"Derviş, bunda yalnız neylersin?" "Bilmem... Galiba odun keserim padişahım,odun toplarım,Taptuk Sultan'ıma hizmet için..." "Galiba ne demek derviş, kişi işlediğini bilmez midir?" "Ben bilirim de yüce padişah,acep Hak Teala da benim bildiğim şekilde mi bilir, onu bilmem" "Bilmez
Sayfa 191Kitabı okudu
Eğer yüreğinizde beslediğiniz şey saflıksa ve niyetleriniz iyilikten yana ise,evrenin bütün güçleri size yardım eder.Yeter ki kalbinizde talebinizle ilgili maraz olmasın,dedi ve ekledi: "Hiçbir güç ,niyeti saf kalbin talebi karşısında direnemez."
Hayat yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Derviş Yunus' dan yüzümüzü gülümseten bir ders daha...
Molla Kasım' dan... ""Baban gözlerini son defa açtığında önce bana bakıp gülümsedi, ardından başını o dervişlerden yana çevirdi ve "Haydi sor!" dedi. Hepimiz o dervişe baktık. İçinden sormak geçmişti besbelli. Gayet terbiyeli sordu: "Hey azizler azizi Yunus Emrem! Şiirleriniz ?!.." "Sevgili için söylenmiş sözlerdir, Sevgiliye hediyedir." "Kaç adettir hiç bilir misiniz?" Herkesten çok ben şaşırıp kaldım. Tomarını yırtıp yaktığım zaman kulağıma çalınan üç bin rakamı dışında kaç adet şiir söylediğini hiç düşünmemiştim. Kendisinin de düşündüğünü veya saydığını zannetmiyordum. Çünkü o bir şiir demiş olmak için şiir demiyordu; o bir kalbe girmek için şiir diyordu. Onun şiiri sanatı için değil imanı içindi. Onun şiiri insan için, sevgi için, hoşgörü için, insanlık içindi. İrşadın yolunu şiirde bulmuş, şiir bütün sözlerden uzun yaşadığı için nasihatlerini şiir biçiminde söylemişti. Yine de herkes merakla onun vereceği cevaba dikkat kesildi. Derviş, galiba "Sevgili'ye hediyedir." kısmını anlamamış olmalıydı ki hâlâ "Kaç adettir?" merakını gidermek üzere cevap bekliyordu. Ulular ulusu Yunus hazretleri o vakit hafifçe gülümsedi. Sonra eliyle "Hiç saymadım ki!" dercesine bir işaret yaptı ve vecd halindeki meclisi titreten o cümleyi söyledi: "Sevgiliye gidecek hediyeyi saymak yakışık almaz, öyle değil mi?" O sırada dervişlerden yedi tanesinin de, birbirlerinden habersiz, cübbelerinin içinde gizliden gizliye çekmekte oldukları tespihlerin iplerini koparıverdiklerini çok sonradan öğrendim.""
Sayfa 359 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
müthüş bir kitap okuyorum :D
Bir gece evine girmiş, ceketini her zamanki gibi dolaba asmış, kedisine dönmüş ve "MİYAV!" demiş. Kediler karşılaştıklarında birbirlerine böyle, "İyi akşamlar," dermiş. Ama kedisi hiç şaşırmışa benzemiyormuş. Kedi, "Mrrrrouvrouv!" diye yanıtlamış, "E, nihayet!" demekmiş bu.
Sayfa 49 - dedalus
Çobanın Aşkısatir arasi hikayeler serdar tuncer Aşıktı genç çoban. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: – Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor,
Bir derviş zindanda Hallac’a “Aşk nedir?” diye sordu. Hallaç, “Aşkın ne olduğunu bugün, yarın ve öbür gün görecek­ sin” dedi. O gün onu katlettiler. Ertesi gün ateşte yaktılar. Üçün­ cü gün külünü göğe savurdular.
Reklam
911 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.