Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ordinaryüsün Fahiş Yanlışları: Yeni Anayasa gereği milletvekili ve senato seçimlerinden sonra TBMM ve Cumhuriyet Senatosu tarafından yeni cumhurbaşkanı da seçilecekti. Adalet Partisi Samsun senatör adayı Ali Fuat Başgil'in cumhurbaşkanlığına aday gösterileceği seçimlerden önce açıklanmıştı. Anayasa hukukçusu olan Ord. Prof. Dr. Ali Fuat
Ali Fuat Başgil'i devlet başkanı yapmak isteyenlere soruyorum: Başka adam bulamadınız mı? İç ve dış Türkleri ayrı milletler sayan, milliyetçiliği milletler arası münasebetlerde ayırıcı rol oynayan kolektif bir egoizm diye gören, dinin bugün için bir ideal veremeyeceğini iddia eden ve Nâzım Hikmetof'un hapisten çıkması için birçok solcularla birlikte bir kâğıda imza atan bu ordinaryüsten başka kimseyi bulamadınız mı?... Bir devlet başkanı seçimi siyasî bir iş olmadığı, siyasetin üstünde yer aldığı için fikrimi söylüyorum: Bula bula Başgil'i mi buldunuz? Siz de kuru şöhretlerin ardında mı koşacaksınız? Yoksa milliyetçi değil misiniz? Yahut bunların hiçbiri değil de koyu bir gaflet bulutu içinde misiniz? Böyle ise, işte size Ordinaryüs'ün fikri yönünü açıkladım. Kimin devlet başkanı olması gerektiğini de ben öğretecek değilim ya..."
Reklam
Türkeş ve Arkadaşlarının Tasfiyesi-Gelişen Olaylar: Olaylar hiç de Atsız'ın düşündüğü veya ümit ettiği şekilde gelişmedi. Madanoğlu grubu komiteye hâkim oldu ve 13 Kasım 1960 tarihinde Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi'ni feshettiğini bir bildiri ile kamuoyuna açıkladı. Türkeş ve 13 arkadaşı ordudan emekli edilerek müşavirlik göreviyle
"Başka anayasalardan aparılan ve aktarılan" anayasanın “millî” olmadığına inanan Atsız'a göre "anayasa sadece bir hukuk işi” değil, "aynı zamanda tarihî gelişmenin sonucu" idi. Bu bakımdan anayasa hazırlanırken tarihçilerin de fikri alınmalıydı; üstelik "tarihçilerimizin uluslararası ünü ve yeri vardı." Böyle yapılmadığı için "Türk devletinin 'sosyal' devlet olduğu" kaydolunmuş, fakat "Türkçü devlet olduğu" kaydolunmamıştı. Bu gerekçelerden sonra “Konuşmalar” başlıklı yazısında şöyle diyor Atsız: "Onun için ben bu anayasaya 'hayır' dedim." (Ötüken, Nisan 1967: 9).
1960-1975 YILLARI ARASI 1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Reklam
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
76 syf.
·
Puan vermedi
Antigone: Antik Yunan kökenli bir isimdir. Anti=(Karşı veya zıt) Gone=(Doğan) anlamına gelir. Antigone=Karşı doğan veya zıt olan gibi anlamlara gelir. Okuduğumuz kitap bir tragedya eseridir. Kral Ouidipus kitabının devamı olan Antigone; Oidipus'un kızı Antigone'nin trajik hikayesini anlatır bizlere. Oidipus'un oğulları Pollynices ve
Antigone
AntigoneSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,716 okunma
Öyle mi dersin? Ya halk kızar da koskoca delikanlının baba sırtından geçinmesini doğru bulmazsa? Derse ki oğluna: Asıl sana düşer babana bakmak. Ben seni, büyüdüğün zaman uşaklarının uşağı yapasın, yerli yabancı bir sürü kölenle birlikte kendini bana besletesin diye mi çıkarıp koydum ortaya? Ben yalnız zenginleri, kibar denen kişileri başımdan atman için getirdim seni başa. Şimdi topla adamlarını ve çekil devletten. Bir baba isterse oğlunu belalı misafirleriyle birlikte evinden kovabilir değil mi?
- Niçin Said-i Kürdî adını kullanıyorsunuz? Bu adla ayrı bir milletten olduğunuzu ortaya koymuyor musunuz? - Kavmiyet dâvasında değilim. Hiç kimse kavmini seçmekte hür değildir. Kürtler'in menşeini merak ediyorsanız, tarihçi İdris-i Bitlisî'yi okuyunuz. Bu devlete sahip çıkmam da menşe birliğimizi gerektirmez; çünkü ben müslümanım ve bu devlet İslâm devletidir. Niçin Said-i Kürdî adını kullandığımı Yıldız Mahkemesi'nde izah etmiştim. Kürdî kavmiyet asabiyetimi değil, doğduğum bölgeye mensubiyetimi ifade eder.
Sayfa 155 - ötükenKitabı okudu
Reklam
236 syf.
·
Puan vermedi
José Saramago
José Saramago
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ KİTAP YORUMU Öncelikle her ne kadar yazım tarzıyla ( noktasız virgülsüz satırlarca yazmak) tanınsa ve çokça olumsuz eleştirilse de, gerek kitaplarının içeriği gerek betimlemelerinin derinliği gerekse konunun içinde sorduğu sorular ve verdiği cevaplarla her zaman beni kendine hayran bırakan yazarlardan biri
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,8bin okunma
Önce Kaliteli İnsan, Sonra Kaliteli İş, Gerisi Gelir…
Muhterem dostlar “Ekmeden biçmek!” diye bir söz var. Ne ekersen onu biçersin! Ekmediysen ne biçeceksin! Maalesef insanımız çalışmıyor, okumuyor. Birinci yaşanmış hikâye Köyde çalışırken 3”- 4 kişi bir arkadaşın buğday tarlasına çalışmaya gitmiştik. Biçilen buğdayları toplayıp traktörle harmana getiriyorduk. Hava çok sıcaktı. Baktım arkadaşlar
Devlet tüm soğuk canavarların en soğuğudur. Soğuktur söylediği yalanlar da; ve şu yalan dökülür dudaklarından: "Ben, devlet, halkın ta kendisiyim."
Reha Oğuz'un Kemâlistliği.
"Sonra, Kemalizmin Tarih ve Dil inkılaplarında mündemiç olan .. Türk ırkının eşsiz üstünlüğü.. felsefesi kalbi mi fethetmişti. Bunu, biyolojiye, prehistuara ve daha birçok ilimiere dayanır bir Tarih felsefesi halinde işlernek en büyük ihtirasımdı." (Sahife: 411) (Kemalizmi Turancı ve Irkçı gibi gösteriyor) Bunlar, yıllarca, Atatürk
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İslam'a teşekkür kitab'ı
Garaudy, Hitler ordusuyla yapılan Somme savaşında gösterdiği büyük kahramanlık sebebiyle yüksek devlet nişanıyla ödüllendirilir. Fakat bir gün Fransız hükümetinin Hitler ile yaptığı anlaşmayı öğrenen Garaudy, bu duruma başkaldırır ve Fransız sömürgesi Cezayir'e sürgün edilir. Otuz üç ay burada hapis hayatı yaşar. Orada da yapmış olduğu bir
İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı
İslam Medeniyetinin İnsanlığa KatkısıRoger Garaudy · Timaş Yayınları · 2020219 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.