Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KİTABA ÇELME 2 Mart 1995 Fransız Televizyonu’nun ilginç bir âdeti var: Öğleden sonraki haber bültenlerini sunarken, sunucunun yanına bir yazar konuk olarak oturuyor; haberler, o yazarla söyleşilerek sunuluyor; bu arada, yazarın o sırada yayımlanmış olan kitabı da -roman, deneme, inceleme vs- seyirciye tanıtılıyor. Şu işe bakın, kitabı
Sayfa 209 - İş BankasıKitabı okudu
Dünyanın En Büyük Tiyatrosu
Tiyatro denilince herkesin aklına Ingiltere, Rusya gibi ülkeler gelir ama bence hiç bir ülkedeki tiyatro yaşamı, Türkiye'nin eline su dökemez. Çünkü biz, ülke olarak dünyanın en büyük tiyatrosuyuz. 70 milyon kişilik bir tiyatro bu. Sahnede demokrasi dekoru var, hukuk dekoru, medya dekoru, ekonomi dekoru var. Milliyetçilik, sağcılık, solculuk, sanat, kültür, dincilik, Batıcılık, laiklik; bunların hepsi var. Ama bir de bakıyorsunuz ki arkası yok bunların. Seyircinin izlemesi için sadece ön yüzleri hazırlanmış. Şatafatlı dekorlar, oymalar, kakmalar, süslemeler hep seyircide gerçeklik duygusu uyandırabilmek için hazırlanmış. O cicili bicili dekorları ve göz kamaştıran ışıkları gördüğünüz anda heyecana kapılıp arkalarında çok büyük yapılar olduğunu sanıyorsunuz. Ve yanılıyorsunuz. Hepsi dekor!
Reklam
ABD Emperyalist Çakalı da tabiî tüm bunları bilmekte, bu yönden de Tayyip’in ve AKP’giller’in iplerini daha da sıkılaştırmaktadır. Yani onları daha güçlü bir biçimde avucunun içinde ve emrinin altında bulundurmaktadır. Onlara demektedir ki; Bakın, sizin bütün hırsızlıklarınızı, yolsuzluklarınızı, kanunsuzluklarınızı biliyoruz. Bunları açıklasak, siz birkaç hafta bile iktidarda kalamazsınız. O bakımdan da emirlerimize harfiyen uyacaksınız! Bunu aklınızdan hiç çıkarmayın! Zaten nasıl devşirilip iktidara getirildiklerini çok iyi bildikleri için Tayyip ve avanesi; ABD’nin istememesi durumunda iktidarda birkaç hafta bile kalamayacaklarını da adları gibi bilmektedirler. Acı gerçek budur, arkadaşlar... Yine hatırlayalım ki, ABD Emperyalisti sadece iktidarları, emri altında bulundurmakla yetinmez. O haydut, Meclisteki Amerikancı Burjuva Muhalefeti da emri altında bulundurur. Dolayısıyla da Türkiye’nin de içinde bulunduğu İslam Coğrafyasında demokrasi filan yoktur, kesinkes. Bir oyun vardır sadece “Demokrasicilik Oyunu”. Bir tiyatro oynanmaktadır: “Demokrasicilik Tiyatrosu”.
Düşüncelerimi paylaşmak istedim...
15 TEMMUZ NEDEN TİYATRO? - İKİ YAPI, AYNI ZİHNİYET: TSK Yurtta sulh konseyi olarak devletin bir parçasıdır, HÜKÜMETİN DEĞİL. Bir hükümet ortak olduğu FETÖ gibi bir yapının TSK’ya girmesini sağlamışsa, ortak olduğu için dolayısıyla hükümet TSK’ya girmiş demektir ve böylelikle Yurtta sulh konseyini devletin bir parçası olmaktan çıkarmış hükümetin
16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
"Demokrasi getiriyoruz" diyerek savaş, kan ve açlık getirenler "sağlık getiriyoruz" diyerek de despotizm ve sansür getirerek hastaneleri küresel şeytanların mezbaha alanları haline getirerek güya tedavi edecekler. ABD'nin Ortadoğu'ya getirdiği neyse Dünya Sağlık Örgütü'nün korona tiyatrosu ile dünyaya yapmak istediği odur."
Kemal Özer
Kemal Özer
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Haldun Taner’in 1953 yılında yazdığı Günün Adamı adlı tiyatrosu, döneminde çok tartışılmış, bir dönem yasaklanmış; dolayısıyla oldukça büyük etkiler uyandırmış bir eserdir. Türkiye Cumhuriyetinin gerçek anlamda çok partili rejime geçtiği ilk yıllarda siyaset hayatını eleştirel bir dille anlatan bu tiyatro, belli ki, bazı siyasetçileri rahatsız
Günün Adamı - Dışardakiler
Günün Adamı - DışardakilerHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 2017101 okunma
Yapay zekâ kariyerlerimiz ve belki de ilişkilerimiz konusunda bizden daha iyi karar alabilir duruma geldiğinde, insanlık ve hayat hakkındaki fikirlerimizin değişmesi gerekecek. İnsanlar hayatı karar aşamalarından oluşan bir tiyatro oyunu şeklinde algılamaya alışık. Liberal demokrasi ve serbest piyasa kapitalizmi bireyleri sürekli dünya hakkında kararlar alan otonom özneler şeklinde görüyor. Shakespeare oyunları ya da Jane Austen romanlarından ucuz Hollywood komedilerine, sanat eserleri genellikle başkahramanın oldukça kritik bir karar almasını gerektiren durumlar etrafında şekillenir. Olmak ya da olmamak. Karımın sözünü dinleyip Kral Duncan'ın canını almak ya da vicdanımın sesini dinleyip hayatını bağışlamak. Mr. Collins'le ya da Mr. Darcy'le evlenmek. Hıristiyan ve İslam teolojileri de benzer bir karar alma tiyatrosu üzerine yoğunlaşır ve ebedi kurtuluşun ya da cehennem azabının doğru tercihi yapmaktan geçtiğini öne sürer.
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.