bu aşk, bu bahar.' Çiçeklerin, türkülerin en güzeli yar; Yaşama gücümsün, sensin hayatıma Bir minyatür gibi renk veren rüya. Bahaettin Karakoç
Reklam
Cezayir Radyosu yine sadık battal'a...
ben sadece kendi kaderimin peşinden koşturuyorum senin başka dünyalara kader bağlamışlığın var köprülene köprülene köprülerden geçiyoruz savaşlardan kan var bayraklar solduruyor renkleri sarmalların kollarını kırıyorken genetik ruh bulaştırıyoruz birbirimize dna değil! sevgilim çaktırma durumlar kritik bence biz bundan sonrasına yürüyerek
Ayçiçeği
Güneş gözlerine bandı mı ışığı Vakit aydınlıktır renginle o sıra Ve afyonlu gülüşündür hayalimdeki… Sen hafif ve yoksun esen yel Serinliği taşıdığın diyarlarda tek Yaprakların yegane dans ettireni Tozu dumana katmanın becerisinde Soruyorum şimdi sana: “Yine hangi rüzgarın emrine amadesin? ” Vakit serptiğin su damlalarıyla Islanmaktır ince ince o sıra Bozuk bir pergelle yol çizdiğim martılar Ağır aksak bir göçün yörüngesinde Ey yolunu kaybeden beyaz martılar Soruyorum şimdi size: “Yine hangi sıcağın çekimindesiniz? ” Şimdi bir ayçiçeği gibi döndüğünde güneşe Bir de güneş gözlerine bandı mı ışığı Vakit geçmiyordur durmuştur o sıra Ve afyonlu gülüşündür hayalimdeki… Alper Gencer
An Gelir
an gelir paldır küldür yıkılır bulutlar gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet o eski heyecan ölür an gelir biter muhabbet çalgılar susar heves kalmaz şatârâbân ölür
Aşk
Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki, Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk. Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından Fışkın sürerce dirilip yeniden yanmaktır aşk. Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp, Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk. Sevgilinin otağını gökkusağına boyayıp gece-gündüz, Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk. Yaratmaktır ya da sevgilinin toprağından yaratılmak, Her nefes alıp verişte yanmaktır aşk. İsmaili bir gönülle teslim olmaktır bıçağa, Birini kandırmak değil, bilerek kanmaktır aşk. Diline arılar konar, koynunda karıncalar gezer, Sevgilinin ölçeğiyle her zaman sınanmaktır aşk. İsrafil'in Sûr'unu ruhunda duymaktır aşk, Suyu suyla yumak gibi aşka inanmaktır aşk. Bahaettin Karakoç
Var Şu senin bulutsu sesin var ya Uçtan uca tersyüz ediyor geceyi Yataklar var konuşmak için Öpüşmek için telefon kulübeleri
Reklam
Bir Kış Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. Cemal Süreya
Bir Bahar Hâb-ı gafletden uyanup zînet-i eşcâra bak Kudret-i Hakka nazar kıl revnak-ı ezhâra bak Gözün aç gör nice ihyâ oldı emvât-ı zemîn
Ayıp
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir, İki gözüm pınar oldu gel gayrı. Elim değse akan sular tutuşur İçim dışım yanar oldu gel gayrı. Ayların sırtında yıllar taşındı, Sanma ki garibi eller düşündü. Bebekler evlendi, yollar aşındı Kozalaklar çınar oldu gel gayrı. Hesap et gideli sen gurbet ile Otuz ay tutuldu kolay mı dile? Hapisler,sürgünler,esirler bile Sılasına döner oldu gel gayrı. Gönlüm sende,gözüm yollarda durdu, Saat isyan etti, takvim kudurdu. Hasret hançerini bağrıma vurdu Yüreciğim kanar oldu gel gayrı. Emeği boşadır yuvasız kuşun... Nerdeyse toprağa değecek başın. Beni düşünmezsen kendini düşün Herkes seni kınar oldu gel gayrı. Abdurrahim Karakoç
İçerde
Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere, Yastığım, ranzam, zincirim, Uğruna ölümlere gidip geldiğim, Zulamdaki mahzun resim, Haberin var mi? Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş, Karanfil kokuyor cıgaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin… Ahmed Arif
Çakıl
Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar Bir gelincik açılır ansızın Bir gelincik sinsi sinsi kanar Seni düşünürken Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır Deliler gibi dönmeğe başlar Döndükçe yumak yumak çözülür Çözüldükçe ufalır küçülür Çekirdeği henüz süt bağlamış Masmavi bir erik kesilir ağzımda Dokundukça yanar dudaklarım Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bedri Rahmi Eyuboglu
166 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.